yoga ve meditasyon için kullanılan ve takı asksesuarları olarakta işlenilen çeşitleri vardır. taşların da insanlar gibi iyi-kötü enerji verdiğine inanıyorum. doğal taşlarla oluşturulan bilekliklere ayrı bir ilgi duyarım. yeşil akik taşlı bileklik modeline baktığımızda şifalı ve iyileştirici özellikler göstermektedir. her taş kendine özeldir.. pozitif enerjiyi doğadan karşılamak derim sadece.
tam adı ''Éric Daniel Pierre Cantona'' olan sadece saha içinde değil dışında da yaptıkları ile hep gündemde olmuş fransız futbolcudur. Onu futbol tarihinin unutulmazları arasında yer almasını sağlayan en popüler olayı ''Crystal palace maçında bir taraftara attığı Kung-fu tekmesi'' dir.

Yıllar sonra yapılan bir röportajda o olay için söyledikleri ile ne kadar manyak bir adam olduğunu anlamanız mümkün.

Eric Cantona, tarihe geçen kung fu tekmesini ''En iyi anım nedir? Birçok iyi anım oldu ama taraftara attığım uçan tekme bunlar arasında en iyisiydi. O tekme belki bir hataydı ama yaptığım için çok iyi hissettim. O an için yaşadığım tek pişmanlık daha sert vurmamaktır.'' sözleriyle anlatıyor.
büyük ev ablukada’nın tek kadın solisti, gülinler. hem grup içerisindeki performansı hem de solo şarkılarıyla kendisine hayran bırakıyor.
12 yıldan fazladır süregelen müzisyenlik hayatımda, sahneye konuk aldığımız her 2 kadından birinin söylemek istediği şarkıdır.
Abi bu şarkının nesi var bir türlü anlayamadım. Zaten pek de sevdiğim söylenemez ama bu lanet bir çöktü ki bitmesin. Şarkı kademe kademe yükselen bir ritme sahip anlıyorum size daha kolay geliyor. Hatta şarkıyı söylerken neredeyse 'şebnem ferah' kadar iyi söylerim edası ile istiyor bu şarkıyı. İnanın bıktım usandım, gerçekten toplumda ''sil baştan söyleyen kadın'' diye bir kitle var ve bunlar mekan mekan gezip bu şarkıyı söyleyip gidiyorlar. Bir de bunun diğer yancıları var onları da erkekler istiyor. ''mavi duvar'' , ''dilek taşı'' eğer biraz hafızalarınızı zorlarsanız mutlaka sizin de bu şarkıları söyleyen veya bir bara gittiğinde bu şarkıların çalınmasını isteyen arkadaşlarınız vardır.
Ali Sunal'ın sunuculuğunu ve yapımcılığını üstlendiği ki kendisine de yıllarca hiç gülememediğim televizyon programıdır.

Eğer bu entryi geçen seneye kadar yazmış olsaydım böyle söyleyebilirdim. Pandemi döneminde dalga geçerek izlemeye ve gülmeye hatta bölüm bölüm takip etmeye başladığımı fark ettim. Acaba benim mizah anlayışım mı kötüydü düzeldi ya da bu program mı kötüydü düzeldi diye düşünmeden edemiyorum. Ama sanıyorumki kadrosunun daha oturaklı ve iyi oyuncular barındırması sanırım görüşümün değişmesinde etkili. Bunu şöyle bir örnek ile benzeştirebilirim. 'çok güzel hareketler' in Oğuzhan koç, Eser yenenler zamanındaki hali çok iyiydi ama ondan sonra ne yapsalar tutmadı. Bunda da tam tersi gibi geliyor.
tim burton efsanesi ile daha çocukken tanışmama sebep olan filmdir. Henüz 7-8 yaşlarımdayken kanal d'de akşam sineması olarak gösterildiğinde izlemiştim. Film, tim burton'ın sonraki işlerinde bu yeteneği arşa çıkacak olan hayal kurdurma, korku, komedi gibi hisleri o kadar iyi hissettiriyor ki hayran olmamak elde değil. Hala izlemeyen var mıdır bilmiyorum ama izlemediyseniz mutlaka öneririm. Bu arada 2.si gelecekmiş heyecan ile bekliyorum.