Baktim ki iliski kopacak ve boka saracak, hemen terkedip baska erkeklerin egosunu tavan yaptirdigi kiza ,tabani gosterme bicimim.tabi yine egolarini tavan yaptircak erkeklerin olma durumuda uzucu.
bazı yazar kişilerin (bkz: ekşi sözlük yazarları)için kullandıkları tabir. çok yakında benzer yakıştırmalar bu sözlükteki yazarlar içinde kullanılabilir.
Balkanlarda tren bağlantılarında sıkıntı yaşanmasının nedeni bölgenin hem siyasi yapısından hem de alt yapısından, bu yüzden ulaşımın en ideal yolu otobüsler ile gerçekleşmektedir ve diğer kuzey Avrupa ülkeleri gibide kimi zaman uçuk fiyatlar size maliyeti de olmaz. Genelde fiyatlar mesafesine göre 3-20 euro arasında değişmektedir.

Güncel olarak otobüs saatlerini ve ulaşımı sorgulatabileceğiniz site olarak balkanviatör işinizi görecektir.

Edit: Bazı mesafelerde minibüs tarzı şeyler kullanmanız gerekebilir, bu tarz araçlar bu sitede yer almadığından ulaşım yok diye düşünmeyin.

Örneğin; Skopje-Priştina minibüs ile 5 euro ama bu sitede hiç araç yokmuş gibi algılayabilirsiniz.
balkanviatör
Orijinal adı belgrade alternative guide şeklinde olan şehirde yaşayan gençlerden oluşan rehberler tarafından Belgrad’ı gezebilirsiniz.

Şehri en ince ayrıntısına kadar tarihi ve bilinmeyen yönleri ile keşfedebilirsiniz ama ben öncesinde gönüllü yapıyorlar diye biliyorken meğer tek kişiden 15 euro eğer birden fazla kişi iseniz 12 euro ya gezdiriyorlarmış.

Açıkçası ben gerek duymadım, zaten kendim sokaklarda kaybolmasını iyi beceriyorum diye, ama ola ki isterseniz bir rehber eşliğinde akla gelinebilecek seçenek.
belgrade alt guide
17'nci yüzyılın ikinci yarısıyla 18'inci yüzyılın ilk yarısı arasında yaşayan (bkz: gevheri)'nin şiiridir. devrim kokar.


Başına bir hal gelirse
Dağlara gel bağlara gel
Seni saklar vermez ele
Dağlara gel bağlara gel

Bu canım aşka cinseli
Aşk odu ile pişeli
Yeşil dağlar menevşeli
Dağlara gel bağlara gel

Rakibe miktarın bildir
Yanına civanlar uydur
Zamane dostundan yeğdir
Dağlara gel bağlara gel

Gevheri düşmüş dillere
Diyar-ı gurbet illere
Billahi vermem ellere
Dağlara gel bağlara gel

(bkz: grup yorum) seslendirmesi için
Komik gelebilir ama lütfen arkadaşlar gülmeyelim, ciddi bir hastalık, biraz da kudüs sendromu gibi. Gerçek adı “parishōkōgun” olan ve Prof. Hiroaki Ota tarafından ileri atılmış bir sendromdur. Belirtileri halüsinasyonlar, pişmanlık gibi acı çekme, derealizasyon ( yabancılaşma), duyarsızlaşma, anksiyete (önyargı, saldırganlık), baş dönmesi ve terleme şeklinde gözlenmektedir. Bence hayal kırıklığı ya da geldiğine bin pişman olmak da denilebilir.

Genelde gezginler de görülen bu hastalığın oluşma nedenleri ise kültürel farklılıklardan dolayı, dilin yetmemesi, yorgunluk, beklediğini bulamama gibi nedenlere bağlanmaktadır. En duyarlılar ise elinde fotoğraf makinaları ile her yeri saran Japon turistlerdir. Bu yüzden BBC’nin yaptığı habere göre Japonya Büyükelçiliği 24 saat açık olan bir yardım telefon hattı kurmuş ve bu durumu yaşayanlar için hastane bulmakta yardımcı oluyor.

(bkz: http://news.bbc.co.uk/2/hi/6197921.stm)
enformasyon ve enformasyon teknolojileri uluslararası değişen sistemin alt yapısını oluşturmaktadır. bu temel, bilgi teknolojilerine egemen olanlar için yeni bir emperyalizm biçimim de ortaya çıkarmıştır. bu yeni dünya düzeni yeni bir sömürgecilik anlayışına destek vermektedir. enformasyon emperyalizmi olarak adlandırılan bu yeni oluşum, alt yapışma teknik bilgi ve bilgi teknolojilerini aldığı için kültürel emperyalizmi çok daha kolay hale getirmiştir. bu yeni sömürü düzeni egemenleri adeta ölümsüzleştirecek tarihi bir süreci başlatmıştır. gelişmekte olan ve azgelişmiş ülkeler yani ötekiler, bilgi toplumuna geçiş sürecinde adımlarını çok dikkatli atmak zorundadır. artık bilgi bağımlılığım hat safhalara çıkaran küreselleşme kavramı, geri dönüşü olmayan çıkmaz bir sokağa girmeye benzetilebilir. türkiye bu yeni dünya düzeni içinde egemenler ve ötekiler arasında sıkışmış durumdadır. ulusal motiflerim kaybetmeden bilgi toplumuna geçiş sürecini yaşamak zorundadır. bu geçiş günümüz dünyasında var olabilmenin tek şartıdır. kaybedenler arasında olmak istemeyen türkiye adımlarım çok dikkatli atmak zorundadır. çünkü türkiye bu geçiş dönemde gecikmişler arasındaki yerini almıştır. egemenlerin çıkarma uymayacak akılcı ve doğru yaklaşımlarla ve ancak üretebildiği takdirde enformasyon alt yapışım oluşturmak zorundadır. sonuç olarak türkiye bu dev satranç tahtasında hamlelerini düşünerek oynamalıdır. şah denildi fakat henüz mat olmadık. (bkz: devrim)
2017 türkiye'sinde devrimci dediğimiz zaman türk insanının gözünün önüne pkk'lı teröristler gelir (kürt halkına göre tabiki de özgürlük savaşçılarıdır) ve bu teröristler kürt milletinin yaşadığı yerde bu devrimi gerçekleştirmek istedikleri için kendi devrimlerinin içine aslında milliyetçilik de bulaşmıştır. bu tehlikeli bir girişimdir. ırk savaşları ile fikri savaşları birbirinden ayırmak gerekir. çünkü devrim bir fikri savaştır. silahlı devrim eylemleri fikri savaşın yetersiz kaldığı durumlarda ortaya çıkmalıdır. oysa ırk savaşları, toprak savaşıdır, bağımsızlık savaşıdır. bir milletin başka bir milletin toprağından eğemenliğinden çıkmaya çalışmak istemesi demek bir fiziki savaştır. kendi milletinin içinden çıkarak kendi milletini savunduğunu söylediğin vakit o ülkenin topyekünü için sempati toplayacaksındır. insanlar seni ve devrimini kabul edecektir. sloganlarını ezilmiş halklar için seçip, eylemini, kendi ırkındaki insanların, başka bir ırktaki insanlar ölsün diye yaparsan dost kazanmaz düşman kazanırsın. devrim bütün insanlık için kurtuluştur. emperyalizmin ezdiği toplumların kendi kaderlerini tekrar kendilerinin belirlemesi için onlara verilmesidir. sanayi devriminden sonra kapitalizmin tüm dünyaya yayılması tüm dünyayı adeta bir kaosa sürüklemiştir. dünya nüfusunun %1 inin %99 u yönettiği bir dünya düzenini tekrardan yorumlamak gerekir.

şimdi buradan kendilerine devrimci diyen kürt halkının liderlerine onların destekçilerine seslenelim eğer gerçekten devrimden yanaysanız sizin devrim hareketinizin geldiği nokta ortadadır. siz (bkz: che guevara)'nın başardığını yapamazsınız. kedi ırkınız içinde başarılı olabilirsiniz ama tüm ülkede etkin olamazsınız. tüm ülkede etki uyandırmayan bir hareket devrimci bir hareket değildir. bu eyleminizden tavrınızdan vazgeçin. inin dağlardan siz daha fazla ırk savaşı yaparak kan dökmemize gerek yoktur. biz çıkarız o dağlara bırakın devrimi türk devrimciler yapsın.
şimdide burdan tkp'ye seslenelim eyleme dökemediğiniz fikirlerle yazılarınızla açıklamalarınızla ne yapmaya çalışıyosunuz anca laf kalabalığı yapıyosunuz. artık silahlı mücadele zamanı gelmiştir.
türkiye'de bir devrim yapılacaksa bunu türkler, türk dvrimciler yapmalıdır. türkiye'de devrim için, silahlı eylemde bulunulacaksa eğer bunu türkler yapar. bizlere türk devrimini başlatabilmemiz için destek verebilirsiniz. buradan türk devrimine destek verecek herkese seslendim.
üniversite yıllarına dair akılda kalan anıları, hataları,parasızlıkları, keşkeleri, iyi kileri, aşkları, dostlukları, çaresiz hissedilen anları kapsar. geçmişe sürekli özlem duyan hatta kendi yaşamadığı 80'li ve 90'lı yıllarda üniversite okuyan insanlara bile kafasında canlandırdığı "yedi numara" dizisinin bize aşıladığı sıcaklık, samimiyet, içtenlik duyguları nedeniyle imrenen biri olarak çokça özlenilen dönemlerdir. en çok da soğuk kış akşamları okuldan çıktıktan sonra mahalle bakkalından ekmek arasına koymalık bir şeyler alıp yedikten sonra çayı demleyip, memleketten annenin gönderdiği yorganın altına girip girişten bozma oturma odasında tv izlemek özlenilesidir.