#tüm alynklc entry'leri

diplomat olcam ben diye girdiğim, ik cı mı olsam diyip staj vermedikleri için özelde iş bulmamın imkansızlığı ve ay ben kadınım daha zor gerçekliğinin çarpması boşver özeli kpss kasıp memur olayıma yönelip ortada kaldığım bölüm. 2018de mezunum hala ne yapacağımı bilmiyorum. yüksek yaparım herhalde ya...........
ucuz dediler, erasmus için buraya geldik, paraları bizim paramız karşısında değer kazandı... öyle ucuz diye düşünüp gelmeyin, afedersiniz aynı b*kun laciverti. auchan ve lidl ı meşhur, second handcileri çok ama henüz bir şey almadım rutubet kokusundan çekmiyor beni mağazası. bildiğimiz dünya markaları var kıyafet konusunda, kesinlikle daha ucuz değil. ya neyine ucuz diyolar hala anlamadım bak, herhalde diğer avrupa ülkeleriyle kıyaslayıp söylediler. çünkü türkiyede harcadığım parayı aynen burda da harcıyorum. hatta burda daha çok harcıyorum yemek parası, kıyafet falan almak istesem para yok. türkiyede en azından ikisini de rahatça yapabiliyordum. ülkede ingilizce bileni çok yok, en azından benim bulunduğum şehirlerin çoğu öyleydi. tren öğrenciye ücretsiz, bu yüzden hunharca kullanıyoruz. sizde kullanın, gezebildikçe gezin ülkeyi. sibiu, cluj-napoca, timişoara, braşov güzel şehirlerinden birkaçı, mutlaka gidin. bükreş bana çok leş bir şehir gibi hissettiriyor. hele belgrada gittikten sonra romanyadan iyice tiksindim, sırbistan romanyadan daha çok hakediyor abyi. hayır schengen bile değilsin romanya neye yararsın!!!!! -pasif agresif züürt gezemeyen erasmuslu dramı- hayır o 60 euroyu vermek koyuyo schengene, bilet parasını falan düşününce yavaşça vazgeçip yakındaki vizesiz ülkelere yöneliyoruz mecbur. taksi çok ucuz ama aman diyim bükreşte binmeyin. bükreşte pahalı. 6 lei tutacak yere 30 lei istiyorlar. gece hayatı çok haraketli, içkisi türkiyeye göre daha ucuz haliyle. sanırım o yüzden ucuz diyolar, şimdi aydım..... yakın yerlere direk uçuşu yok, burdan ne zagrebe ne saraybosnaya falan direk uçuş bulamıyorum. otobüs olarak da sadece flixbus var belgrada giden sanırım. bloglarda okuyup da romanyadan sırbistana gitmeye çalışmayın, yanarsınız. biz tren var diye kalktık gittik meğer kışın seferler kalkıyormuş, sonunda sınıra 6 km yürüyüp sırbistan sınırından 30 euro verip 10km uzaktaki şehir merkezine gittik. güzel kazıklandık efenim. erasmus öğrencisiyseniz esn gezilerini önermiyorum, boş yere dünyanın parasını istiyorlar ve gezi günü gelince vaadedilen ve olan arasında dünya fark olduğunu görüyorsunuz. he bi de okullar ingilizce eğitim vermiyo genelde, biz hep ya yattık ya gezdik bu sayede. son olarak hırvatistan bulgaristan ve romanya arasında bir anlaşma varmış bu sayede mesela romanya vizesiyle bu ülkelere girebiliyormuşuz diye duyduk ama hala doğrulayamadım. bilen varsa doğrulasın allah rızası için, burda zagreb ve dubrovnik için çıldıran bir grup erasmuslu var...
10 euro bozunca elimize 1118 dinar verdiler, haydaa dedik iyi para hee oldu, dakikasında paramız bitti...

bozuk para anlayışları yok, elimize nasıl geçti bilmiyorum ama bozuk paramız var ve hatıra olarak kaldı. öyle ki bosnaya bilet almıyor bile bu para. şehir güzel, akşamı özellikle çok güzel. ama iki günden fazla zaman geçirmeye değeceğini düşünmüyorum. bloglara bakıp aman diyim yola çıkmayın, biz romanyadan tren var diye kalktık yola çıktık, sınırdan yürüyerek geçmek zorunda kaldık. taksiciler deseniz zaten her yerde adam kazıklamak için hazır. nitekim sınırdan geçtikten sonra vrsac şehrinin merkezine (yaklaşık 10 km) gitmek için 30 euro bayıldık. dönüş yolunda tatlış bir amca sadece 10 euro istedi, insaflı çıktı adam. knez mihailova caddesi üzerinde camında kupalar asılı bir kafeye girdik, kara tahtada yazan promosyonları sorduk. gezimizin son saatleriydi, çoğumuzun parası bitmişti o yüzden en uyguna yönelmeye çalıştık. garson felaket bir şekilde ilgisizdi üstüne yanlış sipariş getirip fazla hesap almaya çalıştı. vermedik tabi, öğrenciyiz biz dedik, sizin hatanız dedik, en son özür dilediler falan...

yine knez mihailova caddesi üzerine, kalemegdana doğru, alışveriş merkezinin hemen karşısında Pera Palace diye bir türk restoranı var, mutlaka uğrayıp bir çay için. şehir gerçekten güzel, sırp polisi anlattıkları kadar korkunç değil. sınırdan geçerken evet daha dikkatliler, işlerini biraz daha ince yapıyorlar sadece. insanları da çok kibar, insan şaşırıyor nasıl bu sırplar kötü olarak nam salmış, nasıl katliam yapmış diye. belki biz hep iyisine denk geldik, bilemiyorum. teslanın evine mutlaka uğrayın. son olarak, otogarda çalışanların %80i net gıcık, resmen nefret ediyorlar herkesten. ay bi otobüs soruyoruz, hepsinde surat, hep bir afra tafra... yardım etmek namına hiçbir şey yok. veee otobüs kullanacaksanız jeton vermezlerse istemeyi unutmayın, biletiniz olsa bile jeton yoksa içeri almayabilirler. bi de eğer jetonu hatıra olarak saklamak isterseniz sorun, şansınızı deneyin. arkadaşlarım bu sayede jetonlarını sakladılar.