#tüm gezen-lavuk entry'leri

Henüz başlık açılmamasına şaşırdığım...akın akın giden türklerden illallah demiş, bünyesinde angkor wat gibi bir şaheser dışında, türk adası (koh rong) diye nam salmış bir adayı da barındıran çok acaip güney asya ülkesi. ancak benim en sevdiğim şehri, türk gezginlerin genelde es geçtikleri kampot ve bokor dağları bölgesidir. ülkede tüm fakirliğe rağmen son zamanlarda özellikle turizm ile ilgili hızlı bir gelişim söz konusudur. bu durum pek çok konuda başı boşluğu da beraberinde getirmiştir. ülke, bu serbestlikten mütevellit, hippie ve backpackerların gözde uğrak yeri olduğu kadar, her türlü mafyatik ve karanlık işlerinde diğer ülkelere nazaran daha kolay yürütüldüğü yer haline gelmiştir. yine de tüm olmamışlığı ile size kendini sevdirmeyi başarır.....yolda tanıştığım bir dostumun da dediği gibi 'burası kamboçya dostum. burada herşey mümkün'
ülkemizde her ne kadar balayı adası olarak bilinse de, 2017 mayıs ayında 1 ay kaldığım ve her yanı estetikle kaplanmış muhteşem sokakları, sanat ve kültürü, doğası, volkanları, şelaleleri, bereketli toprakları, pirinç tarlaları, tapınakları, bitmek bilmeyen seramonileri, inanılmaz gün batımları, masajları ve çiçek kokuları ile beni kendine aşık eden rüyalarımın, yegane yaşanılası adası. en kısa sürede yeniden buluşacağız biliyorum...
hindistan için hissedilen duyguların, bir birinden bu kadar zıt olması başlı başına araştırma konusu olmaya layıktır. çünkü hindistanı ya çok seversin yada nefret edersin. bu biraz gezginliğe nasıl baktığınla alakalıdır. çünkü hindistan dünyada bildiğin yada bildiğini sandığın hiç bir yere benzemez. o kadar enteresan yaşamlarla karşılaşırsınki, hiç biri bu güne kadar tanık olduğun yaşamlar gibi değildir. o an sanki hint yarım adası, dış uzaydan, başka bir gezegenden kopup gelmiş de dünyaya çarpmış gibi hissedersin.

öyle gideyim aydınlanayım geleyim, içimde birden lotus çiçekleri açsın kafasıyla gidenlerin çoğu bu yüzden hayal kırıklığına uğrar. çünkü herkesin etrafta sevgi pötürcükleri şeklinde dolaştığını düşünürler. lüks otellerinde kalıp, aşramlarında yogalarını yapan güruh için zaten cennet gibi görünecektir herşey. ancak arka sokaklarına dalanlar gerçek hindistanla karşılaşacaktır. bunun için de, karşılaşacağın tüm zorluklarla karşı kendini donatmış, mental olarak olaya hazırlanmış olmak gerekir.
7 ay süren, güney asya gezimden, geçen yaz döndüm. rota; tayland, kamboçya, tayland, malezya, filipinleri endonezya, singapur ve nepal şeklindeydi. en son ise 2 hafta önce olimpos'taydım.
her ne kadar son yıllarda yasak da olsa, yaz aylarında, uludağ'da çobankaya bölgesi nefes aldırır. son baharda saroz körfezi enfes olur. ilk bahar için ise likya yada karia yolunda dilediğiniz her yer kamp için sizindir. tabi arkada ayak izinden başka birşey bırakmamak, ateş yakacaksanız da kontrollü ve belirli alanlarda olmak şartıyla.
ilk açıldığında fiyat kalite performansı çok daha iyiydi, (müşterinin ayağı alışsın modeli) ancak ilerleyen yıllarda kaliteye oranla, fiyatların arttığını söyleyebilirim. yine de sporcu ve kampçı dostudur kendileri.