Ramazan ayında her gece kılınan bir nafile namazdır. Kılınması durumunda sevap kılınmaması durumunda hiçbir şey yoktur.
Hanefi mezhebine tâbi Müslümanlar 20 rekat kılarlarken Şafi mezhebine mensuplar ise 8 rekat kılar. Aslında hiç bir fark yoktur en az 8 rekat olmak kaydıyla istenildiği gibi kılınabilir.
İlk ortaya çıktığında tek başına kılınan bir namaz iken halife ömer döneminde cemaatle kılınmasına karar verilmiş ve o zamandan beridir camilerde yatsı namazı vaktinde cemaatle birlikte kılınmaktadır.
Hanefi mezhebine tâbi Müslümanlar 20 rekat kılarlarken Şafi mezhebine mensuplar ise 8 rekat kılar. Aslında hiç bir fark yoktur en az 8 rekat olmak kaydıyla istenildiği gibi kılınabilir.
İlk ortaya çıktığında tek başına kılınan bir namaz iken halife ömer döneminde cemaatle kılınmasına karar verilmiş ve o zamandan beridir camilerde yatsı namazı vaktinde cemaatle birlikte kılınmaktadır.
Köklü bir devlet yapısına sahip olmamıza rağmen son 15 yıldır tsk dışındaki hemen hemen hiçbir alanda başarılı olamadık. (Haddimiz olmayan konuları eleştirmekte birinci olmamız bir başarı değil.)
Ne eğitim ne sanat ne bilim ne hukuk ne teknoloji ne ekonomi... (hele ki ekonomi!)
Neye elimizi atsak, yeni yapılmış köprüler gibi, ucuza kaçıp paraları cebe indirenler yüzünden elimizde kalıyor.
Kendi ülkemizin vatandaşları işsizlikten intihar ederken... biz dış ülkelere en çok yardım yapan ülke olmanın verdiği hazzı yaşayabiliriz.
Bu ülkenin vatandaşı akşam evine nasıl ekmek götüreceğini düşünürken, bu ülkenin öğrencisi bir öğün yemek yerken, geceleri aç yatanlar varken... meclis lokanatalarında boğazımızdan rahatlıkla geçmeyi bırak, bizler 5 liralık yemek ile tıka basa doyabiliriz.
Bu ülkenin vatandaşı 70 yıl başını sokacak bir ev almak için çalışırken... bizler makam arabalarımızla veya saraylarımızla diğer devletlere hava atabiliriz.
Bir baba çocuğuna pantolon alamadığı için intihar ederken... biz utanmadan binlerce liralık kıyafetleri giyip bizi seçen halkı temsil edebiliriz.
Ne eğitim ne sanat ne bilim ne hukuk ne teknoloji ne ekonomi... (hele ki ekonomi!)
Neye elimizi atsak, yeni yapılmış köprüler gibi, ucuza kaçıp paraları cebe indirenler yüzünden elimizde kalıyor.
Kendi ülkemizin vatandaşları işsizlikten intihar ederken... biz dış ülkelere en çok yardım yapan ülke olmanın verdiği hazzı yaşayabiliriz.
Bu ülkenin vatandaşı akşam evine nasıl ekmek götüreceğini düşünürken, bu ülkenin öğrencisi bir öğün yemek yerken, geceleri aç yatanlar varken... meclis lokanatalarında boğazımızdan rahatlıkla geçmeyi bırak, bizler 5 liralık yemek ile tıka basa doyabiliriz.
Bu ülkenin vatandaşı 70 yıl başını sokacak bir ev almak için çalışırken... bizler makam arabalarımızla veya saraylarımızla diğer devletlere hava atabiliriz.
Bir baba çocuğuna pantolon alamadığı için intihar ederken... biz utanmadan binlerce liralık kıyafetleri giyip bizi seçen halkı temsil edebiliriz.
yadsınamaz gerçektir. dünkü gezgin çocukların/gençlerin yılların geçmesine cevapsız kalmalarıdır.
not: 30+ gezgin bildirdi.
not: 30+ gezgin bildirdi.
az önce nickini görüp çok güldüğüm gezgin sözlük yazarı. yaratıcılık ne güzel şey...
müge anlı ile tatlı sert programı sayesinde öğrendiğimiz olaydır.
--- spoiler ---
Olayın kahramanlarından birisi namaz için niyet ediyor daha sonra dayanamayıp partneriyle ormanda sevişiyor.
--- spoiler ---
Aha
--- spoiler ---
Olayın kahramanlarından birisi namaz için niyet ediyor daha sonra dayanamayıp partneriyle ormanda sevişiyor.
--- spoiler ---
Aha
Bozuk para ilk aklıma gelendir. Normalde cepte, çantada şıngır şıngır ama ihtiyaç olur bir lira mı çıkmaz. İlla o kağıt para bozulacak.
aşırı nemli ve sıcak havanın hüküm sürdüğü anlardır.
(bkz: pokemon)
deliler gibi izlerdim, arada bi girip izleyim diyorum ama olmuyor. ilk çıktığında oyunu da sarmamıştı.
deliler gibi izlerdim, arada bi girip izleyim diyorum ama olmuyor. ilk çıktığında oyunu da sarmamıştı.
benim içimde ukte kalan akülü arabadır. pedallısı vardı ama akülüsü yoktu. akülünün havası bi ayrıydı.