#tüm sari entry'leri

ketçap, hardal ve dip sosları tatmak için kullanılan, çubuk şeklinde olup yenilebilen bir kaşık türü
eğer gidip de geri gelmeyen altı kitaplık bi serinin * ilk kitabı ise üzer. üstüne serinin yayıncısı * kapanmışsa ve aynı kitaplar artık satılmıyorsa daha da çok üzer. bi sahaftan temiz bi kopya bulup seriyi tamamlamak ise sevindirir. artık ders alınmıştır, kitap isteyene bi bahane uydurulup eli boş döndürtülür.
rap dinlemem, o yüzden şarkıya iyi ya da kötü olmuş diyemeyeceğim. ama bu tarz projelerde asıl önemli olan farkındalık yaratıp insanların konu hakkında konuşup tartışmasını sağlamak; bunu da büyük ölçüde başarmış gözüküyor. ilk günden altı milyon görüntüleme sağlam başarı.

ben en çok hukuk ve adalet kısımlarını beğendim. uzunluğu ise hiç rahatsız etmedi, cem karaca - safinaz dan idmanlıyım o konuda :)
dağ, taş ve buz. seyahat acentası sahibinin bile gitmeye gerek yok dediği bi yer.
işyeri tuvaletinde işemek için pisuvara geçtim, geçerken de göz ucuyla kabinlere baktım, içleri boştu. tam işerken arkamdaki kabinin şifonu çekildi. işte o an çok pis soğuk terler dökmüştüm. tuvalette sadece benim olmam gerekiyordu. korkudan bi süre arkama bakamadım. baktığımda ise kabinin içi hala boştu. şifonun canı sıkılmış, kendi kendini çekmiş yavşak. ilk defa girdiğim bi yer olsa korkmazdım, bozuk heralde diyip geçerdim ama işte aynı tuvaleti yıllarca kullandığın için bozuk olmadığını biliyorsun, bazı şeylere de alışıyorsun. o olay tabii ki yıllarca tekrarlamadı, bi kaç arkadaşın ağzını yoklamadım, benden başka kimsenin başına da gelmemiş, benim için hala gizemini korumakta.

korede konaklamak için bir hamam-spa kompleksinde kalmıştım. odada lavabo tuvalet yok, her seferinde bi kat aşağıya inip ortak lavaboyu kullanıyorum. işin ilginç tarafı ise korelilerin henüz peştamalı icat etmemiş olması. lavaboda tamamen çıplak erkekler arasında pijamalarla diş fırçalamak başta biraz garip gelse de, insan zamanla alışıyor :) alıştıktan sonra duş almaya indiğim zaman ben de çıplak takılıyordum.

hatırlayamadığım bi havaalanında pisuvara (yanlarda bölme olmayanlardan) işerken, yan pisuvarda bi anda bi kadının belirmesi, sonra söylene söylene pisuvarı temizlemesi. hayır tamam sen temizlik görevlisisin rahatsız olmuyorsun ama ben olmuştum, sonuç olarak alışık değiliz. işim yarım kalmıştı, beş dakika sonra tekrar girmiştim tuvalete.

isveçte bi restoran tuvaletinde, lavaboda elimi yıkarken, az önce girdiğim kabinin yanındaki kabinden bi tane kız çıktı. daha önce yanlışlıkla kadınlar tuvaletine girmişliğim vardır, çok hoş bi durum olmuyor, insan baya utanıyor. neyse ulan gene mi diye kendime söverken, bari bi özür dileyim diye kıza baktığım zaman, kız gayet sıradan ve doğal bi şekilde selam verdi. biraz afalladım, ben de bi selam verip çıktım. jeton kapıya tekrar baktıktan sonra düştü, tuvalet unisex imiş. sonrasında gelen rahatlama tabii ki paha biçilemez.

son olarak da umumi değil ama, abim bosnadayken evindeki klozete oturunca ayaklarım havada kalmıştı. bi an kendimi çocuk gibi hissedip bacaklarımı sallayarak çok mutlu olmuştum :)
dört uzun saçlı erkeği bir arada gören bir dondurmacıya, "abi siz grup musunuz?" diye sordurtmuşluğumuz vardır. o sorudan sonra da birimiz bir grupta vokalliğe başladı, adam resmen önceden görmüş :)
benim ideal tatilim; gündüzleri tek gezip, akşamları da arkadaşlarla takılmaktır. o yüzden çalışan arkadaşın yanına gezmeye gitmek candır :) o gündüz çalışırken rahat rahat istediğin tempoda istediğin yerleleri görürsün. o işten çıktıktan sonra da buluşup beraber cafe, bar, tiyatro fln bir şeyler yaparsın ya da direk eve geçersin. bir nevi tek gezmek ile arkadaşlarla gezmek arasındaki dengeyi kurmak, altın oranı yakalamak ^^
ilk üçleme 80ler için zamanının ötesinde filmlermiş. otuz kırk yaş üstü star wars fanlarını o yüzden anlayabiliyorum. ancak sonraki filmler ne yazık ki ortalamanın biraz üzerinde sıradan hollywood yapımları. insanlar niye o kadar ilgi gösterip ve önem veriyor anlamak güç, özellikle genç nesil arasında.
en sevdiğim türleri pasaport harcı ve yurtdışı çıkış harcıdır. olsa da versek :)
çin
bir kış günü çıkmıştık yola, pekin-çongçing-şangay rotasını izlemiştik, hey gidi günler
çongçingdeki hotpotı da hala unutamam, sanırım yediğim en güzel yemek