#tüm delirium entry'leri

ben grupta değil de yüz yüzeyken yaşanmış güzel bir anı yazacağım. (bkz: gezginfest van) 'da gönüllü olarak çalışmaya giderken trende babamın ameliyata alınacağı haberini almıştık. kendisi çok uzun süredir kalp hastası olup son 7 senedir filan yapay kalp ile yaşıyordu ve kalp nakli olacaktı. vana çok yaklaşmış olup dönme şansım yoktu ameliyattan önce. oraya vardıktan sonra(bkz: bestami köse) ve yiğit beni karşısına alıp bana uçak bileti ayarlayacaklarını söylemişlerdi. ameliyatına yetişemedim, bilet de ayarlayamadık, zaten ben de erkenden dönüp o kapıda uyandırılacağı zamanı bekleyerek kafayı yemek istememiştim. babam ben döndükten sonra uyandırıldıktan birkaç gün sonra vefat etti.

ama o gün benim karşıma geçip bilet ayarlayacağız diyen bestamiye şuan bilete ayırabilecek bütçem yok dediğimde bestaminin bana verdiği " saçmalama koca aileyiz herkes beşer lira verse sana kaç tane bilet alacak parayı toplamış oluruz, bunu duymak istemiyorum" cevabı asla unutmayacağım efsane bir andır.
bol çekirdekli olup beni uyuz etse de böyle koca dilimler şeklinde eline alıp kabuğunun beyaz kısmı gözükene kadar ısıra ısıra yemesi çok eğlenceli olan bir yaz meyvesidir. dışı yeşilin elli tonu, içi kırmızının elli tonu ara katmanın beyaz olduğu öyle değişik değişik bir meyvedir.
insana uçuyormuş hissi yaratır. mükemmel bir histir. bazen o kadar şiddetli eser ki göz kapaklarını aralayamazsın. arkadan esen rüzgar gibi değildi. saçların suratına suratına vurmaz, birbirine girmez, saçlarını ağzına sokmaz. karşıdan esen rüzgar adamdır.
hastayken yalnız olmayı tercih eden insanlardanım. çünkü fark ettim ki birisi yanımdayken daha çok kendimi naza çekiyorum, psikolojik olarak biri yokken aynı hastalığı daha kolay atlatıyorum. siz yine de ben hasta olduğumda akşamları kapımın önüne bir tas sıcak çorba bırakıverin.

ıhlamur sevmem, nane - limon sevmem.
doğaya kaçışta verdiği huzurun temel sebebi. çünkü derin bir nefes alıp oh be diyorsunuz!
arkadaşlarımın hepsinin goygoya ne kadar yatkın olduğunu gösteren görseldir. bakınız whatsapp gruplarının %80 ninde paylaşılıp goygoy yapılmıştır.
bence home ofis işleri gayet uygun olacaktır. zaten evden çalışarak iş yapıyorsun. görüşmeler genelde görüntülü aramada oluyor, işleri hep internet üzerinden gerçekleştirip her şey mailler üzerinden ilerliyor. mis gibi iş işte. tek düşünmen gereken şey gezerken kendine sürekli internete ulaşabilir olmak gerekir.
110: itfaiye
112: ambulans
155: polis
156: jandarma
177: orman yangını
188: cenaze
kurslar ve eğitimler vasıtasıyla öğrenilecek ve öğrenilmesi gerekli olan kavramdır. daha önce birkaç kez şans yakalayıp öğrenmeme rağmen hala acil bir durumla karşılaşsam emin olamayacağım şeydir. çünkü insan hayatının ne kadar önemli olduğunu, acil durumlarda yanlış müdahelenin nelere sebep olacağını daha iyi öğrenmiş oluyorsun.

özellikle kamp yapanların bilmesi gerekir. çünkü doğada zor zamanlar yaşama durumunda kalabiliriz. kendimize ya da başkasına yardım ederken doğru olanın ne olduğunu bilmeliyiz. bilmiyorsak keskinlikle gerekli kodlardan doğru kişilere ulaşarak doğru adımları izlemeliyiz. (bkz: acil durum telefon numaraları)
bir gün bu başlığın altına başardım diye entry gireceğim başlık. ama o zamana kadar yapılacaklar listemde yer alan madde olarak tanımladığım başlık.