her ne kadar oyunlarda kanser etse de türkiye'nin en seviyeli yayıncısı
90’ların gözdesi, fen liseleri ile yarışan imamhatiplerin Durumu içler acısıdır.
Şuanda ise bir köfteci bir dönerci gibi Her sokak başında görülebilir... işlevi de keşke aynı düzeyde fazlaşabileydi.
Bir ilçede iki Anadolu belki bir fen lisesi vardır yada yoktur.( genelde yoktur) ama ne hikmetse ülkede 4200’e yakın ihl var ve her lise ortalama 300 400 kişilik .( İstanbul’da bu sayı kat ve kat fazla )
yılda bir milyondan fazla öğrenci mezun verdiği anlamına gelir . Evet bir milyondan fazla öğrenci i.h. lisesinden mezun oluyor . Bunların kaçı acaba üniversite okuyor . Herşey okumak değil ancak televizyonlarda kanallarda “kızlarımızı çocuklarımızı okullara gönderelim” diyenler sadece liseyi mi kast ediyor ?

En büyük vasfı dini eğitim yanında bilimsel eğitimleri de vermek olan ihl’ler Asli görevi olan dini eğitimi dahi vermekten aciz bir kurum oldu . Okul kurup zil sesini dombra yapıp üstüne de ...imam hatip lisesi yazınca orası eğitim kurumu olduğu anlamına gelmemekte aksine görüldüğü yerde uzaklaşılması gereken kurumlar anlamına gelmektedir.
YouTube’a ihl rezillikleri yazılması sonuncunda çıkanlar bile yeterince utanç kaynağıdır.
Bilimsel eğitimleri vermekten vazgeçildiği bu kurumların en azından hakkıyla dini eğitim verseler düşündüren kurumlar oldu.

En azından artık açılmasın bu tür gereksiz liseler. 1 yılda 1000 ihl açılacağına 1000 lise donanımlı hale getirilseydi daha iyi olmaz mı diye düşündüren lliseler açılmasın.
içinde sorgulayan biat etmeyen, her denilene inanmayan insanlar yetiştiren liseler yerine din eğitimi adı altında müptezellern yetiştirildiği “ kurumsu” okulların tercih edilmesi ilginçtir.

Boşuna ağaç yaşken eğilir denilmemiş , ağaç yaşken koyunluğu öğreniyor işte.
bu sene antalya /kemer de yapılacak ukraynalıların sex ve uyuşturcu ile nam salmış en sağlam festivalidir (bkz: türkiye buna hazır değil :d)
güneşimizin de bir yıldız olduğunu söyleyerek, tanıma başlayayım. yıldızlar, boyutları ve tayf türlerine göre ayırılır, yıldız türleri de bu ayrımın isim bulmuş halidir. O, B, A, F, G, K ve M harfleriyle temsil edilir. bu ağırlık sıralamasıdır, o en ağır, m en hafiftir. bu arada, hafif yıldızların anakol evresi daha uzundur. daha az yakıtı olmasına rağmen, reaksiyon çok daha yavaş gerçekleştiği için, daha uzun süre parlamaya devam ederler. teker teker açıklayalım.

M tipi kırmızı cüce yıldızlar: kütle olarak güneşin yüzde 7 ve yüzde 60lık kütlesine tekabul eder. ömrü ortalama olarak 70 milyar yıl ile birkaç trilyon yıl arasındadır. büyük olanların ömrü daha kısadır. şuana kadar hiçbir kırmızı cüce ölmemiştir. çünkü evren 15 milyar yaşındadır. daha gençlik dönemlerinde abileri kısaca. heh ölümü de şöyle, nispeten büyük olanları beyaz cüceye, küçük olanları ise kara cüceye dönüşüp yakıtlarını tüketiyorlar. bu arada, sayı olarak evrendeki en fazla sayıda yıldızlardır. ortalama olarak evrendeki yıldızların yüzde 80ini filan oluştururlar. bu yıldızlar, ileride güneşimiz söndüğünde, bize yeni yuva bulma konusunda çok yardımcı olabilirler. tabi ki, o kadar yaşayabilirse insanoğlu. kütleçekim kilidi problemi yüzünden, şu anda pek gelişmiş hayat türü bulunabilecek yıldız tipi olduğunu düşünmüyorum. tabiki bilgimiz kısıtlı bu konuda, kimse emin olamaz. kütlesi düşük olduğu için , kütleçekimi de diğer yıldız türlerine göre daha zayıftır, böylece yaşanabilir alan (bkz: habitable zone) diğer yıldızlara göre çok daha yakındır.

K tipi turuncu yıldızlar: kütle olarak güneşin yüzde 65-80 arasındadırlar. biraz daha büyümüş çocuklardır. ömrü 20 milyar yıl ile 70 milyar yıla kadar giden bir yelpaze içerisindedir. bunlar da hiç ölmemiştir. ama ölümleri kırmızı dev yıldıza dönüşüp, daha sonra beyaz cüce olmak şeklinde olur. kütleçekimi biraz daha kuvvetli olduğu için, kütleçekim kilidi gezegenin boyutuna göre pek mümkünmüş gibi gelmiyor bana, bunu daha detaylı araştırmak lazım. heh, toplam yıldızların ortalama yüzde 8i bu tiptir. Bence, yaşam aramak için g tipi ile birlikte ideal tip yıldızlardır.

G tipi sarı yıldızlar: ahanda geldik güneşimiz tipi yıldızlara. güneşin yüzde 85i ve 1.1 katı arasındadırlar. 13-15 milyar yıl yaşına kadar yaşayabilirler maksimum. daha sonra bir kırmızı deve, sonra da beyaz cüceye sönerek ölürler. tahmini olarak evrendeki g tipi sarı yıldızların yarısı ya kırmızı deve dönüşmüş durumda, ya da çoktan beyaz cüce yıldız olmuştur. bir yaşam barındıracak enerjiyi verdiği kesin olarak bilinen tek yıldız tipidir. (bkz: dünya) tahminen yıldızların yüzde 3-4 oranı bu tip yıldızlardır.

A ve F Tayfı Beyaz yıldızlar: güneşin 1.5 - 2.5 katı filandır boyutları. 300 milyon yıl ile 4 milyar yıl arası yaşayabilirler. g tipi yıldız gibi ölürler. ortalama olarak yüzde 2 f tipi, yüzde 0.7 a tipi yıldız vardır evrende. şimdi, bu tip yıldızların gezegenlerinde, pek gelişmiş yaşam olduğu düşünülmez. sebebi ise yıldızların ömürleridir. dünya, 5 milyar yaşındadır ve insalık olarak geldiğimiz yere bakın. 4 milyar yaşında bir gezegen düşünün, ne kadar ilerleyebilirdi. elimizdeki tek örnek, dünyaya göre fazla değil. ama evrende bizi ne beklediğini kim bilebilir?

o ve b tipi mavi-beyaz devler: güneşin 3.5 ila 120 katı yıldızlardır. isimlerini hakedicek şekilde devlerdir. 1,5 milyon yıl ile 150 milyon yıl arası ömürleri vardır. kocamanları süpernova oluşturarak patlar, arkasında kara delik bırakır, daha minnakları ise yine beyaz cücede kalır. yaşam ömrü ile söylediklerim, bir üst evredeki yıldızlardan daha kötümserdir.

kırmızı dev yıldızlar: hidrojeni tüketen yıldızlar, yukarıda saydıklarım tiptelerse, helyum yakmaya başlarlar. fakat, helyum yakmak için gerekli enerji, hidrojen yakmak için gerekli enerjiden kat ve kat fazladır. yıldız bunu dengelemek için bildiğin büyür ama, ne büyüme. masanızda bir tenis topu olduğunu düşünün. güneşi topluiğne ucu olarak boyutlandırırsak, na o tenis topu kadar olacaktır. dünyayı içine alacak kadar büyüyecek kısaca. demire kadar tüketebiliyor yıldızlar, demir için dışarıdan enerji gerektiği için, demir atomu yakımına gelince malesef yıldız ölüyor.

ölü yıldızları da yazalım madem. yukarıda bahsettiğimden artı olarak bir de nötron yıldızı vardır, onu daha önce açıklamıştım ordan okuyun yoruldum valla.
- sapaklarda sağdan kaynamaya çalışanlar ve bu kaynakçılara rahat rahat yol verenler ( şeridin sağını sıfırlayın. siz sola kaydıkça bunlara alan bırakıyorsunuz ve kaynakçılar trafiği daha da felç ediyor!)
- emniyet şeridini boş şerit niyetine kullananlar
- diğer şeritler boşken sol şeriti kapatıp yol vermeyenler
- sol kolunu camdan sarkıtıp tarlada gider gibi sallana sallana gidenler

hepinize ağır küfür ediyorum, sefam olsun. bitin inşallah...
çok fazla içip sapıtanlar ve kavgaya gelmiş gibi davranıp sürekli sorun çıkaranlar bunlardan bazılarıdır.
1970’li yıllarda kalp ve damar hastalıklarına yakalanma ve risk faktörlerine dair araştırmalar yapılırken bazı tip kişiliklerde mevcut olan ortak özellikler fark edilmiştir. Bunun neticesinden a ve b olmak üzere iki ana tip kişilik ortaya çıkmıştır. Bu iki tip kişilik arasında bir skalayla a ve b tipi kişilik yatkınlık oranı belirlenir.

Bu araştırmaya göre a tipi kişilik özellikleri ağır basan insanlar genelde aceleci olup aynı aynı anda birden çok işi yapmak isterler. Zorlukların üstesinden gelerek başarıya odaklanmıştırlar. Toplumda göz önünde olur, tanınmaktan ve rekabetten hoşlanırlar. Zamanı boşa harcamaktan hoşlanmazlar. Çabuk öfkelenirler.

Edit: genelde a tipi kişiliğe yatkınlığım var sanırım. Özellikle iş konusunda tam bir a tipiyim. Bu arada diktatörleşmeme yol açmıyor değil tabi.
a tipi kişilik özelliğinin aksine aceleci olmayan, rahat karakterli insanlardır. Çok çalışsalar bile, a tipi insanlar kadar kendilerini baskı altına sokmazlar. Kolay öfkelenmezler, rekabetçi değillerdir. Fakat bir birey illa tam anlamıyla a ya da b tipi özelliklerine sahip olacak diye bir kaide yoktur. Bazı özellikleri taşırken bazı özellikleri taşımayabilirler.
Karşısındaki kadını etkilemek için her türlü yalanı söyleyebilen, 2 günde seni seviyorum moduna girebilen ve bu sırada başka kadınlara da aynılarını yapabilen erkek tipidir. Genelde bir noktada bu erkeklerin karakterini çözüyorum ve uzaklaşıyorum ki tam o andan sonrasında dikkatli gözle bakınca tüm yalanları da ortaya dökülüyor bu tiplerin. En ayar olduğum erkek tipi tam olarak budur. Hani bunlara piç desen piç de değil. Ulan piç erkek tipinin bile bir dürüstlüğü var. En azından başta net olarak sana serseri olduğunu gösteriyor, saklamıyor kişiliğini. Fakat bu bahsettiğim tipteki erkeklerde o yok. Ayrıca işin garibi kimseden beni sevmesi işin bir beklentim de yoktu. Yav ne gerek var 2 günde seni seviyorum demene modundaydım. Zorla bir sevgi başlatma triplerindeler ama bunun ne kadar itici olduğunun dahi farkında değiller. Kendi özgüvensizliklerini yalanlar söyleyerek kurtarmaya çalışıyorlar fakat bu yersizden öte iğrenç bir çaba. Birden ortaya çıkıp hayatımızın içine girmeye çalıştıkları yetmiyormuş gibi bir de aptalca yalanlar söyleyerek karşılarındakini kandırma uğraşları artık midemi bulandırıyor.

Amma uzun anlatmışım fakat bu kadar kelimeyi dahi hak etmiyorlar bu tipteki erkekler. Sadece bu tip erkekleri kast ediyorum. Bu bir genelleme değildir. Bu tipte olmayan erkekleri tenzih ederim.