#tüm ellidokuz entry'leri

son sınıf bir öğrenci olarak tek ve kesin tavsiyem şudur ki; haftanın 3-4 günü boş ve size bir şey katmayan publarda eğleneceğinize, 1 gün bu tarz aktiviteler yapıp para biriktirin ve yola çıkın. gerisi lafı güzaf...
sanırım karadeniz tarafından ukrayna'ya giden bir gemiye gruptan arkadaşlar binmişti. epey uzun sürüyormuş lakin değeceğini düşünmekteyim..
(emin olmamakla beraber) ilber ortaylı'nın soruyu şöyle cevapladığını duymuştum; ''gezerken okuyan.''
senede 7 8 kere yolum düşer buraya... bu kadar sık gidip gelen biri olarak hala tuvalete inerken bir tedirgin oluyorum, sürekli arkamı kollamak zorundaymışım gibi hissediyorum. yanlışlıkla yolu düşen turistlerin bu mekanda neler çektiklerini ve kurtulduktan sonraki izlenimlerini hep merak etmişimdir. ürkütücü.
sonbaharda gitmenizi şiddetle tavsiye ettiğim yerdir. son kampımızda sanırım 15 lira çadır kurma ücreti almışlardı. İlk olarak muhteşem ağaçların eşliğinde güzel bir yürüyüş yapıp tepedeki gürül gürül akan çeşmeden su içmek insana büyük haz veriyor. ateş yakmak için koruculardan büyük bir kazan tarzı adını unuttuğum aletten rica etmiştik sağolsunlar verdiler. türkiye de yaşayan herkesin, doğallını kaybetmeden bu cennet harikasını gidip görmesi gerektiğini düşünüyorum. biz eskişehir den otostopla 7 arabada yedi göllere gitmiştik, o yüzden sloganımız hep şu olarak kaldı; yedi arabada yedi göller !
nedendir bilmem amsterdam deyince aklıma hemen (bkz: hostel) filmi geliyor..