Gizem korku türü içerikleriyle insanı korkutan videolar hazırlayan YouTuber
the big bang theory dizisindeki kurgusal karakter. jim parsons’ın oyunculuğuyla harmanladığı bu çılgın karaktere cidden bayılıyorum. Ah sheldon sanırım sana aşık oluyorum. Ulan ben de ne çok aşık oluyorum böyle kurgusal karakterlere. Cidden böyle garip özelliklere sahip erkekler ilgimi çekiyor genellikle. Sanırım ben de bir sıkıntı var.* nerde kendim gibi çatlak biri hemen bayılıyorum. Sanırım ben aslında kendime aşığım ve bana benzer birini görünce hayran kalıyorum. A bak bana benziyor hemen aşık olmalıyım. İnsan kendine aşık olmayagörsün. Canım kendim.*
Çatışmalara çözüm odaklı ve şiddeti yok eden bir yaklaşımla bakan habercilik anlayışıdır. Yani savaş haberciliğinin aksine çatışmanın tek taraflı olmadığını kabullenerek buna barışçı bir yaklaşımla çözüm üretmeye çalışır. Tek bir tarafın propaganda aracına dönüşmeyi reddederken olayları olduğu gibi sunar. Günümüzün habercilik ihtiyaçlarından biridir.
Ruh veyahut sinir hastalığına tutulmuş kimse için kullanılan kelime.

Fakat ikinci defa bu kelimeye maruz kalıyorum. İnsanlar karşılarındaki kişiye fikirlerini kabul ettiremedikleri durumlarda bu kelimeyi kullanıyorlar. Lakin böylesi bir kelimenin hakaret ya da aşağılama olarak kullanılması çok yanlış. Çünkü psikolojik olarak bu durum içinde bulunan kimselere karşı yapılan bir saygısızlıktır.

Not: ayrıca bir daha bana bu kelimeyi kullanan olursa ağzına sıçarım. Ruh sağlığı yerinde olmayan bir baba yüzünden boktan bir çocukluk yaşamışım bir de travmatik ruhumu sizin hadsiz hakaretlerinizle yoramam. O sebeple haddinizi bilin!
birini işten kovmak yerine etki alanını darltmak minavlinde kullanılan atasözü tadında söz öbeği.

diyelim bir işte çalışıyorsun. yetki alanın daraltıldı ve sana ihtiyaç kalmadı. seni kovmazlar ama git işte be adam derler ya, hah işte tam o durumu anlatır.

kötü durumdur velhasıl, işsizlik yaşamadım ama korkunç olduğundan eminim.
Kendini tokatlamak. Denemedim ama mantıklı görünüyor. Bence net ayıltır bu.*
genelde içerken sosyalleşenlerdenim. turist olarak gittiğim yerde insanlarla tanışıp arkadaşlık kurduğum oluyor. tabi ilgi alanıma karşı cins (bkz: kadınlar) girince genelde bu sohbet arkadaşlığa onlarla birlikte dönüşüyor. ihracat yapan bir firmada olduğum için de çoğu zaman iş dolayısıyla farklı kültürden insanlarla arkadaşlıklar kuruyorum.
sosyal medyayı da kullananlar var tabi ama yurtdışında tanışmalar türkiyedeki gibi önyargı ve soğuklukla karşılanmadığı için yüzyüze tanışmalar daha iyi ve kolay geliyor bana. sadece içerek değil içmeden de sosyalleşip tanışmak isterim, bunu da deneyeceğim :)
sadece karşı cinsle değil kendi cinsimle de tanışmak ve arkadaş olmak isterim tabi eş-cinsel ön-yargısıyla yaklaşılması muhtemel olur diye de kaygılanmıyor değilim.
yapmaktan da dinlemekten de keyif aldığım bir husustur bu. sizler yurtdışından insanlarla nasıl tanışıyorsunuz?