#tüm bilemedim-simdi entry'leri

bu akım sayesinde çok güzel bir insanla tanıştım bana çiçek yollaması ve beni mutlu etmek istiyor olması hoşuma gitti teşekkürler goygoyrail!
eril baskıcı zihniyetin oluşturduğu toplum öğelerinin bir ürünüdür.. Sadece türkiye olmamakla birlikte dünyanın her yerinde karşılaştığımız bir sorun 'kadına şiddet'
ister islam coğrafyası olsun ister batı kültürler olsun ataerkil bir toplum ve kapitalist bir toplumda kadına şiddet erkeklerin kendinde hak bulduğu ve bunu meşrulaştırmanın ciddi yollarını aradığı bir durumdur
bir kadın gece evine dönerken de tecavüze uğrayabilir
bir kadın her gece istemediği halde kocası tarafından sekse zorlanarak da tecavüze uğrayabilir. İkincisi daha meşru gözüküyor dimi?
Kadına şiddetin bahanesi çoktur. Onu meşrulaştırmanın da. İsyanın da bahanesi çoktur. O zaman şimdi 'biz' olmalıyız. Çünkü artık'onlar' var
Margaret Atwood'un 1985 yılında yazdığı aynı isimli romanından uyarlanmış başrolde Elisabeth Moss'un yer aldığı 'distopik' dizi
--- spoiler ---
Dizi 2015 yılında geçiyor Glicead isimli bölgede hava koşulları ve çevresel faktörlerle kadınlar kısır kalmaya başlıyor. Devlet sıkıyönetim ilan ediyor ,teröristler suçlanarak anayasa değişikliği yapılıyor. yeni anayasa kadınlara ve en geniş tanımıyla insanlara saldırır nitelikte. Bölgede kalan son doğurgan kadınlar yakalanılıyor çocuklarından ve ailelerinden ayrılarak bölgenin yüksek konumda bulunan ve çocuğu olmayan komutan ve eşlerinin yanına 'damızlık' olarak yollanılıyor. Kadınların o evlerde bulunmasının tek sebebi tecavüze uğramak ve onlara bir çocuk vermek. Her ayın belli günlerinde komutan tarafından tecavüze uğruyan kadınlar çaresizlik ile hiçbir şey yapamıyorlar.
Kadınların isimlerini kullanmaları,kitap okumaları vb vb bütün insancıl hakları yasaklanıyor ve kadınlar hükümetin malı sayılıyor. Yeni isimler ise bulundukları evin sahibine göre değişiyor mesela Fred ise Offred gibi.
Dizi her ne kadar distopik gibi gözükse de bence Türkiye hatta dünyanın içinde bulunduğu gerçekleri önümüze koyuyor.
Kadınları metalaştıran bütün unsurlar dizide mevcut olduğundan diziyi izlerken sinirlenmemek öfkelenmemek elde değil
baskıcı eril zihniyeti tam anlamıyla hissediyoruz
bana göre dizi başkaldırmazsan neler olabilceğini ve bütün bu olanlara nasıl alışılabilceğini gösteriyor
örneğin önceden istediği gibi dışarı çıkabilen tamamen özgür bir kadın olan June artık 1 saatliğine ev için alışverişe çıkıyor bu sahneler ve June'un alışverişe çıkabildiği için mutlu oluşu bana tek bir cümleyi hatırlattı 'siyasi mahkumları düşün,açıkcezaevinde gökyüzünü sadece bir saat görebilmek için bütün çöpleri toplarlardı' Offred de bir mahkumdu.
yazımı bitirmeden önce de bir replik ekliyim
'kongreyi katlettiklerinde uykudaydım
teröristleri suçlayarak anayasasayı değiştirdiklerinde de uyanmadım
hiçbir şey aniden değişmez
kaynayan bir suda yavaş yavaş ölürsünüz'
'belki de teröristler hiç olmadı'

Bu arada kadınların örgütlü mücadele verceği zamanı da bekliyorum
şimdi 'biz' olmalıyız
çünkü artık 'onlar' var

bizden bir ordu yaratmak istemiyorlarsa bize üniforma giydirmeyeceklerdi
--- spoiler ---
Yazı tüm hatlarıyla spoiler içerir--- spoiler ---
Dizinin ilk 6 bölümünü izledim. Diziden beklentilerimi ve hatta fazlasını karşıladı diyebilirim. Basit bir polisiye dizisinden,suçlu arayıp yakalamaktan ,aksiyondan daha çok dizi "suçlu psikolojisi" ile ilgileniyor. Ayrıca dizi 1977 yılında geçiyor sanirim o konuda bi eksiklikten dolayı bunu 2. Bölümde falan anladım. O zamanlar "seri katil" diye bir terim henüz geliştirememişken, ajanlar seri katiller için "ardışık katiller" terimini kullanıyorlar. Karakterler oturmuş mu? Tam çözemedim ama #fringe izleyenler bilir, ordaki olivia dunham burda wendy karakteri ile karşımıza çıkıyor. Dizi aşırı durağan olmasına rağmen izlerken , geriliyorsunuz. Diziyi güzel yapan şeylerden biri de bu bence psikolojik-sosyolojik açıdan incelemeler yaparken , aynı zamanda geren ve o havayı tamamen hissedebilceğiniz bir dizi olmuş.
Bu arada bence Holden'ın psikolojik sorunları ortaya çıkıyo gibi. Adam her yerden batakta resmen. Seri katil psikolojisini anlamak kolay değil tabi.sürekli işinden bahsediyor kız arkadaşına falan da başka bi muhabbeti yok adamın. kız arkadaşının ondan bunalması normal gibi.
--- spoiler ---
--- spoiler ---
hırsızları sevdiren dizi. dizide sadece bir"soygun"değil aşk, psikoloji,aksiyon hepsine değinilmiş. Çok ayrıntılı olmasa da tek tek oyuncuların zayıf noktaları, zaafları, hepsinden bahsedilmiş. Karakterlerin kötü yanları olmasına rağmen, yine de aşırı sempati duydum hepsine. Bazı yerleri aşırı uzatılmış,durağan ama tek solukta izlediğim bir dizi oldu. "Zayıflıklarımız içimizde değildir, dışarda sahip olduklarımızdadır"
Ayrıca ispanyolca çok seksi, ispanyol erkekleri de çok seksi ya da öyle konuşuyorlar diye, bilemedim şimdi.
Dizide olmaması karakter de Oslo bu arada onun yerine bi tane daha kadın karakter koysalar iyiymiş 😀😀
--- spoiler ---
Biyolojik olarak kadın , erkek cinsiyetlerimizin yanı sıra Kadın ve erkekten sosyal-kültürel anlamda beklenen rollerdir. Toplumsal cinsiyet, bize kim olmamız ve nasıl davranmamız gerektiğini söyler. Toplumsal cinsiyet kadın ve erkeklerin davranışlarını inşa eder. Toplumsal cinsiyet, bebeklikten başlayarak hayatımızın her alanında karşımıza çıkacaktır. Toplumsal cinsiyet rollerine göre kız bebek pembe,erkek bebek mavi kıyafetler giymeli. Kız cocugu bebeklerle, erkek cocugu arabalara oynamalıdır. Evin reisi "baba"dır, ev işlerini anne yapar, yemek yapmak,cocuk bakmak annenin göreviyken, eve para getirmek babanın görevidir. Toplumsal cinsiyet rollerimize göre kadınlar kırılgan, hassas , narin varlıklardır. Erkekler ise güçlü, sert. Bu ve bu gibi örnekler çoğaltılabilirken,kadınların ve erkeklerin bu roller altında tabii ki ezildiğini söyleyerek, erkeklere dayatılan bu rollerin, erkek davranışlarını inşaa etmede büyük bir rol oynadığını,her kadının da ,yaratılan bu cinsiyet rollerinin altında ezildiğini,şiddete uğradığını, taciz edildiğini ve hatta öldürüldüğünü belirtmekte fayda var. Toplumun bizden beklediği rolleri aşıp, canımız nasıl isterse öyle davrandığımız zaman; "erkekler ağlamaz! Ne ağlıyorsun karı gibi zırlama" diyenlere inat , hüngür hüngür ağladığımız zaman, "sen kadınsın bu kısa saç ne böyle erkek gibi" diyenlere inat , saçlarımızı canımız ne isterse onu yaptığımız zaman,"kadınsın sen, senin yerin ev,otur evinde" diyenlere inat, yaşamın her alanında üretip ,yaşamın her alanında var olduğumuzda;özgürleşecek dünya.. kalın sağlıcakla.
Eğer yapılırsa 2017'deki büyük eksiklikleri 2018de tamamlamalılar. Ayrıca güvenlik konusunu da bir tık üste çıkarmalılar. Organizasyon, sanatçılar tabiki daha iyi olabilir. Ama yapın bence yaa! 2017 her şeye rağmen güzeldi.
adı başak olanların diğer adı yaaa resmen yüzyıllarca bu iğrenç şakalara maruz kaldım senin yüzünden.
Yalnız gezgin kadınlarda youtube'da vloglarını izlemiş olduğum, en sevdiğim ve bana cesaret veren kadın kesinlikle Yağmur Arat. Sevimli, minik ve aynı zamanda cesur bir kadın. Seni bravo