geceleri kapalı olan otogar tipi havalimanı.

kesinlikle uyumak mümkün değil. çünkü kapalı.

terminali oldukça küçük ve dandik firmaların uçuş yapması için tasarlanmıştır.

ulaşım için roma merkez tren istasyonundan 6,50 EUR ile gidebilirsiniz. her yarım saatte ulaşım var. sabah 4,30'da başlıyor ilk ulaşım.
"Seni sevmiyorum" demek duygusal şiddet sayıldı; eşi 20 bin lira tazminat ödeyecek.

Yeni evlendiği eşine “Ben seviyorum zannettim ancak evlendikten sonra sevmediğimi anladım” diyen koca 20 bin TL manevi tazminat ödemeye mahkûm edildi.

kaynak
- (bkz: halkların demokratik partisi) eş-başkanı.
- avukat
- siyasetçi
- şu anda tutuklu olarak cezaevinde bulunuyor.
- seher adında bir kitabı var.
uzun zamandır beni en iyi anlatan kelime. almanca bir kelime. kısaca uzakları özlemek.
yani nasıl desem bulunduğun yerde olmak istemiyorsun, hiç bilmediğin bir yerde uyanayım diyorsun ama gidemiyorsun. boğuluyor gibisin mesela. aklında hep yeni bir yer görme arzusu.
Erzurum'da bulunan bir outdoor mağazası

Karaköydeki bir sürü outdoor mağazasına 10dk uzaklıkta oturmama rağmen kamp malzemelerimin çoğunu satın aldığım outdoor mağazası. Telefon ve whatsapp ile uzaktan çok yardımcı olan çalışanlara sahip, fiyat olarak İstanbuldaki outdoor firmalarına çoğu zaman taş çıkartan mağazadır. Oldukça da aktif bir instagram hesapları vardır.

Edit: Işık hızıyla da kargo gönderirler.
İnsanın Babasının Ölmesi demek ne kadar acı ?
Sadık Şimşek ( Bendeniz ) Kitabımın tanıtım bülteninden..

Kiminizin babası telefonun ucunda, kiminizin babası yanı başınızda… Babanız hâlâ hayattaysa çok şanslısınız ve babanız yaşadığı sürece siz küçük bir çocuk olmaya devam ediyorsunuz. Bu siz fark etmeseniz de harika bir şey aslında. Bir insan sadece babası öldüğünde büyüyor. Sığınacak liman, konuşacak arkadaş da çekip gidiyor. Artık soru soracağınız, öğreneceğiniz ve azarını duyacağınız bir babanız yoksa o zaman büyüyorsunuz işte. İster 10, ister 50 yaşında olun, babanız yaşıyorsa siz hala çocuksunuz.
Ben çocukluğumu kaybettim. Hâlâ telefon çaldığında babam arıyor sanıyorum. Günde en az üç kez beni arayan ve "Alo baba" demekten bazen sıkıldığım babam yok artık. Onu kaybedeli aylar oldu ama aklımdan bir an olsun çıkmıyor. Çıkmadığı gibi rüyalarımda ders vermeye devam ediyor. Ben çocukluğumu kaybettim. Hâlâ çocuk olanlar, babanızın kıymetini çok iyi bilin olur mu? Kaybettikten sonra ağlasanız da sızlasanız da ne gelen var ne giden. O gitti mi öpülecek eliniz, bayramlarınız ve en önemlisi çocukluğunuz gidiyor. Şimdi bir düşünün bakalım; şu an rehberinizde kayıtlı olan babanıza ulaşmak istiyorsunuz ve ulaşamıyorsunuz, o an ne hissederdiniz?
Benim yaşadıklarım da öyle derin şeyler ki daha fazla kişiye ulaşsın istedim. Yazarak rahatlamak istedim. Biliyorum ki benim yaşadıklarımı yaşamış milyonlarca insan var yeryüzünde. Ya yaşamayanlar, henüz ölüm gerçeği ile tanışmamış olanlar… İşte bu kitap biraz onlar, biraz da babasını kaybedenler için. Ama en çok da babasının kıymetini yaşarken bilmeyenler için yazıldı. Okuyacağınız her sayfasında kendinizden izler bulacaksınız. Yeri gelecek kızacak, yeri gelecek belki de ağlayacaksınız. Buna ben değil siz karar vereceksiniz aslında...

İyi okumalar…babası ölenler - sadiksimsek-1QMIw
http://www.dr.com.tr/Kitap/Alo-Baba!/Sadik-Simsek/Edebiyat/Turk-Oyku/urunno=0000000716409