#tüm mekatronik entry'leri

rahmetli dedem balıkçıydı, çocukluğum karadenizde, il merkezine yakın bir sahil köyünde geçti. Biz geniş aileydik (anne, baba, dede, babanne, hala, amca, kız kardeş, erkek kardeş). Okulda öğretmen bir keresinde çoçuklara büyüyünce ne olacaksın diye sorduğunda "itfaiyeci" demek istedim ama köy okululu olduğundan herkes birbirinin ailesini tanıyordu.Öğretmende sen balıkçı olacaksın sormaya gerek yok (dedem ve amcamlar balıkçılık yaparken halamlarda balık ağlarını onarıp örüyordu) demişti. Babam balıkçı değildi ama öğretmene göre dedemin tekneyi birine bıraması gerekiyordu o şanslı kişide bendim :)

Norveç ve köydeki çocukluk ne alaka derseniz zaman geçti yabancı lisan öğrenmeye hatta bundan para kazanmaya başlayınca kendime koyduğum hedef "Norveçte balıkçı" olmakdı.

Hayatım boyunca hiç Norveç'e gitmedim ama içimde hep uhde olmuştur.. Kısmetse önümüzdeki yıl Avruparail otobüsüyle düşünüyorum..
Yurt dışına ilk olarak gezmek icin değilde is sebebiyle çıktım sonra bir meslegim olduğunu ve bunu kullanabilecegimi düşünerek çalıştığım isten ayrıldım(hayatimda aldigim en doğru kararmis).Ondan sonra hayatım cok daha hızlı aktı, daha çok para(dunyanin bircok noktasinda calistim) kazandım, kendime zaman ayirdim, daha çok gezdim. İngilizcenin yanında Rusca ogrendim, ispanyolca çalıştım, dünyanın birçok farkli noktasında dostlar edindim. Vedalarimda sarılıp ağlayan samimi dostluklar kurdum ve herşeyden önemlisi "insan" olduğumun hazzını hissettim.

Turkiyede efsane enerjik bir gençlik varken bunu kullanamıyoruz, saçma siyasetle, milyon dolarlar alan futbolculari elestirmeyin,insanları yargılamakla uğraşmayın, kendi hayatiniza yatırım yapın, kendinizi bulun.mumkunse yalnız gezin ama dünyada gezebildiginiz kadar gezin. Hatta gittiğiniz yerlerde halkla yaşayın, çalışın(Tarlada, sanayiide,atelyede)..
Ukraynada ukraynalılar bile bu şehrin insanını sevmez, isin garibi Ruslarda sevmez sivastaki katliam gibi futbol maci çıkışı holigan bir kalabalik gurup sağ sektöründe desteğiyle resmen Rus yanlilarini ateşe verdi ve polis bunu izledi..

Sehir guzel insani sinsi, güvenilmez ve sahtekardır. Diğer ukrayna şehirlerine gore gereksiz pahalıdır (lvivin pahali oluşu avrupanın hemen dibi, polonyadan insanlar alis verişe geliyor, kiev başkent). Odessada metro bile yokken o kadar pahali oluşu, taksicilerin deribasovskayadan havaalanına 400 grivna çekmeleri skandaldır. Tamamiyle turist yolmak üzerine kurulmuş bir liman şehri.Karadenizin karşı kıyısındadır ama Türkiyede karadenizin eski köy giyimi, yardımlaşma kültürü burada alakasizdir. Ilginçtir ülkenin batısındaki Lvivde müzede gordugum eski ukrayna köy yaşantısı turkiyedeki eski karadeniz halkinin giyimi, yemek kulturleri cok benzerdir..
Uçakta değilde feribotta(ist-bursa) 5 sene once bursasporlu yöneticiler ve Ertuğrul sağlamla aynı masada oturduk, bir ara sohbetlerine bende katıldım. 10 numara adammış kendisi, ne ego ne kibir vardı. Hic tanımadığı biri olduğum halde futbol hakkında ne sorduysam cevapladı..
Avrupa kıtasının en gelişmemiş Başkenti! Birde taksicileri hava alanından inişte sehir merkezine 15 € istiyor. 18 Lei 1 € yapıyorken adamlar enayi dürtmeye yol arıyor. Gündüz vakti oldu ki düştünüz hic taksiye falan binmeyin havaalanının hemen dibinde masrutka (minibüs) var, girişte 3 Lei verin. Merkeze varınca yandex taksiyi kullanın, taksimetre actirin. Esnafı alanya esnafından daha beterdir (en azindan kendi hemşehrisini kaziklamiyor ama turist buldumu yapıştırma derdinde).
Bu şehire sakın eğlence hayati-kumar-kari kiz icin gitmeyin. Şehirde sadece merkezde bir park birde müze var. Başkada beni cezbedecek hiçbirşey bulamadım.
Başkenti seule uçaktan inişte Turkce olarak elektronik boardda Hoşgeldiniz yazisi ve Türk bayrağı gorunce şaşırmıştım. Ülkeye her girişte sağ ve sol işaret parmağınızın izi alınır bu uyarıyı bilgisayar sistemi sesli olarak ve Türk pasaportu olanlara Turkce olarak yapiyor.
Hicbir soru sorulmadan girdigim ender asya Ülkesi (iran ve tayland ile beraber)

Çoğu sokaninda sigara içemezsiniz, opusemezsiniz, elinde yiyecek ve içecekle dolaşan pek kimseyi görmezsiniz. Sokakda, metroda, parkda yabanci olduğunuz halde tek bir koreli size donup bakmaz, nerelisin nereden geldin, burada ne yapiyorsun(turkiyedeki yabancıların en büyük sıkıntısı herkesin cok meraklı olusu) gibi gereksiz soruları sormazlar.

Sadece seulu gordum, eminim diğer şehirleri de güzeldir..
Rusca kursundaki hocamin "dunyada herkesin görmesi gerek" dediği şehire bu sene gitmek nasip oldu. Hostelde kaldım konaklama uyguna geldi (gecelik 6$, yurt dışına gidipte TL yazmayın, oyle bir hesap şekli yok). Rusca bilmenin avantajını yaşadığımı düşünüyordum (sokakda, hostelde, restorantta hatta pasaport kontrolundeki polisle rusca konustum) katıldığım müze turunda (petersburgdan 45 km güneydeki Galcina kasabasına gittim) otobüsteki tek yabanci bendim. Rehber bir tarih anlattı, 2. Dunya savaşını almanların şehri Galcinaya kadar kuşattığını anladim başkada hiçbirşey anlamadim.60 yaş ve üzeri amca teyzenin gurubunda Alexei adında bir amcayla tanıştım (oda yaltadan gelmis, kardeşi petersburgda yasiyormus), sağolsun yardımcı oldu.
Sehir güzeldir, heryeri müzedir, sokakları inanılmaz derecede düzenlidir ama en büyük olayi şehirde dükkanlarda dahi reklam tabelası göremezsiniz.5 yıldızlı otelin bile oyle caf cafli, isildakli tabelalari (o tarz tabelalari Rusyada sadece moskova novoi arbatta görürsünüz) yoktur.
Medeniyet heryere inşaat yapmakla, büyük gökdelenler kurmakla olmuyor. Saygı bu şehirde cok önemli. Moskovadan sonra sanirim en pahalı Rusya şehri burasıdır, aşırı Özbek nüfusu vardir, hatta kendilerine ait büyük camiileri bile var. Ermitaj müzesinde dolaşırken epey Türk turiste rastladım, Türk insanının kültür turu (Rusyaya gidip gelmek ucak parasi+vize+konaklama ve yeme icme yerine ege ve akdenizde hersey dahil tatilde ayni fiyata gelirdi) yaptığını görmek beni cok mutlu etti.Muzede Iranlı (hayatimin en degisik 13 ayini gecirdigim ulke) bir çiftle sohbet ettim adam gerçekten saygılı ve hossohbetti ama karisi adamin tam tersi aptalın tekiydi, kadının bana ilk sorduğu soru erdogani sevip sevmedigimdi, "politikayla ilgilenmiyorum, tum politikacilar yalanci bana gore, yalnızca kendi hayatıma bakıyorum sizde oyle yapın kimseye güvenmeyin" dedim.

Şehirde tarihi müzelerin yanında "modern art" olarak adlandırılabilecek "shadow museum" (gölge müzesi, orjinal adı теневой музей) var.imkaniniz varsa orantıda ziyaret edin konumunu tripadvisor dan bulabilirsiniz. Burada Rusca bilmiyorsanız ingilizce rehberlik hizmetide veriyorlar..

Bu şehirde 1 hafta kaldım ama doyamadım diyebilirim..

Fırsatınız olursa mutlaka gidin görün derim. Vize olayında schengen gibide uğraşmıyorsunuz benden pasaportun yaninda 150 $ ve 2 fotoğraf istedi aracı kurum. Ne evrak verdim nede vize başvurusunda herhangi bir otel-uçak rezervasyonu yaptim.

Eğer Rusya gitme şansınız varsa Moskovami Petersburg mu derseniz kesinlikle Petersburg derim, Moskovaya harcayacağınız zamanı gidin Bakuye harcayın..
Baskenti Moskova Dünyanın en gelişmiş ve hızlı metro sistemine sahiptir. Gece 23:55 herhangi bir istasyondasınız metro kaçtı. Sikinti yok, en geç 2 dk. Sonra yenisi geliyor. Gece 1' den sonra komple kapanıyordu sanirim. Rusların bile Rusyanın çöplüğü dediği bir sehir. St. Petersburg icin dünyanın en güzel şehri diyorlar orayida görmek lazım.