#tüm engewal entry'leri
Aynı zamanda bir kulak türüdür.
Counter-Strike oyununda bulunan Assault haritasında Cs takımının T mekanına gidebilmesi için merdivenlerden tırmanarak üzerine çıktığı şeydir benim için.
Hayatımda bir kez bir lokma yedim daha da ağzıma sokmam. İğrenç bir tadı var bence! Bir de zamanında şöyle bir şek okumuştum doğru mu bilemiyorum; kereviz yerken harcanılan kalori yediğimiz yemektekinden daha fazlaymış.
Birkaç yıl önce kışın arkadaş dedi ki dayımın Silivri'de yazlığı var hafta sonu oraya gidelim takılırız, Ps oynarız. Tamam dedik gittik 5 kişi. Yazlık dediği daha tam bitmemiş neredeyse yarısı inşaat halinde ev ama deniz kenarında konumu mükemmel. Giderken yanına evindeki televizyonu almasına kıllanmıştım ama bir şey de demedim. Biz kurulduk oturduk biri dedi ki kombiyi çalıştıralım anca ısınır ev. Adam diyor ki ne kombisi!? Ben o an o gecenin bitmeyeceğini anladım ama elden de bir şey gelmiyor! Biz buna sağlam sövdük, ne halt etmeye bizi kışın ortasında getirdin buraya diye falan ama işte çok geçti. Evin içi o kadar soğuktu ki dışarı çıktım ateş yakıp dışarıda oturalım bari diye, ateşi yakmadan sokak daha sıcak gibiydi (bu arada yerlerde halı falan da yok düz betona basıyoruz) Moraller bozuk yedik içtik, fifa falan derken sıra geldi yatmaya ama bilin bakalım ne yok? Yorgan ve battaniye adı verilen eşyalar bu eve hiç uğramamış, evin böyle ürünler olduğundan haberi bile yok çünkü orası yazlık adı üstünde. Ben en son montla uyurken gecenin bir yarısı arkadaşımın titreme sesine uyandım ıtıtıtıtı diye, bir şekilde sabah oldu ama o gece ben dersimi aldım.
Günümüz tüketim toplumunun aynası insandır, maalesef bu işleri yapanları eleştiren bizler de bir şekilde istemeden de olsa dahil oluyoruz bu gruba. Olay hiç umurunda olmayan ve zımboluk yapan salaklar için ise söyleyecek bir şeyim yok, doğal seleksiyonun gerçekleşmesini bekleyeceğiz mecburen.
Half-Life mp oynarken canı sıkılanın eline alıp insan! kovaladığı mükemmel ölüm aracıdır. Herkes levye gelsin diye yapılan çağrıya uymayan şeref yoksunu o bir kişiye de burdan selam olsun!
bu ablanın yıllar evvel Antalya'da -bir şekilde- konserine gitmiş bulunduk. 6 tane şarkı söyledi 3 tanesi tuttu fırlattı. tuttu fırlattı ile açılış yaptı, başka bir şarkı söyledi, yine tuttu fırlattı'yı söyledi sonra iki tane başka şarkı söyledi kapanışı tuttu fırlattı ile yaptı. garipti, bizi oraya götürene sağlam sövmüştüm.
yemek yediğim ortamda çatal-bıçak sesleri fazlaca ortam sesinin üzerine çıkınca çok sinirleniyorum.
Mükemmel tatil vakit ve mod ile ilgilidir, çoğumuz stres altında büyük şehirlerde yaşadığımızdan kaçamak yapabildiğimiz kısa zamanlar maalesef doyuma ulaşmak için yeterli olmuyor. Benim için Avrupa'nın belli şehirlerini karış karış yürüyerek gezmek de mükemmel tatildir, (rüya ama) maldivlerde kıyıdaki villa tipi otelde konaklamak da mükemmel tatildir. Hatta 10 yıl önce kalabalık bir grup ile gidip sefalet çektiğim Olympos tatili de mükemmeldi. Bir de şu ultra zenginlerin kocaman yatlar ile yaptığı tatili merak ediyorum ama neyse...
4 gün kalıp istanbul'a döndüğüm minik ve güzel ada. Tam mevsiminde gittiğimden merkezi biraz kalabalıktı fakat denize girmek için insanların daha az tercih ettiği koylara gittiğimizden gün içerisinde kalabalığa maruz kalmadım. Tek pişmanlığım bilmeden eşimin ısrarına uyup günbatımı denilen yere gitmek oldu. 10 dakika güneşin batışını izledikten sonra 45 dakika oradan çıkmak için aracın içinde oturduk. İnanılmaz bir kalabalık vardı maalesef. Dondurmacı bir abi ile yaptığım sohbette adada yaşayan (sağlıklı ve ayakta) Rum kökenli sadece iki kişi kaldığını söyledi. Üzücü çünkü yıllar önce iç içe yaşayıp komşuluk yaptıkları insanlar kısa bir süre sonra tamamen yok olacak oradan.