#tüm phronesis entry'leri

Emrah Serbes'in adını ilk kez duyduğum kitabı.

dizisi de bir başka güzel.

not: dizinin senaristi emrah serbes değildir o yüzden diziyi engelleyen bir şey yok
knight ve silkroad'ta aradığını bulamayıp daha samimi grafikler arayanların tercih ettiği oyun.

oyun bir yerden sonra çoğu kullanıcı için hisleriyle oynanan bir hale dönüşmüştü. Demirci tam terini silerken iteme + basarsan yanma olasılığı azalıyor ya da vadide köprünün ilerisinde kesersen dolunay düşer gibi.

gençliğimi yaksa da hala ara ara jenerik müziklerini açıp dinlerim
4 yıldır neden burada okuduğumu sorguladığım şehir.

ama öyle bir hal aldı ki yalnız ben eleştirmek istiyorum çevremde biri eleştirince savunmaya geçiyorum.
grubun üye sayısı azken hevesle beklediğim olaydı. komün bir ortam olacak herkes görev dağılımı yapacak biri odun keserken birisi balık tutacak diğeri çamaşır yıkacak vs.

şimdi olsa olsa köy değil 82. vilayet olur.
tüm şubelerinin girişinde yazar, "varuna gezgin bir Eskişehir markasıdır"
Ayder Yayla'sının yukarısında, Yukarı Kavrun Yayla'sının aşağısında olan yerdir (bkz: galler düzü)
birer kaşık biberiye,zencefil, tarçın ve göz kararı karabiber attıktan sonra karların arasında içini ısıtan sıcak şarap.
İlk şehirlerarası otostop arkadaşımı interrail türkiye otostop grubundan bulmuştum.

Kadın arkadaşı ufak bi stolk sonucu yolların kızı olduğunu anlamıştım. Neyse buluştuk, Eskişehir istikametine otostop çekiyoruz "bu yolları ezbere biliyorum ya çok çektim burada" demiştim

özür dilerim diyemedim ilkimsin diye
Gruptan okuduğum postlar yüzünden efsane önyargılı olduğum yerdi. Yok efendim" türk olduğumuz için otobüsten indirdiler " yok efendim "gözaltına aldılar" .

Bu düşüncelerle vardık Belgrad'a. 4 kişiyiz ama ben yol boyu sırplar bizi sevmiyor, sakın türk olduğunuzu söylemeyin diye baskı yapıyorum. Trenden bi indik her yer çevik kuvvet.polisler ellerinde silahlarla bekliyor. Tabii benim düşüncemi destekleyen bir durum "bakın diyorum demiştim size."

Gardan çıktık yol sormak için bir dükkana girdik. Adam tarif etti en son: "where are you from?" Dedi.
Eyvah dedim birisi türküz der mi derken arkadaş atıldı:
"we are from Turkey"
Bir saniyelik bir bakışma oldu, o bakışma neden oldu bilmiyorum ama adam elindeki döner bıçağını birimize saplayacak diye gözümün önünden geçti. Sonra büyük bir kahkaha attı ve vedalaştık.

Hep yorumlarda çok soğuk ve katı oldukları yazıyordu ama yolun karşısındaki adama bile yol sorunca koşarak yanımıza geldi. Ve bize enyardımcı olan ve en sıcakkanlı gelen millet oldu

İşin kısacası önyargılar kötüdür, silin kafanızdan. Belgrad'ın güzelliği hakkında yazmıcam kendiniz görün
Doğu Karadenizlilerin "orası Karadeniz mi yaaa beton yığını " dedikleri yer.