#tüm nes başlıkları

londra'da yer alan harika alışveriş ve pazar alanı. tabii böyle söyleyince biraz sıradanlaşıyor ancak londra'da en sevdiğim yerlerden biri oldu. yemeğinizi yerken müzisyenleri dinleyebiliyor, sokakta kurulu tezgahlardan el işi ürünler satın alabiliyorsunuz. londra'ya giderseniz mutlaka uğramalısınız.
covent garden - nes-c2Vsf
(bkz: londra)'nın prestijli semtlerinden biri. rengarenk kapıları olan şık sıra evleri, antika dükkanları çok güzel. sokaklarında yürürken oldukça huzurlu ve keyifli hissetmiştim kendimi... tüm seyahatim boyunca londra'nın yağmursuz, ışıl ışıl olması da büyük şanstı. (bkz: covid-19 sonrası yapılacaklar listesi)nde yeniden gitmek var.

notting hill - nes-HuYum
güzel bir şarap inceleme uygulaması. aradığınız şarabın içindeki aromaları, fiyatını, yorumlarını okuyabilir, ona göre tercihinizi yapabilirsiniz. tüm dünya şarapları var. bugüne kadar arayıp da bulamadığım şarap olmadı.

(bkz: şarap tavsiyeleri)
1938 yılında, ismet inönü yönetiminin milli eğitim bakanı hasan Âli yücel ve ilköğretim genel müdürü ismail hakkı tonguç tarafından, köylerdeki ilk okullardan mezun zeki çocukları köy okullarında öğretmen olarak yetiştirmek amacıyla kuruldu. adnan menderes'in demokrat partisi tarafından 1946 yılında kapatılıncaya kadar binlerce başarılı insan yetiştirdi.
kapatılması bu ülkeye yapılmış en büyük ihanettir. bugün dinlediğim bir başarı öyküsü ile yine yeni yeniden bunu hatırlattı bana. köy enstitüleri kapatılmasaydı ne olurdu?

1936 yılında denizli'de çobanlık yapan hüseyin yılmaz piknik yapan öğretmenlerle karşılaşır ve sohbet ederler. öğretmenler çocuğun çok zeki olduğunu fark eder ve eğitim alabilmesi için elbirliği yaparlar. daha okuma-yazması bile olmayan bu çocuk açık öğretim sistemiyle liseyi bitirir ve istanbul teknik üniversitesi fizik bölümünü kazanır. 4 yıl okul, 1 yıl yüksek lisans derken temel seviyede bilimsel araştırmalar yapması beklenirken einstein'ın kütleçekim teorisinde bir hata saptadığını hocalarıyla paylaşır ancak sorularına cevap verebilecek birileri çıkmaz. profösürleri bu sorulara cevap alabileceklerini düşündükleri massachusetts institute of technology (mit) ile irtibata geçerler. e tabii bu seviyede sorular dikkat çekmez mi? çekmiş. hemen amerika'ya davet edilmiş ve gidiş o gidiş... bundan sonraki bütün hikaye amerika'da...

gittiğinde ingilizcesi yok. bu bir süre sorun olsa da bir süre sonra aşılıyor. çalışmalarında o kadar hızlı yol alıyor ki normal şartlarda birkaç yıl sürecek bir tezi kısa sürede tamamlayınca hile olduğu sanılmasın diye bir süre bekletilip sonra doktorasını veriyorlar. bir süre einstein'la birlikte çalışıyor. profösör hüseyin yılmaz taaa 1962 yılında bir teknoloji şirketinde yaptığı çalışmalarla bilgisayarların sesli komutla çalışmasının temellerini atmış. 2013 yılında amerika'da vefat etmiş.

köy enstitüleri kapatılmasaydı bize de bu başarıları okuyup "vay be ne insanlarımız varmış" diye arkalarından ah çekmek düşmezdi belki...

(bkz: amerika'ya kaptırdığımız dehalar)
elektrik şirketlerinin temsil, ağırlama ve seyahat giderlerinin yanı sıra şirketlerin yapacağı haberleşme, seyahat ve konaklama harcamaları ile personel yollukları, odalara ödedikleri aidatlar ve büro harcamaları da artık elektrik faturalarımıza yansıtılacak.
yok artık bu kadar da olmaz dediğim olaydır. yabancı menşeili bir şirket araplara satmak için füze rampası üretiyor fakat satamıyor. sonra bu füze rampalarını itfaiye aracına çevirerek ibb itfaiyesi'ne satıyor (2004). tanesi 1,1 milyon euro ve tam 90 adet! araçlar o kadar büyük ki dar sokaklarda kullanılamıyor ve pek çok itfaiye merkezine sığmıyor bile...
mansur yavaş'ın açıkladığı (bkz: melih gökçek)'in yaptığı batık projelere harcadığı rakamlar:

Ankapark: 5.8 milyar lira
Kapılar: 95.3 milyon lira
Gökkuşağı projesi: 20 milyon lira
Samanyolu projesi: 19.5 milyon lira
Kedi heykelleri: 1 milyon lira
Robot heykeli: 326 bin lira
Metal robot heykel: 2.1 milyon lira
Hayvan heykelleri: 17.2 milyon lira
Futbolcu heykelleri: 679 bin lira
Işıklı palmiye: 398 bin lira
1996 adet heykel: 25.4 milyon lira
Kol saati heykeli: 1.5 milyon lira
Heykel, saat ve plastik kent mobilya ve kapılar: 1.3 milyar lira
aslı bozuk deme

önyargılarla yaşamayan insanların daha güzel olduğunu bana hatırlattı. belirli kalıplara sığmak zorunda olmamak, birileri ne der diye yaşamamak güzel şey. spotify listelerinin en büyük geyiği de şu çerçevede dönmüyor mu: "listemi açıklarsam benden soğursun" * niye soğuyalım yahu*

çok yönlü, kendiyle ve çevresiyle barışık, egosuz insanları seviyorum.