bugün itibari ile şehirde joaquín guzmán namı değer (bkz: elchapo) 'nun oğlu polis tarafından yakalanması sonrası, şehirdeki karteller birleşip devlet organlarına ve sivillere saldırılarda bulunmuştur.

geçen günlerde keşfettiğim bir bakşa meksikalı rap grubu. özellikle güney amerika kıtasında son derece meşhur olan bu grup hector montano ve ronaldo sifuentes tarafından 1999 yılında kurulmuş. ritim ve lirik uyumuna çok saygı duydum ilk dinlediğim anda, neredeyse kötü şarkıları yok 2016 ve 2014 çıkardıkları albümlerde. tüm rap severlere öneririm. bu karantina günlerinde rahatlamak için benim gibi rap dinleyenlere özellikle önerimdir.
başlangıç için de,
los mensajes del whatsapp

zordur. hele ki büyükşehirde yaşıyorsanız boğulursunuz ve hemen internette yeni kamp yerleri aramaya başlarsınız. çünkü her dozda daha fazlasını istersiniz.

Mads Mikkelsen gibi başarılı birçok yapımda rol alan ve Danimarkalı olan usta oyuncudur.

an itibari ile çerçeveletip odama astığım haritadır. Zaman zaman herkesin ziyaret ettiği ve aslında hayatını ne kadar boş işlere ayırdığını gösteren ibretlik haritadır.

Kolombiyalı yazar gabriel garcia marquez’in büyülü gerçekçilik akımının etkilerini satır aralarına serpiştirdiği yapıtı.

1 Mayıs 1981’de yayınlanan kitap ilk bakışta basit bir cinayet romanıymış izlenimi verse de esasında toplumsal yozlaşmaya karşı sert bir eleştiri niteliği taşıyor. Bir töre cinayetine kurban edilen Santiago Nasar karakteri kitabın başından sonuna değin “suçlu mu yoksa masum mu?” ikileminde yürütülüyor. Fakat yazar bu ikilemin yarattığı durumun bile esasında ne kadar gereksiz olduğunu yüzümüze vuruyor gizliden gizliye. Çünkü hangi seçenek doğru olursa olsun bir cinayeti hiçbir neden haklı göstermez. Nasar suçlu da olsa masum da olsa bu vahşice öldürüldüğü gerçekliğini değiştirmiyordu.

geçtiğimiz gün yaptığı açıklamada ''size güzelliği getireceğim, çarşamba gününü bekleyin'' demişti.
''benden bu kadar, hadi eyvallah'' tarzı bir açıklama beklemekteyim açıkçası.* şakası bir yana mekanlar açılmasa bile umarım en azından hafta sonu kısıtlamaları ortadan kalkar da, insanlar bir nebze rahatlarlar.

"Nüfus artış hızımızın neredeyse yarı yarıya düştüğünü gördük. Avrupa ülkeleri bu tehditle uzunca bir süredir karşı karşıya. Türkiye'nin aynı akıbete düçar olmasına izin vermeyeceğiz." şeklinde bir açıklama yapmış erdoğan.

haberin tamamı için

nazi almanya'sının ''heil hitler''iyle arasında bir fark göremiyorum. dışarıdan nasıl göründüğünün farkındalar mı acaba. ha bu arada aynı toplantıda muhalefete de faşist dendi bunu da söylemeden geçmek istemiyorum. trajikomik.

izlemek isteyenler için buyrun

Umarım Yıllar sonra bu başlığa bakıp neymiş la bu diyip, hüzünle hatırlarız.

Uzun zamandır sokağa çıkma yasağı olmayan ilk cumartesimizdir. Büyük ihtimalle birkaç haftaya tekrar yasaklanır lakin, millet tadını çıkartmak isteyecektir diye düşünüyorum.

Bizim apartmanın otoparkı bomboş şimdiden. Ben de yola cikacagim bugün.