#tüm memre entry'leri
herne kadar hemen hemen aynı çizgide olsak da o biraz daha türk-islam sentezini kullanırdı. ben ise sadece türk ve türkçülük görüşüne sahibim. diğer ülkücülerden farkı bu adamın hayatında bir bedel ödemeseydi. işkence gördü, rezil edildi. annem ülkücüleri gram sevmez ama bu adama karşı bi sempatisi vardı. hep şey derdi annem " o işkence gördüğünde bile teyemmüm abdesti alıp namaz kılarmış" bu adamın önü açılsaydı eğer çok rahat bir şekilde muhalefet partisi olacağı kesindi. vatansever? tamam. dindar? tamam. eee zaten böyle bir insanın ceketini koysan %10-15 oy alıyor. bunu gören "bazı" güçler onu öldürdü. iyimser olmaya gerek yok. bu adam öldürüldü ve kimse hesabını sormadı. neden? ölen "faşist" biriydi zaten ne gerek var?
güzide(!) illerimizden aydın'da bulunan devlet üniversitesi. yıl itibari ile en iyi devlet üniversiteleri arasında 50.sıradadır.
sabahtan beri gülmeme neden olan ithamlara maruz kalan insan. neymiş nazım hikmetin yanında bir değeri yokmuş. nazım hikmet dediğin adam popüler kültürün yücelttiği insanlardan biridir. hem nazımın hem atsızın eserlerini okudum. nazımın yazdıklarını evvela sıradan bir insan yazabilir o yüzdendir ki kitleler onu daha rahat okuyor çünkü yazım dili basit fakat atsız? daha bir kitabını okumayan kıt kafalarılar adama yafta atıyor. asıl faşistlik asıl dar kafalılık budur. ben nazımı siyasi görüşünden dolayı sevmiyorum ki? ben nazımı gereksiz yüceltildiği ve edebi değeri olmadığı için sevmiyorum. peki atsızı sevmeme nedeni ne bunların? faşist olması ırkçı olması. onca yazdığı kitap? şiir? yazılar? bunlar önemli değil tabii. nasılsa okuyacak kafası yok adamın direk yaftalıyor faşist diye. işte türkiyenin geldiği nokta burada. "sözde" özgürlükçü olan en açık görüşlü diyen bir adam bile bunları söylüyorsa atsız doğru yoldan gitmişt demektir.
"
atsız yahudileri gaz odalarına göndermemiştir, gönderin de dememiştir.
atsız ermenilerden intikam almak için.hamile ermeni kadınların karnını yarmamıştır. yarın da dememiştir.
atsız boşnak milletini ortadan kaldırmak için boşnak erkeklerini öldürüp, boşnak kadınlarına tecavüz de etmemiştir. edin de dememiştir.
atsız ustaşe veya çetnik adıyla birlikler kurup sivilleri katletmemitir. katledin de dememiştir.
onun ırkçılığı yalnızca kendi milletini yükseltmek için idi. türk ırkını türklerin yönetmesi gerektiğini. hem kan hem de mefkure itibariyle türk olmayan yöneticilerin bu ülkenin zararına olduğunu söylemesi suç muydu? görmüyor muyuz şimdi türk olmayan yöneticilerin bize zararlarını. " alıntıdır.
görüldüğü üzere bu ülkede akıl sahibi olmadan fikir sahibi olanların da eleştirdiği insandır. evet öyle bir vasiyeti vardır, biz türkçüleri diğerlerinden ayıran şey bir şeyi körü körüne savunmamamktır. vasiyeti doğrudur öyle bir şey vardır ama onu yazdığı vakit yaşadığı ruhsal bunalımlara ve akıl yoksunluğuna veririz. kaldı ki onun yaşadığı ve öldüğü zamanı ele alırsak bizim gibi " barış" çağında yaşayanların anlamayacağı bir vasiyettir. bu adam "balkan savaşını yazmıyorum belki hatırlamaz" 1. dünya savaşını, kurtuluş savaşını, 2. dünya savaşını, kore ve vietnam savaşını akabinde soğuk savaşı görmüştür. bunların çoğunu bizzat yaşıyan birinin böyle bir şey yazması bana göre normal. ha doğru mu? orası tartışılır.
"nihal atsız, vasiyetle ilgili suçlamalara karşı savunmasında:
...savcı kâzım zoraki bir aleniyet yaratmak için çırpınmakta ve hiç kimseye gösterilmemiş olan vasiyetnamemi de suç delili gibi ortaya sürmekte ise de gayreti boşunadır. kâzım alöç’ün dostu olsaydım, onun da böyle baştan başa vatanperverlik ve ahlâk dersi olan bir vasiyetnamesi bulunmasını temenni ederdim. onun yerinde olsaydım bunu sahibine iade ederdim
kimsenin görüp bilmediği vasiyetnamemde bazı şahısları sevmediğim için beni hiçbir kanun, hiçbir mahkeme mahkûm edemez. ben herkesin sevdiği insanları sevmeğe mecbur değilim. hele psikanalizin ortaya koyduğu hakikatlerden sonra; tahteşşuurlarındaki zulmetlerle, gönüllerinde yaşayan ifritlerle hiçbir insanı sevilmeye lâyık bulmuyorum. bütün didinmelerden sonra büyük kâinat manzumesinde meçhul bir zerre olacağımızı düşünüyor ve bu kadar boş bir neticeye varmadan önceki şu kısa misafirlikte insanların vicdanına karışmak hamakatını gösterenlere acıyorum. hiçbir hakikî bahtiyarlığın bulunmadığına kani olduğum dünyada tek vazife ve tesellî bildiğim ülkü, şahıslardan sıyrılmış yüksek bir duygu ve düşüncedir. o, çirkin yüzlü ölümü bile güzelleştirip bir sevgili gibi bağrımıza bastırır. hayatın zehir zemberek kasırgalarını ruhumuzda nisan rüzgârı gibi estirir. acıların önünde bizi granit heykeller gibi susturur. ben bu yolun üzerindeyim. onun içindir ki oğluma zengin olmasını, bahtiyarlık için çalışmasını değil, turan’ı kurtarmak için yapılacak kutlu savaşta şehit olmasını vasiyet ediyorum. savcı beğenmese de, bütün dünya hoşlanmasa da ben böyleyim işte. vasiyetnameyi suç saymak insanların beyinlerinden geçen düşünceleri suç saymaya benzer. acaba kâzım alöç, yirmi üç maznunun kafalarında kendisi için dolaşan mahrem fikirlerden dolayı da herhangi bir kanunî maddenin tatbikini isteyebilir mi? ...
...yalnız gönderilenlere malûm mektuplara ve herkese meçhul vasiyetnameme bakılarak hükûmeti alenen tahkir ettiğim iddia olunamaz. bunlar polisin başka bir mesele için yaptığı arama dolayısıyla elde edilmiştir. hükûmeti tahkir ettiğim hakkında bir şikâyet veya ihbar yapılmış değildir. şu dakikada böyle mektuplar yazmış veya vasiyetname hazırlamış kaç bin kişinin bulunduğunu tanrı bilir. anayasaya göre istediğim gibi düşünmekte serbestim. çünkü eşit adaletin hüküm sürdüğü hür vatandaşlar diyarının vatandaşıyım.
...
demiştir. eh, haklıdır da." alıntıdır.
atsız yahudileri gaz odalarına göndermemiştir, gönderin de dememiştir.
atsız ermenilerden intikam almak için.hamile ermeni kadınların karnını yarmamıştır. yarın da dememiştir.
atsız boşnak milletini ortadan kaldırmak için boşnak erkeklerini öldürüp, boşnak kadınlarına tecavüz de etmemiştir. edin de dememiştir.
atsız ustaşe veya çetnik adıyla birlikler kurup sivilleri katletmemitir. katledin de dememiştir.
onun ırkçılığı yalnızca kendi milletini yükseltmek için idi. türk ırkını türklerin yönetmesi gerektiğini. hem kan hem de mefkure itibariyle türk olmayan yöneticilerin bu ülkenin zararına olduğunu söylemesi suç muydu? görmüyor muyuz şimdi türk olmayan yöneticilerin bize zararlarını. " alıntıdır.
görüldüğü üzere bu ülkede akıl sahibi olmadan fikir sahibi olanların da eleştirdiği insandır. evet öyle bir vasiyeti vardır, biz türkçüleri diğerlerinden ayıran şey bir şeyi körü körüne savunmamamktır. vasiyeti doğrudur öyle bir şey vardır ama onu yazdığı vakit yaşadığı ruhsal bunalımlara ve akıl yoksunluğuna veririz. kaldı ki onun yaşadığı ve öldüğü zamanı ele alırsak bizim gibi " barış" çağında yaşayanların anlamayacağı bir vasiyettir. bu adam "balkan savaşını yazmıyorum belki hatırlamaz" 1. dünya savaşını, kurtuluş savaşını, 2. dünya savaşını, kore ve vietnam savaşını akabinde soğuk savaşı görmüştür. bunların çoğunu bizzat yaşıyan birinin böyle bir şey yazması bana göre normal. ha doğru mu? orası tartışılır.
"nihal atsız, vasiyetle ilgili suçlamalara karşı savunmasında:
...savcı kâzım zoraki bir aleniyet yaratmak için çırpınmakta ve hiç kimseye gösterilmemiş olan vasiyetnamemi de suç delili gibi ortaya sürmekte ise de gayreti boşunadır. kâzım alöç’ün dostu olsaydım, onun da böyle baştan başa vatanperverlik ve ahlâk dersi olan bir vasiyetnamesi bulunmasını temenni ederdim. onun yerinde olsaydım bunu sahibine iade ederdim
kimsenin görüp bilmediği vasiyetnamemde bazı şahısları sevmediğim için beni hiçbir kanun, hiçbir mahkeme mahkûm edemez. ben herkesin sevdiği insanları sevmeğe mecbur değilim. hele psikanalizin ortaya koyduğu hakikatlerden sonra; tahteşşuurlarındaki zulmetlerle, gönüllerinde yaşayan ifritlerle hiçbir insanı sevilmeye lâyık bulmuyorum. bütün didinmelerden sonra büyük kâinat manzumesinde meçhul bir zerre olacağımızı düşünüyor ve bu kadar boş bir neticeye varmadan önceki şu kısa misafirlikte insanların vicdanına karışmak hamakatını gösterenlere acıyorum. hiçbir hakikî bahtiyarlığın bulunmadığına kani olduğum dünyada tek vazife ve tesellî bildiğim ülkü, şahıslardan sıyrılmış yüksek bir duygu ve düşüncedir. o, çirkin yüzlü ölümü bile güzelleştirip bir sevgili gibi bağrımıza bastırır. hayatın zehir zemberek kasırgalarını ruhumuzda nisan rüzgârı gibi estirir. acıların önünde bizi granit heykeller gibi susturur. ben bu yolun üzerindeyim. onun içindir ki oğluma zengin olmasını, bahtiyarlık için çalışmasını değil, turan’ı kurtarmak için yapılacak kutlu savaşta şehit olmasını vasiyet ediyorum. savcı beğenmese de, bütün dünya hoşlanmasa da ben böyleyim işte. vasiyetnameyi suç saymak insanların beyinlerinden geçen düşünceleri suç saymaya benzer. acaba kâzım alöç, yirmi üç maznunun kafalarında kendisi için dolaşan mahrem fikirlerden dolayı da herhangi bir kanunî maddenin tatbikini isteyebilir mi? ...
...yalnız gönderilenlere malûm mektuplara ve herkese meçhul vasiyetnameme bakılarak hükûmeti alenen tahkir ettiğim iddia olunamaz. bunlar polisin başka bir mesele için yaptığı arama dolayısıyla elde edilmiştir. hükûmeti tahkir ettiğim hakkında bir şikâyet veya ihbar yapılmış değildir. şu dakikada böyle mektuplar yazmış veya vasiyetname hazırlamış kaç bin kişinin bulunduğunu tanrı bilir. anayasaya göre istediğim gibi düşünmekte serbestim. çünkü eşit adaletin hüküm sürdüğü hür vatandaşlar diyarının vatandaşıyım.
...
demiştir. eh, haklıdır da." alıntıdır.
Şu şarkıyısla tanıdığım mükemmel insan.
Şurada görebileceğiniz buram buram tarih kokan fotoğraflardır. norveç'te çekilmiştir.
yıl olmuş 2018 hala kendisine "ırkçı ve kafatasçı" diyenlerin olduğu fikir adamı, tarihçi ve edebiyatçı kişilik.
kendisi 1905 doğumludur, köklü bir aileden gelmiştir. onun gençliği ve çocukluğu osmanlının sonuna cumhuriyetin başına denk gelir. kendisinin bir kitabını dahi okumayanlar ona atıp tutarlar atatürk'e neden bir şey demez? atatürk değil miydi herşeyde türk sözünü öne koyan? atatürk değil miydi türk olmayanların orduya alınmaması kanunu koyan. cumhuriyet döneminde yayınlanan ve uygulanan şeylere bakılırsa apaçık bir türk milliyetçiliği vardı. şimdi şuraya atsız'ın bir yazısını bırakıyorum ;
"Türk ırkçısı değil misin?
" Irkçı değil misin? Irkçılığa düşman mısın? Öyleyse sen günün birinde Atenagoras'ın Türkiye Cumhurbaşkanı görmekte sakınca bulmazsın. Belki de Batı Hristiyan dünyasının sevgisini kazanırız diye düşünürsün.
Sen yahudi bir sarrafın maliye bakanı olmasına da ses çıkarmazsın. Kendi kesesini doldurmasına ve İsrail'e transferler yapmasına rağmen bütçeyi kabartacağı için sevinç bile duyarsın. Hatta kürt devleti kurmak için bunca Türk'ün kanına giren şeyh Sait'in torunlarından birinin başbakan veya devlet bakanı olmasına da ses çıkarmazsın.
Sen yalnız Türkçülüğe karşı çıkar, Türk ırkçılığını yerer, Turancılığa düşmanlık edersin. Çünkü sen ya Türk ırkına yüzyıllarca kölelik etmiş bir milletin mensubusun..."
Hüseyin Nihal ATSIZ - Ötüken Dergisi, 15 Şubat 1966, Sayı:26
adam 1966 yılından 2018 yılını görmüş resmen. dediklerinin hemen hemen hepsi gerçekleşti. bu adama ırkçı veya kafa tasçı diyenlerin profillerine bi giriyorum, sözde "dünya vatandaşıyım ağbi yeaaa" diye takılıp nerede illegal grup var nerede terörist örgüt var onları yeren şeyler yazmışlar. günümüzdeki ırkçılık ile nihal atsız'ın yaptığı ırkçılık arasında ülkücülük ile türkçülük arasındaki gibi bir fark vardır. şuan ülke böyle sikik haldeyse sebebi nihal atsız'ın sindirilmesidir. onun dönemindeki milliyetçi parti müslümanlığı ana hedef olarak almayan tamamen türkçülüğü öne sören, alevi-sunni çatışmalarına karşı çıkan bir oluşumdu. o partinin asıl amacı bütün türkleri, ne olurlarsa olsun birleştirmekti. peki bugün milliyetçi partinin geldiği nokta ne? onu da siz daha iyi bilirsiniz. türkiye cumhuriyetinde türk ırkını savunmak ve onun bekası için çalışmak ne zaman ırkçılık oldu? o da ayrı bir tez konusu.
kendisi 1905 doğumludur, köklü bir aileden gelmiştir. onun gençliği ve çocukluğu osmanlının sonuna cumhuriyetin başına denk gelir. kendisinin bir kitabını dahi okumayanlar ona atıp tutarlar atatürk'e neden bir şey demez? atatürk değil miydi herşeyde türk sözünü öne koyan? atatürk değil miydi türk olmayanların orduya alınmaması kanunu koyan. cumhuriyet döneminde yayınlanan ve uygulanan şeylere bakılırsa apaçık bir türk milliyetçiliği vardı. şimdi şuraya atsız'ın bir yazısını bırakıyorum ;
"Türk ırkçısı değil misin?
" Irkçı değil misin? Irkçılığa düşman mısın? Öyleyse sen günün birinde Atenagoras'ın Türkiye Cumhurbaşkanı görmekte sakınca bulmazsın. Belki de Batı Hristiyan dünyasının sevgisini kazanırız diye düşünürsün.
Sen yahudi bir sarrafın maliye bakanı olmasına da ses çıkarmazsın. Kendi kesesini doldurmasına ve İsrail'e transferler yapmasına rağmen bütçeyi kabartacağı için sevinç bile duyarsın. Hatta kürt devleti kurmak için bunca Türk'ün kanına giren şeyh Sait'in torunlarından birinin başbakan veya devlet bakanı olmasına da ses çıkarmazsın.
Sen yalnız Türkçülüğe karşı çıkar, Türk ırkçılığını yerer, Turancılığa düşmanlık edersin. Çünkü sen ya Türk ırkına yüzyıllarca kölelik etmiş bir milletin mensubusun..."
Hüseyin Nihal ATSIZ - Ötüken Dergisi, 15 Şubat 1966, Sayı:26
adam 1966 yılından 2018 yılını görmüş resmen. dediklerinin hemen hemen hepsi gerçekleşti. bu adama ırkçı veya kafa tasçı diyenlerin profillerine bi giriyorum, sözde "dünya vatandaşıyım ağbi yeaaa" diye takılıp nerede illegal grup var nerede terörist örgüt var onları yeren şeyler yazmışlar. günümüzdeki ırkçılık ile nihal atsız'ın yaptığı ırkçılık arasında ülkücülük ile türkçülük arasındaki gibi bir fark vardır. şuan ülke böyle sikik haldeyse sebebi nihal atsız'ın sindirilmesidir. onun dönemindeki milliyetçi parti müslümanlığı ana hedef olarak almayan tamamen türkçülüğü öne sören, alevi-sunni çatışmalarına karşı çıkan bir oluşumdu. o partinin asıl amacı bütün türkleri, ne olurlarsa olsun birleştirmekti. peki bugün milliyetçi partinin geldiği nokta ne? onu da siz daha iyi bilirsiniz. türkiye cumhuriyetinde türk ırkını savunmak ve onun bekası için çalışmak ne zaman ırkçılık oldu? o da ayrı bir tez konusu.
2018'in boktan geçeceğine bir işarettir. huzur içinde uyusun.