#tüm seyyahnerede-0 entry'leri

etnosembolcülüğün ortaya çıkması modernizmin eleştirisiyle oldu. bu görüşü savunanlar çağdaş ulusların doğuşları etnik geçmişleri dikkate alınmadan anlaşılmaz diyor. ve bunları etkileyenlerin mitler,semboller, değerler ve geleneklerdir diyor. daha sonra John Amstrong diye bir adam etnik bilincin uzun bir geçmişe sahip olduğunu ve bu bilincin en önemli özelliğinin kalıcılığı olduğunu söylüyor. bu nedenle etnik kimliklerin nasıl oluştuğunu bilmek istiyorsanız yüzyıllar öncesine bakmanız gerektiğini belirtiyor. daha sonra norveçli Fredick Barth'a da söz hakkı doğuyor ve bu etnik gruplar kendilerini kendi özelliklerine göre değil de yabancılarla karşılaştırarak kendilerini tanımlar diyor.
devlet merkezinin gücünü azaltarak yerel yönetimlerin yetkilerinin ve gücünün artırılmasını savunan siyasi bir görüştir. liberal ideolojilerin savunduğu görüşlerden biridir.
yasama, yürütme ve yargının yani güçler birliğinin hükümdarda toplandığı yönetim şeklidir. bu yönetim şeklinde adaletsizliklerin görülmesi olasıdır. devlet hızlı kararlar alabilir ve uygulayabilir.
yunan diline göre en iyi anlamına gelen Aristo ve güç anlamına gelen Kratos sözcüklerinin birleştirilmesiyle oluşturulmuştur. en iyilerin yani bir bakıma soyluların güce hakim oldukları rejime verilen addır.
yüzyıllarca krallar, aristokratlar ve tiranlar tarafından yönetilen atinalılar M.Ö. 6. yüzyılın sonlarına doğru yurttaş olarak yönetime katılma hakkını elde ettiler. ve bu kavramı tanımlamak için demos- kratos (halk-yönetim) sözcüklerini birleştirerek ''demokratia'' sözcüğünü ürettiler. meşhur şair Salon yönetime düzen getirdi. yaptığı reformlar : borç köleliğinin kaldırılması, halk meclisi ve halk mahkemesi adlı iki kurumun meydana getirilmesidir. Cleisthenes'in reformları da atina şehir devletlerinin yeniden örgütlenmesi, iki yıl eğitim alan erkekler yurttaş sayılması, kabile örgütlerinin kaldırılması, atinanın 10 bölgeye ayrılması ve her bölgeden 50 kişinin kura seçimiyle beşyüzler konseyini oluşturması, 10 yıllık sürgün cezasının getirilmesidir.
aristoya göre yönetim biçimlerinden biridir. işçiler ve zanaatkarlar şehirde yaşadığı için meclise kolayca gider ve müdahale edebilir. yönetim bilgili ve erdemli kişilerin elinden çıkar. tehlikeli ve önlem alınması gereken yönetim şekillerinden biridir. yönetim bilgili kişilerin elinden çıkarsa toplumda sıkıntılar adaletsizlikler ve göçler başlar. bu da toplumun sonunu yavaş yavaş hazırlar.
aristoya göre demokrasi çeşitlerinden biridir. halk hayvancılıkla uğraşacağı için güçlüdür, savaşçılardır.halk seçme ve seçilme hakkına sahiptir.ama şehrin dışında hayvancılık yaptığı için siyasete fazla karışamazlar. savaşçı bir toplum olduklarından yönetime tehtittir.
aristotalese göre yönetim biçimlerinden ilkidir. halkın çiftçilikle uğraştığı demokrasi çeşididir. kanunlar egemendir.yöneticiler bilgili ve erdemli insanlardır. halk şehrin dışındaki tarlalarında kendi ziraat ve tarım içleriyle uğraştığı için yönetim bilgili insanların elinde kalır.
fransız diplomattır. 1831'de AB'ye gidip incelemelerde bulunmuştur. bunu sonucunda amerika demokrasisi adlı eserini yazmıştır. bu eserin hedef kitlesi fransızlardır. fransız ihtilalinin kaosunu ancak ABD demokrasisi ile atlatılabileceğini düşünür. ABD'de monarşi yerine demokrasiyi, merkeziyetçilik yerine federalizm olan siyasal sisteme sahiptir der.siyasal eşitsizliği, sade vatandaşların siyasi haklara sahip olması diye tanımlar. eşitlik ile özgürlük arasındaki dengeşu şekilde tanımlamıştır : aşırı eşitlik tutkusu merkeziyetçi bir devlet yapısını ortaya çıkarır ve özgürlüğe zarar verir der.
siyasi iktidarın sınırlandırılması taraftarıdır. sebep olarak devlet otoritesinin keyfileşmemesi ve özgürlüklerin korunması'nı gösterir. çoğunluğun despotizmine karşıdır elbet. çoğunluk, azınlığın haklarını çiğneme gibi bir durum
ortaya çıkabilir buna karşılık iktidar Kuvvetler ayrılığı, ademi merkeziyetçilik, basın özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü ile sınırlandırılmalıdır der. demokrasinin bazı zaafları olduğunu söyler. bunlardan başlıcaları siyasal makamlara yetenek ve dürüstlük bakımından en iyilerin gelememe durumu, iktidarın sık değişmesi sonucu istikrarınolamaması durumu ve kısa vadeli planların yapılması, kanunların aceleyle ve kalitesiz yapılmasıdır der
siyasi düşüncesi : 1) yönetimin sağlıklı işlemesi 2) doğaya uygun olma
Her ülkenin farklı kültür, din ve coğrafi özelliklerinin bulunması, farklı yönetim biçimlerini ortaya çıkarır der. demokrasinin yaşatılması için yöneticilerin erdemli olması gerektiğini savunur. erdemi şu şekilde tanımlar : erdem = vatan sevgisi + eşitlik sevgisi der. yurttaşların eşit ve kanaatkar olması gerektiğini söyler. 18. yüzyılda demokratik cumhuriyetin olamayacağını ancak demokratik kuramlara sahip aristokratik monarşi olabileceğini savunur. güçler ayrılığını savunur. yani yasamanın yürütmenin ve yargının ayrı olması gerektiğini savunur. yargıçları halk seçmelidir demiştir. böylece en doğru adalet tesis edilir. yasama gücü için iki meclis olmalı der. biri halkın seçtiği diğeri de soyluların seçtiği meclis oluşturulmalı der.