#tüm minyonum-diye-mi entry'leri

çok da matah olmayan eylem. herkesin ve her şeyin, neredeyse parkta çakılı bankın bile bir acelesi var. nezaketin can çekiştiğini apaçık görmek mümkündür bu şehirde.
(bkz: uçurtma avcısı)
zindagi migzara... türkçesiyle söylendiğinde (hayat devam ediyor) hakikaten de basmakalıp gibi duran bu nadide cümlesiyle içimi burkan eser.
benden uzak allah'a yakın olmasını içtenlikle temenni ettiğim burcun ta kendisidir.
edit: aslan burcundan sonra tabi ki.
yatağa ısrarla çorapla girer, uykumun en derin yerinde o çorapları esrarengiz bir şekilde çıkarmış olarak uyanırım ve ne zaman nasıl çıkarttığımı dahi hatırlamam. bu da benim lanetim.
benim aklımda çürümekten aciz bir karpuz kabuğu var. ne iş? halbuki eşek bile değilim. zihnim doru bir attır çoğu zaman dört nala koşturan. benim aklım kuyrukları birbirine değmeyen hayın tilkilerin uğrak yeridir, cehennem çukurudur, bir ölünün suyunu kaynatan kıçı karalı kazandır kimi anlar. bu akıl hiçbir kilit, hiçbir kapı ve sürgü tutmaz lakin bir taraftan da karpuz kabuğunu kovalayan bir eşeğe çanak tutmaktan kurtulamaz...
Ezhel'in yüzündeki dövme için yaptığı "kelebek konmuş gibi" yorumuyla beni önce düşündürüp sonra yine düşündürüp en sonunda güldüren şahıstır.
Edit: hıdıdı hıdıdı tabirini lügatıma kazandırmıştır aynı zamanda.
Uykularımı, psikolojimi uzun vadede süt limana çevirdiği yetmezmiş gibi iflah olmaz göbeğimin de hakkından gelen biricik eylem.
İnsan davranışlarındaki 21 kuralı, burada da geçerlidir.
Fifty shades of Grey felaketinden sonra ülkemizde hatrı sayılır bir çoğunluğun başımıza uzmanı kesildiği olaydır.
Edit: birileri kızlara kelepçenin romantik bir nesne olmadığını anlatsın.