Yunanistan'da yaşayan müzik insanıdır. Çalışmalarını genel olarak SoundCloud ve youtube üzerinden yayınlamaktadır.
Kutu kutu kaçavida
Kutu kutu kaçavida
yadsınamaz realitedir. yıllardır bildiğimiz yediğimiz ekmek arası köftenin (köftesinin preslenmiş ve inceltilmiş hali) değişik bir versiyonuna hamburger denmektedir.
yok efendim ekmeği şöyleymiş böyleymiş de, turşusuz, marulsuz, ketçap mayonez (ne idüğü belirsiz soslar) koymayınca olmazmış da.. geçiniz efendim. yediğiniz yiyeceğin aslolan halini söyleyiniz!
yok efendim ekmeği şöyleymiş böyleymiş de, turşusuz, marulsuz, ketçap mayonez (ne idüğü belirsiz soslar) koymayınca olmazmış da.. geçiniz efendim. yediğiniz yiyeceğin aslolan halini söyleyiniz!
kurmalı çalar saat ve gırgır başı çekmektedir. şu ana kadar istisnasıyla karşılaşmamış olabilirim.
anneanneler candır.
anneanneler candır.
Bünyelerindeki her eve ölüp ölüp bittiğim yabancı uyruklu emlak şirketi. Hakkında çok fazla bilgiye sahip değilim ancak gezgin arkadaşlarla paylaşmak istedim. Belki oradaki evlerden birinde yerleşik hayata geçen olur :) Hiç yoktan güzel evlere bakmış olursunuz ben baktıkça rahatladım.
site
site
GezginFest Van'ın iptaliyle birlikte tekrar akıllara gelen cehaletin en belirgin özelliği. Güzel olan her şeye karşılar: Doğaya, tarihi esere, duygulara, hayvanlara, insanlara ...
Sevgiden bi haber yetişmiş bir jenerasyonun bütün derdini biz çekiyoruz.
Sevgiden bi haber yetişmiş bir jenerasyonun bütün derdini biz çekiyoruz.
A milli takım kaptanımız Emre Belözoğlu'na röportaj sırasında fırça uzatan gence, gurbetçilerimiz forma giydirip en büyük Türkiye diye bağırtmışlardır.
Link
Link
bestami köse ve şürekası gezgin fest van 2019'un engellenmesinden sonra yeni bir şeyler deniyor olmalı. bu kapsamda gezgin fest van instagram hesabı gezgin fest doğu olarak güncellenmiş.
akla ilk gelen farklı doğu şehirlerinde her yıl düzenlenecek festival fikri. bu da bölge için oldukça yapıcı ve geliştirici olacaktır.
gezgin fest doğu instagram hesabı
akla ilk gelen farklı doğu şehirlerinde her yıl düzenlenecek festival fikri. bu da bölge için oldukça yapıcı ve geliştirici olacaktır.
gezgin fest doğu instagram hesabı
galata'da bir derici dükkanı. emin kavun isimli siirtli tasarımcı abimizin mekanı. mekan oldukça başarılı, kendisi deri tasarımcısı. deriden harikalar yaratıyor. üretmek ve yaşatmak ikilisini eserlerinde çok rahat görebiliyorsunuz. her şeyiyle dört dörtlük düşünülmüş bu mekana yolunuz düşerse mutlaka uğrayın.
ahmet mithat'ın yanlış batılılaşmayı işlediği ve hikayenin sonunda yanlış batılılaşanın düşkün duruma geldiği, doğru batılılaşanın ödüllendirildiği edebi eserdir. yer yer ağustos böceği ile karınca hikayesini anımsatır.
2017-2018 sezonunda selçuk soğukçay'ın oyunlaştırıp, yönetmesi ile şehir tiyatroları tarafından sahnelenmiştir. oyunu dün gece açık hava tiyatrosu temsilinde izledim; başarı ve enerji grafiği oldukça yukarı da başlayan ve gittikçe düşen bir oyun, nazarımda bir oyunun özellikle müzikal tatta bir oyunun başına gelebilecek en büyük talihsizliklerden biri.
zaten oyunun pek de talihli olduğunu söyleyemeyiz, oyunun başına gelmiş iki çok iyi şey var biri sahne tasarımcı (bkz: nurullah tuncer) diğeri baş rol oyuncularından biri (bkz: arda aydın). dekoru gördüğünüz an da eğer nurullah tuncer'i biraz takip ediyor ve bir kaç oyunu izlediyseniz hemen onun tasarımı bir sahne olduğunu anlarsanız, yine oldukça basit malzemeler ve hareketlerle, altmetini yüksek ve başarılı sahne matematikleri yaratmıştır.
arda aydın ise her oyunda olduğu gibi bu oyunda da ne kadar yetenekli ve çok yönlü bir oyuncu olduğunu gözler önüne serer.
geri kalansa -tüm emeği geçenlerden özür dileyerek- korkunçtur. ayşegül işsever, arda aydın dışında müzikal yeteneği olan, iki satır şarkı söyleyebilen, estetik dans edebilen yoktu sahne üzerinde hele o dansları ve koroyu oluşturan yardımcı oyuncular -anlatıcılar dışında- aralarında hiç bir senkron bulunmayan insana "daha önce hiç bi sahneye çıkmadınız" dedirten cinstediler.
ikinci başrol oyuncu (bkz: bekir aksoy) ise o da gerçek bir faciaydı, sahne üzerinde sürekli poz kesen, yampirik yampirik adımlarla yürüyen, sadece sesiyle oynamaya çalışan bir oyuncu düşünün ve bunu arda aydın gibi kabiliyetli bir oyuncunun yanında düşünün... bekir aksoy'u izlemek bana ıstırap verdi.
oyunun didaktik işlenmemiş olması oldukça hoşuma gitti keşke sonunda da önerme açıklaması yaptırmasalardı, kör gözü parmak hiç sevmiyorum ben.
müziklerin tamamı oldukça başarılı, dinlemesi keyifli ve oyunla bir kompozisyon bütünlüğü sağlamış haldeydi fakat tarz olarak oyunla ne kadar bütünlük sağlamıştı emin olamadım, belki de benim eski kafalılığım bilemedim.
işin özeti yine bir iki oyuncusu, müzikleri, dekoru, kostümü ve ışık tasarımı çok iyi yapılmış kötü bir oyun izledim.
2017-2018 sezonunda selçuk soğukçay'ın oyunlaştırıp, yönetmesi ile şehir tiyatroları tarafından sahnelenmiştir. oyunu dün gece açık hava tiyatrosu temsilinde izledim; başarı ve enerji grafiği oldukça yukarı da başlayan ve gittikçe düşen bir oyun, nazarımda bir oyunun özellikle müzikal tatta bir oyunun başına gelebilecek en büyük talihsizliklerden biri.
zaten oyunun pek de talihli olduğunu söyleyemeyiz, oyunun başına gelmiş iki çok iyi şey var biri sahne tasarımcı (bkz: nurullah tuncer) diğeri baş rol oyuncularından biri (bkz: arda aydın). dekoru gördüğünüz an da eğer nurullah tuncer'i biraz takip ediyor ve bir kaç oyunu izlediyseniz hemen onun tasarımı bir sahne olduğunu anlarsanız, yine oldukça basit malzemeler ve hareketlerle, altmetini yüksek ve başarılı sahne matematikleri yaratmıştır.
arda aydın ise her oyunda olduğu gibi bu oyunda da ne kadar yetenekli ve çok yönlü bir oyuncu olduğunu gözler önüne serer.
geri kalansa -tüm emeği geçenlerden özür dileyerek- korkunçtur. ayşegül işsever, arda aydın dışında müzikal yeteneği olan, iki satır şarkı söyleyebilen, estetik dans edebilen yoktu sahne üzerinde hele o dansları ve koroyu oluşturan yardımcı oyuncular -anlatıcılar dışında- aralarında hiç bir senkron bulunmayan insana "daha önce hiç bi sahneye çıkmadınız" dedirten cinstediler.
ikinci başrol oyuncu (bkz: bekir aksoy) ise o da gerçek bir faciaydı, sahne üzerinde sürekli poz kesen, yampirik yampirik adımlarla yürüyen, sadece sesiyle oynamaya çalışan bir oyuncu düşünün ve bunu arda aydın gibi kabiliyetli bir oyuncunun yanında düşünün... bekir aksoy'u izlemek bana ıstırap verdi.
oyunun didaktik işlenmemiş olması oldukça hoşuma gitti keşke sonunda da önerme açıklaması yaptırmasalardı, kör gözü parmak hiç sevmiyorum ben.
müziklerin tamamı oldukça başarılı, dinlemesi keyifli ve oyunla bir kompozisyon bütünlüğü sağlamış haldeydi fakat tarz olarak oyunla ne kadar bütünlük sağlamıştı emin olamadım, belki de benim eski kafalılığım bilemedim.
işin özeti yine bir iki oyuncusu, müzikleri, dekoru, kostümü ve ışık tasarımı çok iyi yapılmış kötü bir oyun izledim.
şahane sahne tasarımlarına imza aran tiyatro insanı.