#tüm baskangeziyor entry'leri

Bulgaristan'a gidecekler için kebapçe'yi kesinlikle öneriyorum. İçki içiyorsanız yanına zagorka bira içmiyorsanız sert gazoz veya cola ile müthiş giden yemek. Bildiğimiz köfte aslında ama baharatı, malzemesi falan biraz farklı. Bu arada yuvarlak olanlar soğanlı oluyor ve svinsko yani domuz etli oluyor. Domuz yemeyen arkadaşlar için uzun ince olanları öneriyorum onlar danadan yapılıyor.

Tane fiyatıyla satılıyor. Kırcaali şehrinde merkezde herhangi bir kafede tanesi 0.80-1 leva civarında yiyebilirsiniz.

Dipnot. Çok doyurucu bir köfte aç gözlülük etmeyin 3 tane yetiyor genellikle, yetmezse istediğiniz kadar ilave yaptırabilirsiniz. Sıcakken güzel oluyor o yüzden porsiyondaki kebapçe sayısını az tutmaya bakın derim.
Yüzlerce tarihi ve coğrafi özelliğe sahip olan İskandinav ülkesi. İnsanları soğuk falan değildir. İskandinav ırkının geneli güler yüzlü ve sıcakkanlıdır. Tanımadıkları insanlara bile yüzüne baktıkları zaman gülümseyip selam verirler. Türkiye'de "hayırdır bırremın ne bakıyon" deyip olay çıkaran hanzoları hepimiz biliyoruz. (ülkemizi kötülemek için söylemiyorum ama bu konuda gerçekten öğrenecek çok şeyimiz var)
Kırklareli'de okurken otostop ile günübirlik gezmeye gittiğim şehir. Nazım Hikmet müzesi ve birkaç tane daha çok güzel görülmesi gereken müzeye sahip.

Özellikle yazın veya yaza doğru gidilmesini tavsiye ederim, sahil kenarı gece geç saatlere kadar canlı ve çok güzel bir ortama sahip.

Sahil boyunca küçük parklar var. Bu parkların içinde sanatsal heykel çalışmaları da bulunuyor. Gidip gezecek olanlar mutlaka o çalışmalara bir göz atıp incelesin derim.
Doğduğum, büyüdüğüm şehir. Yaklaşık 4 senedir yaşayamadığım, Türkiye'nin en medeni ve avrupai şehri.

Mutlaka denenmesi gerekenler ;
- Kumru yemek,
- Göztepe ile karşıyaka arasında vapura binmek,
- Bostanlı sahilde yeni yapılan uzanarak manzara izleme tahtalarında gün batımını izlemek,
- Konak çarşıda ara sokakları gezmek,
- Karataş veya inciraltı sahillerinde balık tutmak,
- Küçük Park, büyük Park arası volta atmak.
Türkiye'den kargom gelirken içinde kitaplarından birkaç tanesinin mutlaka olmasını düşündüğüm şair.

Kalemi ve edebiyatı güzel insan.

1927-1985 yılları arasında yaşamıştır.
Danimarka'da 16 yaşına gelen herkesin yaptığı eylem. Eğer aile ile birlikte kalmak isterlerse "kendi öz babası" ev kirasına ortak olmasını yani o evde kaldığı için para ödemesini talep etmektedir.
O yüzden çocuklar genellikle 16 yaşına basınca ayrı eve çıkıp, hayatı öğrenmeye ve yaşam mücadelesi vermeye başlarlar.

Ekstra dipnot: Kültürü gereği "baba çok açım 50 Kron ver de bi pizza yaptırayım" dese, ülkedeki %90 oranındaki baba cebinden çıkartıp 5 kron dahi vermez.
Kapitalizm ve türevleri ne kadar insanı ötekileştiren, etiketleyen, çeşitli sınıflara ayıran ve makineleştiren sistem varsa bu uygulama onların network ağına hizmet vermektedir.
Trakya bölgesinde otostop çeken arkadaşlar bir kartona "öğrenciyiz bea!" yazabilirler. Birçok kez denendi ve geçerliliği onaylandı.
En samimi arkadaşların bile birlikteyken yüzlerine bakmadan zaman geçirmelerine sebep olmuştur. Sözde buluşulur, gezilir ama gözler hep telefondadır. Karşıdaki bir şey anlatırken göz kontağı kurma konusu artık android telefonların öncesi zamanda kalmıştır.