#tüm cosmoseight entry'leri

2. dünya savaşı ve dönemiyle ilgilenen gezginler için çok özel müzeler barındıran şehir. almanya'nın başkentidir.

kısa bir berlin turu yapmak isterseniz tıklayabilirsiniz.
"happiest place" olarak bilinen ve gezginlerin en sevdiği mekanlar olan havalimanı, tren garı, otogar gibi yerlerde sıkça, yoğun şekilde yaşanan mutluluktur.
altınızda otomobiliniz varsa akşam 8'den sonra adeta kral olduğunuz şehirdir.

ne bir trafik var ne de çok popüler noktalar dışında park sorunu. mekanlar gayet güzel ve şık, insanlar da genellikle daha samimi ve saygılı.

ben doğma büyüme istanbullu biri olarak ankara'yı sadece denizi yok diye eleştirenleri asla ama asla anlamıyorum. sanki istanbul'da hepimiz yalıda oturuyoruz ve haftasonları 40 metrelik yatımızla adalara doğru açılıyoruz.

ankara mis gibi bir şehirdir ve bu konu tartışmaya açık değildir. sebeplerinin en başına da atatürk'ümüzün o şehirde yaşaması(!) yazılabilir.
ergenlik döneminde, hızlı zamanlarımızda sırf sisteme ters yapacağım diye komikli poz vermeden yanından döndüğüm kule.

ama şimdi çok pişmanım. öyle önünde oturup hafif tebessümlü mona lisa pozu vermiştim önünde. umarım bir gün yolum tekrar italya'ya düşer de seni yine ziyaret ederim pisa kulesi. o zaman sana borcum olan komikli pozu karşında vereceğim.
türkiye'de 2. bir anlam kazanmış turdur.

artık insanlar hiç trene binmese dahi uzun soluklu avrupa turlarına interrail demeye başladı ki bence de haklılar. avrupa'da tren yolculuğu zaten lüks olarak biliniyor ve biletleri çok pahalı. 300 euro civarı bilet fiyatları özellikle öğrenci olan gezginler için çok fazla. ryanair ve benzeri havayolları, student agency ve benzeri otobüs şirketleri oldukça gezginler çekinmeden bu alternatifleri değerlendirmeliler.
ucuzluğu ve vize muafiyeti sebebiyle tercih etmek istediğim fakat mahalle baskısından dolayı bir türlü ziyaret edemediğim ülkedir.

bir erkek olarak ukrayna'ya gidiyorsanız herkes yüzünüze söylemese bile içinden farklı amaçlarla gittiğinizi düşünüyor ve bunu siz de hissediyorsunuz.

o yüzden bir gün ukrayna'ya gezmeye gidersem bile ortamlarda karadeniz turuna çıktım demeyi düşünenlerdenim.
2 senedir şampiyonluğunu dünyayı kıskandıracak şekilde, bir donanma eşliğinde kutlayan canım takımım.
doğma büyüme istanbullu olarak asla sevemediğim, ısınamadığım şehirdir.

ankara'yı, eskişehir'i istanbul'dan daha fazla sevdiğimi ve beğendiğimi söylediğimde insanlar şaka yapıyorum zannediyor. evet boğaz'ın da olduğu 10 kilometre karelik alan çok güzel ama onun da tadını yalı sahipleri ve zenginler çıkartıyor.

istanbul cebinizde 2-3 milyon tl'niz yoksa yaşanacak bir şehir değil bana göre. ki benim cebimde öyle bir para yok.
tour des fjords adlı bisiklet turuna ev sahipliği yapan canım ülke.

televizyon karşında bile kendine hayran bırakan bir doğası varken orada olmak insana nasıl hissettirir tahmin bile edemiyorum.

dünya'nın en önemli petrol ihracatçılarından birisi olmasına karşın ülkede satılan elektrikli araçların oranı %75'e dayanmış. petrol zengini oldukları için norveçlilere beyaz araplar derler ama ben buna kesinlikle katılmıyorum. adamlarda inanılmaz bir vizyon ve insanlık var. saygı duyulası bir kültür.
erasmus sürecinde 3-4 kez ziyaret ettiğim ve adım adım gezdiğim şehirdir. 2 tam gün ayrılması kararında olacaktır.

kıyısında nefes alınabilecek bir nehir, ucuz bira, güzel kadınlar, iyi kötü bir futbol takımıyla benim için yaşaması en ideal şehir olarak gözükmektedir.

prag'da neler yapılır kısa bir göz atmak için tıklayabilirsiniz.