Geçenlerde Türkiye Gazetesinde okumuştum sanırım. Bilgi ve tecrübe sahibi birisi. Biraz da araştırdım, Kırşehir’den bir çok ülkeye maden ihracatı yapan kişi. Behçet Süleymanoğlu, yaptığı yardım ve öğrencilere verdiği burslardan dolayı da ünili kardeşlerimizin kalbinde taht kurmuş bir gariban babası :))
ayarlanan zamanlamalar ile sürekli olarak zayıflık taramaları ve testler yapılabilir. darkweb de firmaya ait domainler kontrol edilir , bulunan veriler dashboardda paylaşılır. bu veriler içinde dns kayıtları , ıp adreslerinin blacklist bilgileri, daha önceden internet üzerinde çalınan databaseler için eposta adreslerinin olup olmadığı , who is bilgileri ve darkweb de elde edilen veriler yer alır.
networkde bulunan sistemleri sürekli test eder.
networke dahil olan sistemleri ve servisleri sürekli tespit eder.
networkde çalışan işletim sistemlerini sürekli tespit eder.
sistem ve zayıflıkları sürekli tesbit eder.
web , email , dns , darkweb siber istihbarat gerçekleştirir.
bir astsubay arkadaşla, bir konuda konuşmak amaçlı 31 Ekim 2019 tarihi akşamına buluşma kararı aldık. Akşam buluşma olmadan yarım saat önce arkadaş aradı ve "Lefkoşa'da işim çıktı, oraya gideceğim gel orada konuşuruz" demesi üzerine tamam dedim. Evimin önüne beni almaya geldiğinde bir de ne göreyim, arka tarafta süslenmiş püslenmiş makyaj yapmış ve kendisini değişik şeylere boyamış 2 tane hatun kişisi. Arabaya bindikten sonra öğrendim ki "halloween" o güne denk geliyormuş ve Lefkoşa'da halloween kutlamaları varmış. Kızları oraya bırakıp konuşacakmışız. Tabi öyle olur mu?

Arkadaşlar arabada gidene kadar 2-3 bira içtim, sonra lefkoşa'da hengamade arkadaşlarla birbirimizi kaybettik ve biralar bendeydi o esnada 2-3 bira daha içtim, sonra buluştuk ve gidene kadar kaç tane içtim hatırlamıyorum ama 7'den sonra saymayı bıraktım.

Dönmek için araca doğru ilerlerken yanımızdaki gerizekalı bir kız bira şişesini uzaktan çöp kutusuna fırlattı ama yere düştü kırıldı şişe. Orada da 8 erkek oturuyordu, burayı siz mi temizliyorsunuz falan dediler özür diledik gittik derken arkamızdan siz niye küfrediyorsunuz diye saldırdılar. O esnada 4 kişi astsubay arkadaşa 4 kişi bana geldi, bana gelenler arasından birisi koştu koştu koştu sonra uçtu ve yumruğu indirdi ancak alkolün etkisiyle bir şey hissetmedim ve oradan ayrıldık.

Sırf bir kevaşe bira şişesini çöp kutusuna fırlattı diye suçsuz yere yumruk yedim, bir kaç hafta gözümün altı mor gezdim.
Konum olarak urladan ziyade mordoğan taraflarında bulunan keyifli bir yer. Tasarım ve düzen olarak çok beğendim. Kendi topladıklarını beyan ettikleri ismini hatırlamadığım birkaç bitkiyle farklı kokteyller yapıyorlar. Karaçam ve purple haze ismini verdikleri kokteylleri deneme imkanım oldu gayet başarılıydılar. Tavsiye ederim. Kokteyl 90 tl bu arada pahalı geldi bana.

Palmiyeler konseri sebebiyle gittim ama fırsat bulursam konaklama için gitmek istiyorum.

Konserde boş minder kalmaması sebebiyle kendi kamp sandalyemi sokmak istedim fakat yasak olduğunu söylediler. kendi kamplarında kalanların kamp sandalyelerini getirdiğini gördüğümde ben neden getiremiyorum moruk diye sordum. Onlar burada kalıyor siz kalmıyorsunuz cevabı ile karşılaştım. Mantığını hala kavrayamadım ama eğlenceme bakmak istediğim için arıza yapmak istemedim. Bodyguardları çok kaslıydı cesaret edemedim belkide*

Edit: imla
(bkz: libidosu yüksek kadın) başlığının olduğu yerde bi zahmet açılması gereken başlık. Cinselliğini nasıl ifade etmesi gerektiği bilmeyen bir toplum olmamızdan mütevelli sıklıkla denk geldiğimiz türdür. Baskılanan her şey aşırılaşma ile kendini dışavurur. Fakat bazı erkeklerin yüksek libidosunun etkisindeki flörtözlüğü o kişiye fiziksel olarak çekilmene de yol açmaktadır. Özellikle de entellektüel paylaşım da olunca kapılıp gidiyorsunuz aman dikkat.
Bir süre yaşadığım ve oldukça özlediğim kıbrıs'ta bulunmak, sabahlamak isterdim.
aleksandrov korosu'nun yurtdışı reklamlarında kullandığı tamlama. gerçekte; aleksandrov korosu, sovyetler birliği'nin dağılmasından sonra adındaki kızıl ordu tamlamasını silmiştir. elbette, aleksandrov korosu'nun geçmişi çarlık rusyası'na dayanıyor ama yurdışında prim yapmak için kendine 'kızı ordu' dedirtiyorsan o iş bir tür 'kültür sömürgeciliğine (cultural colonialism) giriyor artık. şimdiki repertuarlarını merak etmiyor değilim; warshavianka'yı, po dolinam i povgoyam'ı, belaya armiya çernıy baron'u söylemek yer mi?! ve ''kızıl ordu'' haluk levent'le konser veriyor, o sırada marksist aydın boris kagarlitski -sırf seçmenin oylarına sahip çıktığı için- tutuklanıyor. yusuf hayaloğu'nun dediği gibi ''Güzelim şarkılar yağmalanmıştır''. şair mayakovski bu günleri görseydi, 'yer altına yarılsın böyle kızıl ordu' minvalinde bir şiir yazardı kesin, içine küfür de katardı (mayakovski'nin yapmayacağı iş değildir).
bu sözlüğe ben ne zaman nerede ve niçin kayıt oldum hala daha bilmiyorum öyle internette aratırken karşıma tekrar geldi ve bir anımsadım gibi ancak ne zaman ve ne için kayıt oldum hala daha bilmiyorum
Furug ferruhzad’ın şiirinin ve Abbas Kiyarüstemi‘nin bu şiirden nüanslar taşıyan filminin adı. 1999 yapımı olan bu dram dram filmi farsça çekildi. İsmek’in farsça kursuna başvurmadan önce bir alıntısı karşıma çıkmıştı, tam izlemeyi planladığımdaysa farsça olduğunu fark etmem hoş bir tesadüf oldu. Sahneleri ve şiirin diyalogların içinde harmanlanışını fazlasıyla beğendim.
regl olan bireylerin maddi nedenlerden ötürü ped, tampon ya da hijyen koşullarına yeterli seviyede ulaşamamasından ötürü yaşadığı durumdur. Sadece hijyenik ped alamamakla ilgili değildir, ayrıca temiz suya ve hijyenik koşulların sağlandığı tuvaletlere erişememek de regl yoksulluğunu kapsar. Özellikle yoksulluğun yüksek olduğu bölgelerde hijyenik ped alacak gücü olmayan bireyler kullanılmış bebek bezlerinin görece temiz kısmını, gazete kağıtlarını, kumaştan kestiği bezleri ya da yaprakları kullanarak regl dönemini atlatmaya çalışır. Halen daha regl olmayı bir tabu gören geleneksel toplumlarda regl olan kişi evden uzaklaştırılıp bir barakada tek başına bırakılmaktadır. 2016 yılında nepal’de regl sürecini soğuk ve havalandırmasız bir barakada geçiren genç kız soba dumanından ötürü boğularak ölmüştür. Yaşam ve sağlık şartlarını fazlasıyla etkileyen bu süreç ciddi sonuçlar doğurmaktadır. Ayrıca şu aralar gündemdeki sıcaklığını koruyan hijyenik pedlerden %18 kdv alınması da regl yoksulluğunun belirgin örneklerindendir. Regl ürünleri lüks değil zorunlu bir ihtiyaçtır ve ücretsiz olarak sağlanması gereklilik arz etmektedir.

Regl yoksulluğu alanında çalışan Konuşmamız gerek derneği ’nin çalışmalarına göz atmanızı ve hazırladıkları regl kılavuzunu okumanızı öneririm.