#tüm engewal entry'leri
2 kez kampa gittim ikisinde de leş gibiydi ve uyuşturucu kullanan arkadaşlar gerçekten rahatsız ediciydi. Çıplak iki abla ve bir erkek manyak gibi koşturuyordu etrafta bir ara. Bunların zararı kendine ama en kötüsü ada yerlisi olduğunu sandığım bir manyak adam çadırın dibine kadar yaklaşıp bizi rontluyordu acayip tırsmıştım.
kesinlikle Karabük, şehir merkezine girer girmez kasvetli havasından kaçmak istedim resmen.
Antik Kent aşığı biri olarak hem harika bir şehir hem de mükemmel denize sahip; şöyle ki denizinde 50 metre yürüseniz dahi boyunuzu geçmeyen yer imiş, bu yaz kısmetse gideceğiz eşimle.
o gemi bir gün gelecek!
Eskiden Fenerbahçe maçı olduğunda yanında toplanıp marşlar söylemek çok hoşuma giderdi ancak yıllardır uğramadım maç günü Ayrıca eşimle 2014 yılında ilk yalnız buluşmamız da sevgili boğamızın önünde olmuştu. Hayat hikayesi de şöyle..
1860’larda Paris’te Fransız heykeltraş Isidore Bonheur tarafından yapılmış. Hem I. Dünya Savaşı’ndaki Osmanlı-Almanya ittifakı hem de Alman İmparatoru II. Wilhelm‘in dostluğundan dolayı Boğa, 1917’de İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne hediye edilmiş. İttihat ve Terakki Cemiyeti de Boğa heykelini Enver Paşa‘ya hediye etmiş. Böylece Türkiye’ye gelen heykel, ilk olarak Beylerbeyi Sarayı’nın bahçesine, oradan da Yıldız Sarayı Şale Köşkü’nün büyük serası önüne yerleştirilmiş.
I. Dünya Savaşı sonunda Enver Paşa’nın yurt dışına gitmesinden sonra, Boğa’nın Yıldız Şale Köşkü’nden sonra ilk görüldüğü yer, Enver Paşa ve Naciye Sultan’ın sahip oldukları “Bilezikçi Çiftliği” olmuş. Bir süre varlığı unutulan heykel 50 yıl kadar sonra hatırlanıp yeni yapılan Hilton Oteli’nin bahçesine taşınmış. 1970’li yılların başlarında Boğa’nın Kadıköy’deki ilk durağı tarihi Şehremaneti binasının önü olmuş. (Bugünkü Kadıköy Tarih, Edebiyat ve Sanat Kütüphanesi)
Yaklaşık yirmi yıl kadar da bu mekanda kalan Boğa, nihayet 1987 yılında bugünkü yerine yani Altıyol’a taşınmış.
1860’larda Paris’te Fransız heykeltraş Isidore Bonheur tarafından yapılmış. Hem I. Dünya Savaşı’ndaki Osmanlı-Almanya ittifakı hem de Alman İmparatoru II. Wilhelm‘in dostluğundan dolayı Boğa, 1917’de İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne hediye edilmiş. İttihat ve Terakki Cemiyeti de Boğa heykelini Enver Paşa‘ya hediye etmiş. Böylece Türkiye’ye gelen heykel, ilk olarak Beylerbeyi Sarayı’nın bahçesine, oradan da Yıldız Sarayı Şale Köşkü’nün büyük serası önüne yerleştirilmiş.
I. Dünya Savaşı sonunda Enver Paşa’nın yurt dışına gitmesinden sonra, Boğa’nın Yıldız Şale Köşkü’nden sonra ilk görüldüğü yer, Enver Paşa ve Naciye Sultan’ın sahip oldukları “Bilezikçi Çiftliği” olmuş. Bir süre varlığı unutulan heykel 50 yıl kadar sonra hatırlanıp yeni yapılan Hilton Oteli’nin bahçesine taşınmış. 1970’li yılların başlarında Boğa’nın Kadıköy’deki ilk durağı tarihi Şehremaneti binasının önü olmuş. (Bugünkü Kadıköy Tarih, Edebiyat ve Sanat Kütüphanesi)
Yaklaşık yirmi yıl kadar da bu mekanda kalan Boğa, nihayet 1987 yılında bugünkü yerine yani Altıyol’a taşınmış.
Eşimi kandırmaya çalışıyorum fakat geçen yıl arkadaşların yaşadığı olumsuzluklar ne derece giderildi bilemiyorum. Sapıtmadan kenardan kenardan eğlenmek amacımız inşallah aradığımız ortamı buluruz.
Eşimdir. 2014 haziranında tanıştık o günden beri sürekli söylerim, zaten öyle her gün aşırı makyaj yapan biri değildir ama gerçekten özellikle yanak çevresine adını bilmediğim o şeyi ve gözünün üzerine turuncumsu renkteki şeyi sürünce beğenmiyorum.
(bkz: sennheiser)
Hükümet ve Ana Muhalefet tarafından günlerdir bariz olarak altı oyulmaya çalışan uygulama. Millet insanca -olması gerektiği gibi- muamele gördüğünden milyonluk Mercedes'e binenler rahatsız oldu tabii.
1987 yılında yapılan filmin yönetmeni ve senaristi Yavuz Turgul. Başrolleri ise Şener Şen ve Uğur Yücel. Bu film sinema dünyasında benim en sevdiğim karakter olan Muhsin Kanadıkırık isimli şahsı barındırıyor. Öylesine naif ki,, o adamın yanında olmak insana inanılmaz bir huzur veriyordur eminim..
Yavuz Turgul filmi kaleme alırken Şener Şen için yazmış zaten, yani film yazdım hadi Şener bu karakteri sen oyna değil de Şener için bir film yazalım olmuş anlattığına göre..
--- spoiler ---
Muhsin Bey çiçeklere ve plaklara düşkün kendi halinde organizasyon şirketini ayakta tutmaya çalışan ama sektörün dalaveresine ve 'arabesk' müziğe bulaşmak istemediği için başarısız olan bir organizatördür. Firmasını kapatmak zorunda kaldığı gün ise olayları başlatacak kişi türkücü olmak isteyen Ali Nazik çıkagelir..
--- spoiler ---
film hakkında yapılan belgesel
link 1
link 2
Video sitelerinde filmin hd hali var fakat kuşa çevrilmiş, neredeyse 30 dakika kesilmiş sahneler, bozuk da olsa tam halini izleyiniz bence.
Ayrıca şener şen "Muhsin Bey'ler her zaman var olacak, dünyanın her yerinde, her kentinde, her dönemde..." diyor. İnşallah doğrudur
Yavuz Turgul filmi kaleme alırken Şener Şen için yazmış zaten, yani film yazdım hadi Şener bu karakteri sen oyna değil de Şener için bir film yazalım olmuş anlattığına göre..
--- spoiler ---
Muhsin Bey çiçeklere ve plaklara düşkün kendi halinde organizasyon şirketini ayakta tutmaya çalışan ama sektörün dalaveresine ve 'arabesk' müziğe bulaşmak istemediği için başarısız olan bir organizatördür. Firmasını kapatmak zorunda kaldığı gün ise olayları başlatacak kişi türkücü olmak isteyen Ali Nazik çıkagelir..
--- spoiler ---
film hakkında yapılan belgesel
link 1
link 2
Video sitelerinde filmin hd hali var fakat kuşa çevrilmiş, neredeyse 30 dakika kesilmiş sahneler, bozuk da olsa tam halini izleyiniz bence.
Ayrıca şener şen "Muhsin Bey'ler her zaman var olacak, dünyanın her yerinde, her kentinde, her dönemde..." diyor. İnşallah doğrudur