#tüm gezentuccar entry'leri
eleştirilen anayasanın izin vermediği durumdur. ohal dönemlerinin uzatılmasının temel sebebi insanlara bu gibi alışkanlıkları unutturmak istemeleridir. bu memlekette kim yürüyüş grev eylem yapmışsa bir şekilde istediğini almıştır.
çünkü devlet halkın isteklerine karşılık vermek zorundadır. devleti oluşturan unsurlar halktır. birileri istediği kadar çıkıp tencere tava hep aynı hava desin. bu memlekette kimse özgürlük adına bir eylem yapmadı. kimse yasaklara karşı bir eylem yapmadı. artık kimse geçinemiyorum diye de grev yapamaz oldu çünkü her türlü eylem grev terörle bağdaştırılmaya başlandı. halk hapisle cezalarla korkutuldu. kimse sesini çıkartamaz oldu. fakat güzel günler yakında çünkü kedi köşeye sıkıştı halkın artık dayanacak gücü kalmadı. halk ayaklanması yakında başlayacak ve bu hiç bir zaman dış güçlerin oyunu olmayacak bu sefer kendi içimizdeki gücü kullanarak kıracağız bu prangaları.
Kanun Numarası : 2935
Kabul Tarihi : 25/10/1983
Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 27/10/1983 Sayı: 18204
Yayımlandığı Düstur : Tertip: 5 Cilt: 22 Sayfa: 815
Amaç:
Madde 1 – Bu Kanunun amacı,
a) Tabii afet, tehlikeli salgın hastalıklar veya ağır ekonomik bunalım,
b) Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın
şiddet hareketlerine ait ciddi belirtilerin ortaya çıkması veya şiddet olayları sebebiyle kamu düzeninin ciddi şekilde
bozulması, Durumlarında olağanüstü hal ilan edilmesi ve usulleriyle olağanüstü hallerde uygulanacak hükümleri belirlemektir.
Kapsam:
Madde 2 – Bu Kanun; olağanüstü hal ilanına tabii afet, tehlikeli salgın hastalıklar veya ağır ekonomik bunalım
hallerinde ilan edilen olağanüstü hallerde vatandaşlar için getirilecek para, mal ve çalışma yükümlülükleri ile olağanüstü hallerin her türü için ayrı ayrı geçerli olmak üzere, temel hak ve hürriyetlerin nasıl sınırlanacağı veya nasıl durdurulacağına, halin gerektirdiği tedbirlerin nasıl ve ne suretle alınacağına, kamu hizmeti görevlilerine ne gibi yetkiler verileceğine, görevlilerin durumlarında ne gibi değişiklikler yapılacağına ve olağanüstü yönetim usullerine ilişkin hükümleri kapsar.
Olağanüstü halin ilanı:
Madde 3 – Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu:
a) Tabii afet, tehlikeli salgın hastalıklar veya ağır ekonomik bunalım hallerinden birinin veya birden fazlasının
görülmesi durumunda,
b) Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın
şiddet hareketlerine ait ciddi belirtilerin ortaya çıkması veya şiddet olayları sebebiyle kamu düzeninin ciddi şekilde
bozulması hallerinde, Milli Güvenlik Kurulunun görüşünü de aldıktan sonra;
çünkü devlet halkın isteklerine karşılık vermek zorundadır. devleti oluşturan unsurlar halktır. birileri istediği kadar çıkıp tencere tava hep aynı hava desin. bu memlekette kimse özgürlük adına bir eylem yapmadı. kimse yasaklara karşı bir eylem yapmadı. artık kimse geçinemiyorum diye de grev yapamaz oldu çünkü her türlü eylem grev terörle bağdaştırılmaya başlandı. halk hapisle cezalarla korkutuldu. kimse sesini çıkartamaz oldu. fakat güzel günler yakında çünkü kedi köşeye sıkıştı halkın artık dayanacak gücü kalmadı. halk ayaklanması yakında başlayacak ve bu hiç bir zaman dış güçlerin oyunu olmayacak bu sefer kendi içimizdeki gücü kullanarak kıracağız bu prangaları.
Kanun Numarası : 2935
Kabul Tarihi : 25/10/1983
Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 27/10/1983 Sayı: 18204
Yayımlandığı Düstur : Tertip: 5 Cilt: 22 Sayfa: 815
Amaç:
Madde 1 – Bu Kanunun amacı,
a) Tabii afet, tehlikeli salgın hastalıklar veya ağır ekonomik bunalım,
b) Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın
şiddet hareketlerine ait ciddi belirtilerin ortaya çıkması veya şiddet olayları sebebiyle kamu düzeninin ciddi şekilde
bozulması, Durumlarında olağanüstü hal ilan edilmesi ve usulleriyle olağanüstü hallerde uygulanacak hükümleri belirlemektir.
Kapsam:
Madde 2 – Bu Kanun; olağanüstü hal ilanına tabii afet, tehlikeli salgın hastalıklar veya ağır ekonomik bunalım
hallerinde ilan edilen olağanüstü hallerde vatandaşlar için getirilecek para, mal ve çalışma yükümlülükleri ile olağanüstü hallerin her türü için ayrı ayrı geçerli olmak üzere, temel hak ve hürriyetlerin nasıl sınırlanacağı veya nasıl durdurulacağına, halin gerektirdiği tedbirlerin nasıl ve ne suretle alınacağına, kamu hizmeti görevlilerine ne gibi yetkiler verileceğine, görevlilerin durumlarında ne gibi değişiklikler yapılacağına ve olağanüstü yönetim usullerine ilişkin hükümleri kapsar.
Olağanüstü halin ilanı:
Madde 3 – Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu:
a) Tabii afet, tehlikeli salgın hastalıklar veya ağır ekonomik bunalım hallerinden birinin veya birden fazlasının
görülmesi durumunda,
b) Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın
şiddet hareketlerine ait ciddi belirtilerin ortaya çıkması veya şiddet olayları sebebiyle kamu düzeninin ciddi şekilde
bozulması hallerinde, Milli Güvenlik Kurulunun görüşünü de aldıktan sonra;
her ölümlü insan gibi cumhurbaşkanımızın vefatından sonra çıkacak kaos sonrası akparti'li insanlar tarafından meclise sunulacak ve kabul edilecek kanundur. herhangi bir ortamda kendisine hakarette bulunan insanlar hapse atılacaktır. (bkz: atatürk'ü koruma kanunu)
bir türkiye gerçeğidir. (bkz: lise mezunlarının türkiye'yi yönetmesi)
atatürk'ün kemiklerini mezarında sızlatan kanundur. dünya'da bir örneği daha olmayan kanundur. yanlış anlaşılmasın bu konuda konuşmak atatürk düşmanlığı değildir. adam yıllarca kendi ırkını yüceltmiş türk milleti zekidir, çalışkandır, muhtaç olduğu kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur. diye kendini paralamış hani bunu halk unutmasın diye kendi adını bile "atatürk" diye kabul ettirmiş. hani atanız türk buna vurgu yapmak istemiş ama bizim canım siyasetçilerimiz gelmiş vay efendim koruyalım kanun koyalım. la olum ölmüş gitmiş adama kanun koysan ne olur. açtığı yolda gösterdiği hedefte yürü işte. şimdi biri gelse tayyib'i koruma kanunu çıkartalım dese ne yapacaksın adam ölüp gidecek arkasından konuşmak bile yasak olacak. konuşanı hapse atacaklar. tabi bu öldükten sonra bile onun işine gelir o ayrı mesele. çok merak ediyorum ne zaman bizleri yöneten insanlar mantığıyla hareket edecek global bir vizyonla yönetilsek dünyanın tek sahibi oluruz ama tek eksiğimiz vizyon. neden türk halkını koruma kanunu yok da türk halkını yöneten insanları koruma kanunu var. nasıl bir paradoks bu bizi yöneten insanlar türk değil mi hani demokrasi vardı, hani bu ülkede herkes eşitti.
Kanun Numarası : 5816
Kabul Tarihi : 25/7/1951
Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 31/7/1951 Sayı : 7872
Yayımlandığı Düstur : Tertip : 3 Cilt : 32 Sayfa : 1842
Madde 1 – Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
Atatürk'ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk'ün kabrini tahrip eden, kıran, bozan veya kirleten kimseye bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası verilir.
Yukarki fıkralarda yazılı suçları işlemeye başkalarını teşvik eden kimse asıl fail gibi cezalandırılır.
Madde 2 – Birinci maddede yazılı suçlar; iki veya daha fazla kimseler tarafından toplu olarak veya umumi veya umuma açık mahallerde yahut basın vasıtasiyle işlenirse hükmolunacak ceza yarı nispetinde artırılır.
Birinci maddenin ikinci fıkrasında yazılı suçlar zor kullanılarak işlenir veya bu suretle işlenmesine teşebbüs olunursa
verilecek ceza bir misli artırılır.
Madde 3 – Bu kanunda yazılı suçlardan dolayı Cumhuriyet savcılıklarınca re'sen takibat yapılır.
Madde 4 – Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Madde 5 – Bu kanunu Adalet Bakanı yürütür.
Kanun Numarası : 5816
Kabul Tarihi : 25/7/1951
Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 31/7/1951 Sayı : 7872
Yayımlandığı Düstur : Tertip : 3 Cilt : 32 Sayfa : 1842
Madde 1 – Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
Atatürk'ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk'ün kabrini tahrip eden, kıran, bozan veya kirleten kimseye bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası verilir.
Yukarki fıkralarda yazılı suçları işlemeye başkalarını teşvik eden kimse asıl fail gibi cezalandırılır.
Madde 2 – Birinci maddede yazılı suçlar; iki veya daha fazla kimseler tarafından toplu olarak veya umumi veya umuma açık mahallerde yahut basın vasıtasiyle işlenirse hükmolunacak ceza yarı nispetinde artırılır.
Birinci maddenin ikinci fıkrasında yazılı suçlar zor kullanılarak işlenir veya bu suretle işlenmesine teşebbüs olunursa
verilecek ceza bir misli artırılır.
Madde 3 – Bu kanunda yazılı suçlardan dolayı Cumhuriyet savcılıklarınca re'sen takibat yapılır.
Madde 4 – Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Madde 5 – Bu kanunu Adalet Bakanı yürütür.
yıllardır türkiye televizyonlarında yayınlanan ses yarışmasıdır. bu yarışmadan türk müziğine kazandırılan birkaç kişi olmuştur. (bkz: irem demirci) katılan müzisyenlerin bir çoğu yarışma sonrası gece kulüplerinde bir tık daha fazla para kazanmanın ötesine geçememiştir.
tüketicilerin marka için hissettikleri bağlılığın derecesidir. tüketicilerin markalara karşı güçlü hisler besleyebilmektedir. örneğin liseli bir ergenin (bkz: nike) takıntısı gibi..birçok duygunun etkileşim içerisinde olduğu karmaşık bir yapı olan marka aşkı bir çok kapitalistin ilgisini şimdiden çekmeye başlamış, ve tüketicileri kendilerine aşık etmeye çalışmaktadırlar. tabiri caizse müşteri en büyük sevgili haline bürünmüştür. bu sözlükteki göze çarpan en büyük aşk (bkz: interrail türkiye) markasıdır.
bir gezgindir. gezerken para kazanmanın sırrını bulmuş, 90 lı yıllarda şimdiki youtuberlar gibi sahil sahil dolaşmış avrupayı amerikayı ve diğer birçok dünya cennetini bizlere (bkz: acun firarda) programıyla sunmuştur. ordan alıp yürümüş şimdilerde dünyayı gezmiş bir milyarder olarak hayatına devam etmektedir. malını mülkünü google'dan araştırabilirsiniz.
Günümüzde enformasyon ve iletişim teknolojilerinde yaşanan hızlı değişimler ekonomi alanı da başta olmak üzere, mikro ve makro düzeyde birçok alanda dönüşümün gerçekleşmesine neden olmuştur. İşletmelerin için de faaliyette bulunduğu dönem, müşterinin temel güç dengesi kaynağı olduğu "müşteri asrı" olarak tanımlanmaktadır. Keskin rekabet koşullarında işletmelerin müşterilerine karşı göstermiş olduğu tutumlar, işletmelerin başarılarında belirleyici bir faktör olarak önem kazanmaktadır. Kütlesel pazarlamadan bireysel pazarlamaya doğru bir eğilimin olduğu böyle bir ortamda "müşteriler ile kurulan bireysel, güçlü bağların" odak noktasını oluşturduğu ilişkisel pazarlama yaklaşımı ve bu yaklaşım temelinde bilişim teknolojisindeki gelişmeler ile geleneksel pazar etkileşiminin yıkıldığı elektronik pazar alanında, ortaya çıkan bağlamsal pazarlama stratejisi ön plana çıkan kavramlar arasında yer almaktadır.
işletmelerin sunduğu ürün ve hizmetler bazında, müşteriye duyusal, duygusal, bilişsel, fiziksel ve sosyal açıdan oluşan bütünsel deneyimler sağlamak ve bu deneyimleri stratejik olarak yönetmek şeklinde ifade edilmektedir. Bu yaklaşıma göre, günümüzde başarılı müşteri ilişkileri ancak bütünsel deneyimlerin sağlanması yoluyla gerçekleşebilmektedir.