abd başkanı veya başkan yardımcısının olmadığı anlarda o görevi üstlenen üst düzeylinin aynı yerde toplandığında, başkanın başına bir aksilik gelmesi durumunda, birleşik devletler başkanı olsun diye gizli bir yere saklanıp korunan kabine üyesi.

Ayrıca şu anda 2.sezonu oynayan efso dizi.
abd kökenli 2006'da kurulan indie-rock grubu. dinlediğiniz tüm şarkılarında bir avrupa ülkesinde veya balkanların eski köylerinde geziyormuşsunuz hissi verir. trambolini en iyi kullanan gruplardan birisidir zannımca. balkan havasını da bu sayede çok güzel yakalıyorlar zaten.

albümlerindeki şarkıların her biri birer şehri temsil eder. ve isimlerini genellikle ülkelerden, şehirlerden veya gidip gördükleri yerlerdeki mekanlardan alırlar. no no no albümündeki fener adlı parçalarının adını tahmin edebileceğiniz gibi türkiye'den almışlardır. bu adamları dinlerken her şarkı değiştiğinde farklı bir şehrin veya ülkenin adını görmek çok büyük haz veriyor. hele ki gezginseniz çok farklı duygular hissedebilirsiniz.

bu grubun ortaya çıkmasının sebebi, grubun solisti zach condon'ın türk kız arkadaşı imiş. zach condon'ın anlattığına göre, kendisi hayattan vazgeçmiş bir şekilde bomboş yaşarken bir türk kızıyla karşılaşıyor ve hayata tekrar dönüyor. beirut'u kuruyor ve hem mutluluğa hem de paraya ulaşıyor.

merak edenler için benim favorilerimden bir kaçını sıralayayım:
1. postcards from italy
2. elephant gun
3. nantes
4. bratislava
5. sunday smile
6. goshen
7. flying club cup
8. the canals of our city
9. east harlem
10. brandenburg
80'li yıllarda urfalı insanların acı biber yiyerek seslerine cila çekip ünlü oldukları dönemde müzik piyasalarına hızlı bir giriş yapmıştır. popülerliği yakalayınca gaza gelmiş bir kaç tane de film çekmiştir. parayı bulup ticarete girenlerdendir. talk showlarla komik sayılacak şarkılarıyla halkın gönlünde taht kurmuş ünlü kişilik.
Esrar veya ot diyebildiğimiz yatıştırıcı maddenin sokak jargonu hali. Cigaralık var mı ? Cigaralığın kaldı mı halleriyle karşılaşabilirsiniz. Geçen yine bi cigara sarmışız dönüyoruz gibi..
İnsanların artık beğenilme egosunun tavan yaptığı instagram fenomenliği insan benliğini farklı boyutlara götürmektedir. Bir araç olarak kısa süreli kullanma tecrübesi yaşadığım ilgili sosyal medya insanı gerçekten farklı boyuta taşıyor, heleki birde beğenilmek istediğiniz özel bir kişi varsa. Yıllarca kullanılan sosyal medyaya resim koyma hastalığı olan beni bile dönüştürmeye başlamasıyla hesabı kullanma amacım bittiği anda sildim. Kendi üzerimde dahi yaptığı etkiyi birebir gördüm. Ayrıca acayip bir piyasa potansiyeline sahip. Asıl sorun ise gittiğiniz yeri oraya koymak için gitmişsiniz hissi. Aynı his bir başkası tarafından koyulan resimdede mevcut. Şöyle bir çıkarım yapılabilir resim koyduğun yer kadar gezmiş ve öğrenmişsin ya hesabın yoksa...
2 aydır atama beklerken sanayide bir şeyin farkına vardım. Babamla çalıştığım bu süreç içerisinde sanayideki dükkanların çoğunda ya tek kişi ya da 2-3 kişi baba/oğul vs. Çalışıyor. Çırak Sayısı yok denecek kadar az, kalfalar hâkeza aynı, iyi ustaların yaşı 50 yi geçmiş, çalışacakları en fazla 10 yıl daha.

Şimdi soruna gelelim üniversite okuyan kişi iş bulamaz iken sanayici ise eleman bulamamaktan şikayetçi. Durum böyle iken sanayide iyi, dürüst, zanaatkâr usta bulmak iyice zorlaşacak.
Bu noktada aklıma şu soru takılıyor.
Herkes üniversite okumalı mı?
Güney amerikanın batı tarafında yer alan ve ana dili İspanyolca olan ülkedir. Yaklaşık 35 milyon nüfusa sahiptir. İçerisinde dünyanın yedi harikasından biri olan machu picchu antik şehrini bulundurur. Kesinlikle gezilip görülmesi gerekilen bir ulke olmakla birlikte ayahuasca deneyebileceğiniz sayılı ülkelerden birisi.

(bkz: peru cumhuriyeti)