#tüm dunyadabiryerdeyim entry'leri

girişteki müzede taşlaşmış insanlar var diye bilinir ama işin aslı lavlar insanları kapladıktan sonra hemen katılaşınca aralarda insan şeklinde boşluklar kalmış. boşluklar alçı ile doldurulup lav kaplama açılınca da figürler ortaya çıkmıştır.
bir tek benim mi dikkatimi çekiyor bilmiyorum ama bir şehri sevebilmem için o şehirde palmiye ağaçları olacak, sokakları dar, çatıları kiremit, havası güneşli olacak...

porto lizbon dubrovnik malaga ve daha niceleri...
trabzon'un maçka ilçesinde bulunan bu manastır 4. yy'da ortodoks rumlar tarafından yapılmıştır. günümüzde bölgenin en çok yerli ve yabancı turist çeken yapılarındandır. 2015 yılında bir yıllığına restorasyona alınan ve ziyarete kapanan manastırdaki çalışmalar üç yıla uzamıştır ve ağustos 2018'de açılması planlanıyor.
milli parka girdikten sonra manastıra giden iki yol vardır. birincisi yolun sonuna kadar araçla gidip sonrasında 10 dakikalık yürüyüş yoludur. ikincisi ise manastırın alt tarafında, meryem ana deresi kenarındaki restoranların yanından yukarı tırmanan patikadır, bu patika yaklaşık 45 dakika yürüyüş (tırmanış) gerektirir. benim tavsiyem otostop veya herhangi bir araçla yukarı çıkıp sakin kafayla manastırı keşfedin. dönüşte de aşağıya inen patikayı kullanabilirsiniz. ormanın içinden geçerken çok güzel manzaralarla karşılaşırsınız.
2010 yılında trabzon'da açılan bir vakıf üniversitesidir.

"kıtaların buluşma noktasında eğitime açılan kapınız"
bilinenin aksine sadece kıtaların buluşma noktası olan istanbul boğazı bölgesini değil de avrupa ve asya kıtalarının tamamını kapsayan coğrafi bölgeye denir.

bir de trabzon'da avrasya üniversitesi var ki sormayın...
"kıtaların buluşma noktasında eğitime açılan kapınız" diyorlar kendileri
barselona'daki meşhur hola hostelde kalıyoruz bir akşam, yandaki ranzaya buram buram diyarbakır şivesi kokan iki güzel kardeşim geldi yerleşti. selam verdik, tanıştık falan, polonya'da erasmus yapıyorlarmış, bir haftalık hızlı bir tura çıkmışlar barselona-roma-venedik... neyse gece oldu, bunlar tutturdu gece hayatına akalım diye, bizi de ikna etmeye çalışıyorlar ama biz de kaç gündür yollardayız ve yorgunuz. bunlar çıkıp gittiler, sabaha karşı birbirine söve söylene odaya döndüler. sabah kahvaltıda yakaladım bunları nasıl geçti geceniz diye sormak için. gitmişler bir striptiz kulübüne, kişi başı iki yüzer euro vermişler bir gecede. ceplerde para kalmamış, turu iptal ettiler, sonraki güne polonya'ya dönüş bileti bakıyorlardı en son...
barselona'da olan barselona'da kaldı yani.
karadeniz sahilinde, giresun'a bağlı çok şirin bir ilçedir. adı tri-polis yani üç şehir anlamındadır. bu ismi bölgede bulunan saint john, bedrama ve andoz kalelerinden almış. her ne kadar karadeniz şehri olsa da sanki ege'de bir sahil kasabasıymış hissi veriyor. tirebolu'nun kalesi, plajları, yüksek kaliteli fındığı ve 42 numaralı çayı meşhurdur. hiç restorasyon yapılmamış ve yok olmaya terkedilmiş olsa da bolca tarihi yapıya sahiptir. köylerinde ve şehir merkezindeki harabe kiliseler, rumlardan kalan tarihi evler, mağaralar, çeşmeler...