#tüm dey entry'leri

Dünyanın ihtiyaç duymasına şaşırdığım mesleklerdir. Bunların başında barlarda tuvalet temizleyenler geliyor. O kadar gereksiz ki özel bir ismi bile yok. Bir insan nasıl kendi pisliğini nasıl temizlemez hayret ediyorum.
Otostop arkadaşım kadınsa gerildiğim ve sinirlendiğim, teksem veya yanımda erkek varsa daha çok gerilip daha az sinirlendiğim araç sahibi samimiyetsizliği.

(bkz: anlattığı erkek çıkmasın)
(bkz: otostopta bacağın ellenmesi)
Gezgin temalı instagrama sahip olduğunu gösterme şeklidir. Birçoğunun profili leş olsa da, çok iyi profiller de mevcuttur.
Yazarlar, sizden ricam, ilk otostop, ilk kamp veya ilk yurtdışı deneyiminden sonra instagram hesabınızın ismini bu şekilde değiştirmemeniz yönünde. Hoş durmuyor bence. Tabiki
(bkz: herkesin hayatına hiçkimse karışamaz)
Sözlükte yazmak için dikkat edilmesi gereken formattır. Özgün olup imla işaretlerine dikkat ederseniz, birde tanım yaparsanız tadından yenmez.
açıkçası heycandan ziyade, rahatlama babında hamak kurmayı tercih eden bir yazarım. akarsu kenarı, en sevdiğim hamak yeridir. akan suyun sesiyle insan acaip rahatlıyor.
genellemenin yanlış olduğunu düşündüğüm, fakat genel olarak türklerde dikkat ettiğim bi özelliği tanımlamak istedim burda.

ortamız yok. özellikle zeka konusunda. ya azımız dahi seviyesindeyiz, ya çoğumuz tam moronuz. kabul edelim. yurtdışında, ortalama insanlar arasında moronluğumuz daha çok ortaya çıkıyor.
üç sebebi olan durumdur.
birincisi, bu maddeleri çoluğumuz çocuğumuz tüketemesin yea zihniyetidir. istediğiniz kadar yaş sınırı koyun, kontroller ve yaptırımlar olmadığı sürece bu bir bahane olacaktır.
ikincisi, alışkanlık. yavaş yavaş soktular bu zamları, artık alıştık. geçen senede zam gelmişti yea zaten her sene geliyo mantalitesi diyebiliriz.
üçüncüsü ise, devlet iyi para kazanıyor ve bu zamları desteklemek için kozlarını, insan hassasiyetlerini iyi kullanıyor.
rahat, derdi tasası az, kafaları açık insanların yaşadığı kıta. genellemeye karşıyım fakat afrika hassas noktam, saldırmayın sözlük kankilerim.
biraz radikal bir düşünce olacak ama, yıllık ortalama gelir. insan ne kadar kendine yetebiliyorsa, kafası o kadar rahat olur, o kadar az şeye stres yapar. ne kadar az stresliyse, dışarıdaki etkenlere karşı o kadar anlayışlıdır. ikincisi de zaman, ne kadar zamanı varsa, o kadar dinlenip veya gezip veya kafasını ne rahatlatıyorsa, kendini ne iyi hissettiriyorsa onu yapmasıdır.

ülkeyle ne mi alakası var? ülkeyi ülke yapan insanlarıdır. aylık 45 saatlik çalışma, maddi yetersizlik yüzünden ek iş peşinde koşmak, aysonu kirayı denkleştirmek, insanı depresyona sokar. birşey yapmak istemez, gergin olur, birşey öğrenmeye niyeti olmaz. ülkenin %70i bu hale gelince de, kültür negatif etkilenir.

ülkeyi güzel yapan detaylar, sabah birisinin metroda size gülümsemesi, yemeğini paylaşması, mimariye veya sanata hayranlıkla bakan insanlarıdır. elimizden geldiğince böyle olmaya çalışalım, umarım bulaşıcı olur diğer insanlara da.