bugün ilk kez gitmiş bulunduğum yer. Küçüklüğümde bizi her ziyaret edişinde aile gibi hissetmeme sebep olan münir dedemi ziyarete gittim. Kendisi dedemin kuzeni oluyor. 20 gündür huzurevinde yaşamaya başlamış. Kendi isteğiyle orada bulunmadığını bilmek üzdü beni. Benim için öylesine kıymetli olan birinin son zamanlarda yaşadığı zorluklar canımı sıktı. Kendisini ziyarete geleceğimi söylediğimde telefonda gülmek ile ağlamak arasındaki o sesi öylesine yüreğimi burktu ki. Huzurevinin her zaman huzurla ilişkili olmadığını bugün çok net hissettim. Her bireyin gidip oradaki atmosferi hissetmesi lazım. Orada kendilerine ne kadar iyi baksalar da olay sadece iyi bakılmakla ilgili değil. İnsan ömrünün son zamanlarında ailesiyle bir arada olmak istiyor. Önceden ne var ki işte güzelce bakıyorlar huzurevlerinde diye düşünürdüm ama insanın bir ailesi varken öyle huzurevlerinde kalması pek keyifli değilmiş.
dünyada yaklaşık olarak 10 milyon insan tarafından konuşulduğu tahmin edilen, hint-avrupa dil ailesinde yer alan bir dil. baba tarafından bağım olması sebebiyle ara sıra öğrenmeye yeltendiğim ama bildiğim diğer diller ile hiçbir bağlantı veya benzerliği olmadığı için zorlandığım dildir de ayrıca.
öğrenmek isteyenler için aşağıya türkçe arnavutça eğitim videosunu bırakıyorum.
kosova kültür merkezi arnavutça kursu
öğrenmek isteyenler için aşağıya türkçe arnavutça eğitim videosunu bırakıyorum.
kosova kültür merkezi arnavutça kursu
1984 yılında Ankara’da kurulan ve foto muhabirlerinin tek bir çatı altında toplanabilmesine olanak veren dernektir. Yılın basın fotoğrafları ödülleriyle güzel işler yaptığını düşünüyorum. 5-6 aydır filan haberdarım bu dernekten. İnstagram hesaplarında gördüğüm yarışma paylaşımıyla ilgini ekstra çekmiştir.
hem refakatçi için, hem de hasta için hayatı biraz olsun kolaylaştıran araçlardır. her ne kadar pahalı olsa da ürünlerin tamamının akülü olması ve devletin bu konuda ciddi yardımlar yapması gerektiğini düşünüyorum.
6 ay önce 2 senelik kız arkadaşım ile evlenip yurtdışına taşındım. Türkiye’de haftanın 6 günü günde 10 saat çalışarak kazandığım paranın abartısız bir şekilde 6-7 katını 5 gün ve günde 8 saat çalışarak kazanıyorum(kendi işimi kurmamın avantajı da var tabi). Gelir-Gider dengesinden bahsedecek olursak aylık giderim hemen hemen Türkiye’deki ile aynı(tek artısı alkol ucuz ve ev kendimizin). Elinde diploması olup Kafasında soru işareti olan herkes düşünmeden bir şekilde kendini yurtdışına atmaya çalışsın bana sorarsanız.
şahsıma çok paralar kaybettirmiş tahminlerdir. halbuki tüm amacım, biz gezginci olarak tatil yapmaktı.
İstanbul’a gitmişken seyahatimin de denk geldiği fakat şanssızlığım sağolsun tam teşekküllü olduğum halde sel riski sebebiyle ertelenmiş olan interrail kampı. Gidemedim ama sıkıntı değil kış kampında üşütmüş kadar hastalandım Bodrum’a döner dönmez.
hipermetrop olduğunu düşündüğüm masal kahramanı. Bir göz doktoruna görünmesi şart. Yavrucağım hiç okulda görme testi yapmadılar sana? Göz var izan var lütfen ama.*
Kırmızı Saçlı Kadın, Orhan Pamuk'un 2016 yılında yayınladığı roman. Yıllardır süre gelen efsaneler ile güncel konuları bir araya getiren Orhan Pamuk, bunları aşk, kıskançlık ve baba-oğul ilişkilerini tarihsel olaylar üzerinden yaptığı tasvirlerle anlatıyor.