vergi

/ 2
Devletin vergilendirme yetkisi, devlet egemenliğinin ayrılmaz bir parçasıdır. Tarihsel olarak, bu yetkinin sınırsız ve keyfi kullanılması birçok siyasal kırılmalara neden olmuş ve anayasacılık hareketlerinin başlangıç nedenini oluşturmuştur. Birçok anayasa hukukçusu ve teorisi, devletin keyfi müdahalelerine karşı korunmasını amaçlamaktadır. Geçmiş dönemlerde, vergilendirme yetkisi, kral veya hükümdara aittir. Ulusal parlamentoların kurulmasıyla birlikte, bu yetki meclislerce kullanılmaya başlanmıştır. Bunun nedeni, halkın ödeyeceği vergiye rıza göstermesi gerektiği düşüncesidir. Ancak yasama organları basit çoğunlukla yasa çıkarabilirler ve bunun sonucunda vergilendirme yetkisini keyfi ve sınırsız bir şekilde kullanabilirler. Bu gerçekten hareketle, anayasal vergilendirmeye yönelik bazı temel ilkeler ortaya çıkmıştır. Verginin yasallığı, belirliliği, öngörülebilirliği, vergilendirmede hukuki güvenlik, adalet, eşitlik, genellik, mali güce vergilendirme, kıyas yasağı, genel karşılıklılık, geçmişe yürümezlik gibi ilkeler vergilendirmeye ilişkin anayasal ilkelerdir. Anılan ilkeler, karşılaştırmalı hukukta farklı şekillerde düzenlenmiştir. Bunun yanında bu ilkeler, yüksek yargı yerlerince pratikte farklı yorumlanmış ve uygulanmıştır. Bu farklılıklar kabul edilebilir ve normal olmakla birlikte, hukuk devleti olabilmek için hem yasama organının hem de yürütme organının bu ilkelere sadık kalması gerekmektedir. Bunun yanında, vergi idareleri ve vergi yargıçları da bu ilkelere uymalı ve pratikte yer vermelidir.
bireyin çalması hırsızlık , devletin çalması vergidir.
devletin varlığı vergiyle sağlanır. vergi yoksa devlette yoktur. insanlar devletlerden şikayetçidir. (bkz: para verip rezil olmak)
Olması gereken ama doğru yerlere gitmesi gereken paranın yanlış ellere gitmesi sonucu hırsızlık olarak nitelendiriliyor ülkemizde.
Limonata meyvesuyuna da gelen ötv yle vatandaşın zükülme yönteminin adıdır.
devletin kalkınmak ve var olmak adına halktan aldığı paradır. gelişmiş ülkelerde devlet kurumlarından gelen gelire ek gelir olarak sağlanır ve halka hizmette kullanılır. türkiye'de ise tam tersidir. devlet kurumları kalmadığı için devletin gelir kaynanığın %85'i halktan alınan vergidir. ayrıca verilen vergiler yol su elektirik olarak kullanılmışsa, kullanılan elektriiğin dağıtımı, üzerinden geçilen yolun kullanımı, vergi ile yapılan köprünün geçiş ücretleri yine halk tarafından karşılanır.
şirket kuracakların iyi okuması gereken devletin vatandaştan ve kuruluşlardan alınan ya da verilen hizmet karşılığı aldığı paydır. şirket kurulumu hakkında danışmanlık hizmeti alarak vergi konusunda şirketinizi sağlama alabilirsiniz.
zorla alınınan bizim milletin vermek istemediği tek şey :)

Aslında normal olarak alınsa bir sorun yok ama bizim ülkede vergiden vergi alındığı için millet haliyle vermek istemiyor hacı ötv kalksın yeter bence bütün ülke rahatlar
/ 2