90 bpm'in son albümünde yer alan bir parçadır. Savai parçayı söylememiş bildiğin yaşamıştır.

Ambulans
facebook'ta juno - kendi halinde bir yıldız gözlemcisi adında hesabı bulunan juno astrology 'nin yazdığı çok keyifli bir yazı dizisidir. şu başlıkları içeriyor:

* başlarına hangi iş neden gelir? (bkz: burçların başına hangi iş neden gelir)
* neden tırslarlar? (bkz: burçlar neden tırsarlar)
* sevgililer günü gibi ”sosyal isteri” durumlarında ona ne hediye edilir? (bkz: sevgililer gününde hangi burca ne hediye edilir)
* nasıl bir sevgilidir? (bkz: hangi burç nasıl bir sevgilidir)
* neye karşı koyamaz? (bkz: hangi burç neye karşı koyamaz)
* hangi durumda pes eder? (bkz: hangi burç hangi durumda pes eder)
* neyi iyi kullanır? (bkz: hangi burç neyi iyi kullanır)
* hangi durumda kessin aşık olmuştur? (bkz: hangi durumda kessin aşık olmuştur)
* neyi önemser? (bkz: hangi burç neyi önemser)
* girizgahı nasıl yapar? (bkz: burçlar girizgahı nasıl yapar)
* kapanışı nasıl yapar? (bkz: burçlar kapanışı nasıl yapar)
* hayallerinin sınırı neresidir? (bkz: burçların hayallerinin sınırı neresidir)
* tanrıya mektup yazsa ne der?
* güvenlik krizlerinde nasıl davranır?
* hep isteyip bir türlü beceremediği şey nedir?
* yalanla arası nasıldır?
* neyi nasıl kamufle eder?
juno astrology'nin sivri, hınzır, cüretkar yazı dizisi.

KOÇ: Kendi başına durduk yerde dert açan insan görürseniz, bilin ki o bir KOÇ’tur. HAŞA huzurdan, Koç’un başına hiç kimse herhangi bir şey getiremez! Zira Koç bu zevki kimseye bırakmaz. O her şeyi olduğu gibi derdi de, bizzat ve itinayla bulur. Bir sabah kalkar, kendini yoklar, maşallah gayet formda bulur… Ve günü DEĞERLENDİRMEYE karar verir. Koç’un, her şeyin altında kalkabileceğini sanmak gibi ”naif sayılabilecek” bir yanı vardır! Üstelik, bir şey onun ilgisini çektiği zaman da, onun MUTLAK ve MUTLAK yapılması gerektiğine dair bir alay meşrulaştırıcı açıklaması da vardır… Sonuç dizi yapılacak bir tefrika roman ya da yıkılan bir fıkra olabilir! Kısaca ve kibarca şöyle desek: Koç olmak kendi içinde hem bir lütuf, hem de bir lanettir...

BOĞA: Başına ne gelirse, hazza düşkünlüğünden gelir. Yani tabi estağfurullah… Kendileri şahsen çok ağırbaşlı, oturaklı ve tumturaklı kişilerdir. Amma ve lakin, az bişey zevk-u sefaya düşkün, yemeye içmeye, efendime söyleyeyim oynaşıp koklaşmaya, gözlerine ve gönüllerine hoş gelen şeyleri etraflarında biriktirmeye meraklıdırlar. İşte zaten insan neye meraklıysa, oradan kırıklıdır… Sevdiği şeylerle arasında kopmayan bağlar kurma huyu, tutarlıklık, basiret ve mantık abidesi gibi görünen Boğa’nın yaşam hikayesini yazan görünmez eldir! Arzu ettiği şeyleri elde der, elinde tutar ve bıkana kadar hatta kusacak hale gelene kadar onlarla yaşar. YETER! dediği an ise görülmesi gereken bir şamatadır...

İKİZLER: Başına ne gelirse, elinde olanın kıymetini bilmemekten gelir! O hep bir sonraki ilginç, renkli, cazip, hareketli, değişik, heyecanlı konuya yönelmek ister ve ilgisini, zamanını, emeğini oraya kaydırır. O zaman da elindekini çar çur eder… Gerçi İkizler bunu pek de dert etmez. ”Gelen ağam, giden paşam … Bu kaçtıysa, başka fırsat mı yok!” der geçer. Namussuzlar haklı da çıkar iyi mi!!!

YENGEÇ: Başına ne gelirse, kafasının dağınıklığından … şeyy pardon …. her şeyi pek teferruatlı ve geniş kapsamlı düşünme alışkanlığından gelir. Öyle her bir boyutu kapsayıp kavrayayım derken, bir bakmışsın Yengeç dağılmııış gitmişş… Şöyle örnek vereyim; Elbisesinin konseptine uygun parfümü olmadığını son anda fark edip, zaten geç kaldığı randevusuna gitmeden, bir saati de kozmetik reyonunda harcayan ve sonunda kendine rimel alan insan görürseniz o Yengeçtir!!! Üstelik uyarılmaktan, yönlendirilmekten, engellenmekten, eleştirilmekten ve azarlanmaktan da hiç ama hiç hoşlanmaz.

ASLAN: Başına ne gelirse herşeyi ve herkesi kendine göre çekip çevirmek konusundaki ısrarından gelir! Aslan bir şeyi bir türlü yapmayı aklına koyduysa, öldür Allah vazgeçmez… Bakmayın öyle rahat ve sevimli göründüğüne, kastı mı fena kasar! Patronluk taslamaya, herşeyin en iyisini o bilirmiş gibi davranmaya bayılır. Amma ve lakin, bir süre sonra hayat çok sıkıcı olmaya ve kendi başına açtığı bir alay işten bunalmaya başlar… Het hüt diye durmadan ayar veren hallerinden sıkılanlar etrafını boşalttığı için kendini sevgisiz ve mutsuz da hisseder… İşte ”İmparatorlar Yalnızdır” filan gibi üstten alan pişmanlık ifadeleri böyle durumlara istinaden söylenmiştir.

BAŞAK: Başına ne gelirse, KAZA ESERİ gelir! Çünkü Başak herşeyi o kadar kontrol altına almıştır ki, kendisinin bilgisi ve yetkisi dahilinde ters birşey olamazzzz!!! Eh bu durumda mutlaka dış mihraklar suçludur ve Başak mağdurdur… Aslına bakarsanız, evren arada bir Başağa acır ve hayatında değişiklik olsun diye başına bir takım sürpriz işler gönderir. Ama Başak bir anda kapısında pasta paketi bulsa bomba ekibi çağırmak, marketin yılbaşı piyangosundan araba çıksa şimdi bunun bir alay prosedürü, masrafı olacak diye dertlenmek gibi bir takım panikler yaratır. Ama yani işte bu kadarcık kusur, kadı kızında da bulunur di mi...

TERAZİ: Başına ne gelirse kolaycılığından ve her şeyi mümkün olduğunca erteleme isteğinden gelir! Terazinin hayatı neyin nerede olduğunu sadece kendisinin bildiği dağınık bir çekmece gibidir. Orada, burada halledilmeyi bekleyen bir takım meseleler vardır… Ama Terazi aklını o aralar en fazla hoşuna giden konuya taktığı için, diğerleri örümcek bağlamış vaziyette bir kenarda beklerler. Üstelik, çıkan krizleri de kendi çözmekten acizdir. Zira bayılmakla meşguldür. Genelde konuyu bir ahbap ya da hayran halleder. Yani Teraziyle fazla takılanın başına illaki bir takım angaryalar gelir!!!

AKREP: Başına ne gelirse, hesapsız arzularından ve hırslarından gelir! Gözü kararmak lafı hakikaten Akrep için icat edilmiş bir laftır… Akrebin gözü karardı mı, neler olacağını kendisi bile tahmin edemez. Zira, amacına ulaşmak için o anda içinden gelen her şeyi yapmaya eğilimlidir. Eh tabi ilk coşkusu geçtikten sonra, ortalığın biraz fazla dağıldığını ve gereksiz bazı komplikasyonlar doğmuş olduğunu fark edebilir... Haa, bir de istediğini elde edemeyeceğini anladı mı, etrafını boşaltmak gerekir! Zira hayal kırıklığı fenadır. Yani, kızdığı zaman onun başına bir şeyler gelmeden genelde etrafındakilerin başına bir şeyler gelir.

YAY: Başına ne gelirse, ısrarcılığından gelir! Yay’a olmaz demeyin. ”AMA NEDEEEENNNNNN” sorusunu bu kadar YAY’arak ve mükerrer bir şekilde sorabilen bir başka insan icat edilmemiştir… Bir hedef bulup okunu saplayana kadar, kendisi gerilir. Ama bir hedefe saplandımı da, kendini geri çekmeyi bilmediğinden etrafındaki herkesi gerer. Mübarek Yay değil, darbeli matkap gibi davranır. İstediği şeyi elde edene kadar aklı çıkar, içi çıkar, canı çıkar… Sonra elde eder!!! Aaa, bir bakmışsın Yay yok! Ve ardında ”Ya Sabır!” çeken bir sürü insan…

OĞLAK: Başına ne gelirse, İŞGÜZARLIĞI’ndan gelir! Ya bi karışma di mi, bi rahat dur!!! Yok… olmaz… olabilemez… Oğlak, mutlaka istim üstünde olmalı ve nedense hep acil bir meseleyi halletmek için uğraş içinde bulunmalıdır. Taşikardik hissetmediği zaman, hastamıyım diye merak eden veya bunun depresyona girmek olduğunu zanneden kişi Oğlaktır. Kardeşim, kusura bakmayın ama yani bu kadar her şeye burnunu sokmaya meraklı insana da, dert müstahaktır…

KOVA: Başına ne gelirse, ÇEKİNCE ve KAYGI’larından gelir… Şaşırdınız di mi? Kovanın herşeyi öngörmek ve hesap etmek gibi bir entellektüel saplantısı vardır! Kendi hayatını planlarken de son derece pimpirikli davranır ve adım atmakta hep biraz zorluk çeker. Mükemmel kurgular, onun temel takıntısıdır. Bu nedenle bir olaya dahil olduğu anda, mutlaka eksik ve aksak gidebilecek şeyleri görmek gibi bir de huyu vardır… Eh, hal bu olunca elbette itiraz etmesi, süreci durdurması, bir küçük düzeltme konusunda ısrarcı davranması FARZ’dır.Ağzını açtığı anda AMA ya da FAKAT o da olmadı NE VAR Kİ türünden bir laf edecek ve hem kendinin hem de duruma hasbelkader dahil olan herkesin başına bir dert açacaktır...

BALIK: Balık‘ın başına ne gelirse, İYİ NİYETLİ ve SEVECEN tabiatından gelir. Hani hep biraz dalgın ve melankolik bir halleri vardır ya… İşte aslında Yaratan onları koruyup sakınmak için öyle yapmıştır. Zira, mutlu ve coşkulu hissetmek Balığa hiç iyi gelmezzz!!! Nayna nayna nay naaa …. Nayna nayna naay naaa… diye yolda giderken, bir şey görür, hoşlanır ve ona takılır… Hoşlandı mı Balık biter. Aklına hiiiç kötü birşey gelmez. Daha doğrusu o andan itibaren artık aklına hiç birşey gelmez! O andan itibaren herşey Balığın BAŞINA gelir.

burçlar hakkında sivri, hınzır, cüretkar yorumlar
juno astrology'nin sivri, hınzır, cüretkar yazı dizisi.

KOÇ: Kontrol edemediği bir sürece teslim olmaktan… Koç belirlemek ister. Bu nedenle gelişimine birebir müdahale edemediği bir şeye dahil olmaktan sonra derece huzursuz olur. Yaşlanmak, hastalanmak, hatta kısmen aşık olmak bile bu sınıfa dahil olabilir. Çünkü mahrum olmak kadar, bağımlı olmaktan da accayip derecede huzursuz olur…

BOĞA: Rekabetten ve hızdan! O herşeyi kendi sakin ve doygun ritmiyle yapmak ve mümkünse diğerlerinin ne yapabildiklerini görüp son noktayı kendisi koymak ister. Birilerinin ona meydan okuması ve sahip olduğu herhangi bir şeye talip olması Boğa’yı deli edebilir.

İKİZLER: Sınırlanmaktan. Ağırbaşlı, mazbut, tutarlı, basiretli filan gibi lafların arka arkaya telaffuz edilmesine dahi katlanamayabilirler! Hareket alanlarının kısıtlanması onları hasta edebilir. Birilerinin onlara ne yapmaları gerektiğini söylemesi, neredeyse her zaman ters etki yapar :) Ayrıca beraberinde gelebilecek sorumlulukları düşünerek bazen yetki almaktan dahi tırsabilirler…

YENGEÇ: Neden tırsmaz ki... Yengeç olmak kaygı kumkuması olmak gibi bir şeydir. Kendisinin talep etmediği her türlü değişiklik Yengeci krize sokabilir. Ayrıca büyümek, çocuk sahibi olmak, parasız kalmak, evinden uzak kalmak, acıkınca istediği yiyeceği bulamamak, uykusuz kalmak, yalnız kalmak, alıştığı herhangi bir şeyden mahrum kalmak, bir şeye başlamak, bir şeyi bitirmek, susmak-unutmak-kaçmak istediği bir konuda dürtüklenmek vesaire, vesaire, vesaire...

ASLAN: Cazibesini kaybetmekten ve sıradanlaşmaktan! Çünkü Aslan’ın olayı her daim sevilmek, ayrıcalıklı bulunmak ve hayranlık görmektir. Eğer olgunlaşmayı başaramayan bir Aslan ise yaşlanmaktan da çok korkacağı kesindir…

BAŞAK: Hatalı, eksik, kirli, dağınık, sağlıksız, belirsiz, hızlı ve kontrolsüz gelişen, ama en önemlisi kendi tahmin ve tedbir sınırlarını aşan herşey Başağı accayip tedirgin eder :) Yaptığı hesabın içinde 5 kuruş eksik çıksa nereye girdiğini bulmadan uyuyamaz… Mesele miktar değildir. Bir sapmanın varlığıdır! Sivilcelerini sıkmayıp ilaçla kurutan, doktorun bir bardak suyla için dediği ilacı her zamankinden daha küçük bardakla içince huzursuz olan, başkasının evinde yatamayan yatsa da uyuyamayan, gittiği lokantada çatalları peçeteyle parlatan ya da parlatmamak için kendini güç tutan ve aklı hala üniversiteye dönüp tıp okumakta olan kişi Başaktır.

TERAZİ: En temel korkusu tercih yapmaktır! O yüzden bir alternatif doğal olarak ağırlık kazanmadığı sürece, genellikle hayatın getirdiği rutini sürdürür… Sonlar ve engellenemez değişimlerden accayip tırsar… Kaotik bir süreçte, hele de insanların gergin ve saldırgan davrandıkları ortamlarda kalmak Teraziyi resmen paniğe sokar.

AKREP: Tırstığı herşeyi aynı zamanda tutku haline getirdiği için onu ayrı bir vak’a olarak görmekte fayda vardır :))) Mesela bağımlı olmaktan tırsar ama her türlü bağımlılığa yatkındır …. Kaybetmekten tırsar ama herşeyi tüketircesine yaşar … Birşeyin sonunu görmekten korkar ama herşeyi didik didik araştırır … Ölmekten korkar ama yaşamaktan da şikayetçidir …. Sonra da bu sayko durumun adı ”sınırda yaşamayı seven ve korkularının üzerine giden insan” olur :)))) Esasında tuhaflığı dahi bir ayrıcalık haline getirip kendi mitini yaratan insandan öbür burçların korkması gerekir!!!

YAY: Sorsanız hiçbir şeyden korkmadığını iddia eder . Aslında en büyük iki korkusundan biri kandırılmak, diğeri de katı gerçeklerle yüz yüze kalmaktır. Yay’ın olayı olan bitene dair tespiti ve ileri dönük planları yapan kişi olmaktır… O kaosa düzen getiren ulu bilgedir! Bilgide eksik olması elbette düşünülemez!!! O yüzden birinin ondan daha çok bilme ya da bazı şeylerin kendisinden saklama ihtimali Yay’ı deli eder. Öte yandan öne sürdüğü bir fikrin ya da yaptığı bir planın, şu veya bu nedenden hayata geçirilebilir olmadığını görmek ya da duymak istemez. Çünkü bu ona kendisini anlamsız ve yararsız hissettirir… Yaw işte iyi insanlardır, idare edin … Gitmeyin üstlerine...

OĞLAK: Çıkışsız kalmaktan çok ama çok korkar! Oğlak, hayatı inşa eden bir mühendistir… Her sıkışık durumda, her türlü yoklukta, her türlü zorlukta sabır, metanet ve derleyici toplayıcı bir insiyatif göstermeyi başarır. Her türlü insiyatif elinden alındığı zaman da, tam anlamıyla deliye döner! Çaresizlik onun en büyük korkusudur ama bir Oğlak çaresiz kaldığında yapabileceklerinden de etrafındakilerin korkması gerekir… Hımmm...

KOVA: Geliştirilmeye, değiştirilmeye müsait olmayan durumların içine hapsolmaktan, her hareketinin izlenip kontrol edilmesinden ve bir de herkesle birlikte bir yerlere sürüklenip durmaktan yani kaderi hakkında karar veremiyor olmaktan son derece korkar. Burçlar içinde, çok fazla sayıda kişinin dar bir alanda ve belirli bir rutin çerçevesinde yaşadığı koşulları psikolojik olarak en zor tolere edecek kişi muhtemelen Kova’dır!

BALIK: Beklenti ve zorlama içeren her durumdan tırsar. Söz vermekten, zamana karşı yarışmaktan, hele de düzenli açıklamalar yapmaktan çok rahatsız olur. Kendi zorlamasıyla değil, doğal olarak akan durumları tercih ettiği için, birilerinden sorumlu tutulmayı da sevmez! Kısacası mümkünse Balık’a hesap ver ve hesap sor dememek gerekir.

burçlar hakkında sivri, hınzır, cüretkar yorumlar
juno astrology'nin sivri, hınzır, cüretkar yazı dizisi.

KOÇ : Gücünü … tabiri caizse kodu mu her türlü oturtur

BOĞA: Tecrübesini! İyi yaptığı şeyi iyi yapar… hem zaten taş yerinde ağırdır … ayrıca işine karışılmasını da hiiiiç sevmez!

İKİZLER: Çevresini … onlardaki tanıdık kimsede yoktur. B, C, D … Z planlarının hepsi Ahmet olmazsa Mehmet’e, o da olmazsa Zübeydeye başvurmak üzerine kurulmuştur.

YENGEÇ: İçgüdülerini … zaten onları gözardı ettiği her durumda sonradan pişman olur.

ASLAN: Etkisini … Annem Annem! Ahey, Ahey :))) Aaa bi susun canıım Aslan‘ınız konuşuyor!

BAŞAK: Dikkatini … gözünden hiçbirşey kaçmaz! Bazen olmayanları da vehmeder ama olsun…

TERAZİ: İkna yeteneğini … yılanı deliğinden çıkartır … hatta yılan bir süre sonra o elma armut desin diye beklemeye başlar :)

AKREP: İnsanları… bunu yalnız olumsuz anlamda düşünmeyin; Akrep kimin ne işe yarayacağını bir bakışta gören bir göze sahiptir

YAY: Fırsatları … fırsat gördü mü üstüne atlar :) Gerçi bu iyi kullanmak mıdır orası meçhul…

OĞLAK: İradesini … offf kara tren günlerinden kalma bir sabır ve sebatdır o yaaa…

KOVA: Bilgisini … öyle çok bilir ki herkesi susturur ve karambolden yararlanır. Gerçi yine kimseyi ikna edemez ama olsun :)

BALIK: İzlemede-Kalma Yeteneğini … Sanılandan daha güçlü ve değerli bir vasıftır!

hangi burc neyi iyi kullanır
juno astrology'nin sivri, hınzır, cüretkar yazı dizisi.

KOÇ: Bir şeyin onun aklına gelmesi başkalarının başına gelmesi ile eş anlamlıdır! Direk konuya dalar

BOĞA: Önce sizi inceler ve olayı nasıl satacağına karar verir… Sonra da tatlı tatlı işlemeye başlar :) Dört başı mamur bir sunum yapmadan da lafı bitirmez ona göre!

İKİZLER: Ne zaman girip ne zaman çıktığı belli olmaz ki… Siz ilgiyle dinlemeye başladığınızda ise, onun aklı başka bir konuya takılmış olabilir :)))

YENGEÇ: Ayyy ne siz sorun ne ben söyliyim… Bir türlü sadede gelemez, sıkaaar, sıkılıııır… En sonunda lafı ağzından alıp siz deyiverirsiniz :)))

ASLAN: İYİ YAPAR! Yani öyle ki, reddedilme ihtimali kalmaz :)

BAŞAK: Mantıklı – tabi onun mantığına göre – açıklamalarla yapar. Konuyu öyle vahim hale getirir ki önemsemezseniz bir sıkıntıya gireceğinizi sanırsınız :))))

TERAZİ: Size yaptırır! Bunların işi zaten eşşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmektir :)))

AKREP: Tuzak kurar! Can evinizden vurup dikkatinizi istediği yere çekmeye çalışır. Oralı olmazsanız da bir şekilde kan çıkar… Sizi kendinizden şüpheye düşürmek için yazmadığı senaryo kalmaz :)))

YAY: Çıkış yolu bırakmaz… Önün arkan sağın solun sobe yapar :) Üstünüze afiyet ısrarcıdır ısrarcı…

OĞLAK: Planlı ve sistematik bir şekilde… Bitirmek üzere başlar ve konu sizin tahayyülünüzü aşıp onun vardırmak istediği yere gelene kadar durmaz :)

KOVA: En münasebetsizinden bir sataşma ile :))) Verdiğini almak, ondan akıl sormak için yalvarasınız diye sizi darmadağın etmeye çalışır. Ay çok sinirdirler :)))

BALIK: O öylesine ortalarda dolanır… Maksadını merak edip, buyur kardeşim sizin için ne yapabilirim diye siz sorarsınız :)))

burçlar hakkında sivri, hınzır, cüretkar yorumlar
juno astrology'nin sivri, hınzır, cüretkar yazı dizisi.

KOÇ: Koç yüzleşmeleri sevmez. Konunun kapandığını muhatap olmayarak belli eder. Karşı taraf üstelerse de ulaşılmaz olur. Eh tabi bu durumda taş olsa çatlar. Normal insan-evladı ise çıldırır :))

BOĞA: Azametini kaybetmeden son imzasını çakar… İzini bırakır… Yani boşluğunu hissedin diye elinden geleni yapar :))

İKİZLER: Sorun çıkartır… Şikayet eder… Mızır… Vızır… Sonunda kurban olayım bu konuyu kapatalım diye siz yalvarırsınız :)

YENGEÇ: Olabildiğince ılımlı, olumlu, herkes açısından kabul edilebilir bir yere noktayı koymaya çalışır. Hakkaten de çok çalışır ammaaa bunun neresi olduğuna karar vermekte zorlanır :)))

ASLAN: Beklentisini karşılamayan muhabbetleri, işleri ve ilişkileri hemen bitirir. Bir şeyin tadı kaçtıysa Aslan’ı orada tutmak mümkün değildir.

BAŞAK: Habire eksik birşey kalıp kalmadığını kontrol etmekten ve minik düzeltmeler yapmaktan dolayı bir türlü noktayı koyamaz… Lafı bitse, içindeki alıp vermeler bitmez… Hatta başa dönüp acaba öyle değil böyle mi yapsaydık diye düşünmeden edemez… Yaw zor bişey bu Başak olmak :)

TERAZİ: Onun kafası bitirmek değil, gidebildiği yere kadar gitmek üzerine çalışır. Bu nedenle ara duraklar belirler, gelinen noktanın adını koymak için ilgili herkesi netleşmeye zorlar ve kendine uygun olan duruşu saptar.

AKREP: Valla öyle aklınıza gelmeyecek bir yerde, öyle çarpıcı bir nokta koyar ki, uzun süre hafızalardan çıkmaz :)))

YAY: Yay için başlangıçlar bitiş, bitişler başlangıçtır… Yani bugün sırtını döndüğü bir şey için yarın ”nerde kalmıştık” deyip, kulvar değiştirebilir. Onun için sınırlar yoktur, sadece ilham vardır :)))

OĞLAK: Çok net ve tartışılmaz bir nokta koyar. Üstüne bir şey daha söylenir ya da ek bir şey istenirse de accayip sinir olur :)))

KOVA: Nokta koymaz… Ama gidişatı keyfine göre belirler! Yemiyor sa noktayı bir yerde sen koyarsın :)))

BALIK: Konuyu havada bırakır… Herkes ne anlıyorsa onu anlar :)))) Gel zaman git zaman aklına estiğinde yine olayın bir ucundan tutabilir.

burçlar hakkında sivri, hınzır, cüretkar yorumlar
juno astrology'nin sivri, hınzır, cüretkar yazı dizisi.

KOÇ: Onun en büyük hayali erişilmez olan yerleri komşu kapısı yapmaktır… ”Bıraksalar bir gün Klimanjaro’nun karları, öbür gün Meksika’nın barları, haftaya Kızıldeniz’in mercan kayaları… Gezer dururum!” der, der de… Değil bıraksalar, kovsalar gitmez :))) Yaw Koç kadar evinin rahatına, anasının yemeğine düşkün insan var mıdır acaba? Çaktırmaz ama biraz da mızmızdır… Parmağına iğne batsa tetanos olcam kolumu kescekler sanır :))) Üstelik onu bekleyen bir sürü iş de vardır! Şimdi iki gün ortadan yok olsa döndüğünde kimbilir her şey nasıl birbirine girer… Ama bi bıraksalar :)))

BOĞA: Onun en büyük hayali – sıkı durun – herkesi kendi kafasına göre hizaya sokmaktır! İyi kurgulanmamış, düzgün işletilmeyen, verimsiz ve aksak bir yer gördü mü hemen başlar ”Ben olsam şunu şöyle bunu böyle yapardım…” diye eleştirmeye. Ama ”buyrun siz düzeltin” deseler, Boğa buna yanaşır mı? İşte orası meçhul… Boğa tasarlamaktan ve yapılmış bir şeyi yargılamaktan hoşlanır. Ama kendi yöntemleriyle çekip çevirdiği krallığından çıkıp başkasının imparatorluğunu kurtarmaya soyunmak, onun için biraz huzursuzluk verici bir meydan okumadır. Ay aman öff ne gerek onun bunun derdiyle uğraşmaya zaten! Onun derdi ona yeter :))))

İKİZLER: Valla öyle çılgın hayalleri vardır ki… Ne siz sorun ne o söylesin :))) Bıraksalar o en akla gelmiycek, en yaratıcı, en cüretkar projelerin peşinde koşar… Dergilerde geleceğin şirketleri, geleceğin okulları, geleceğin aile yapısı filan türü ne görse okuyup sonra da herkese anlatır: ”Aslında ben şöyle böyle olması gerektiğini düşünüyorum! Şuna buna ne gerek var… Vazgeçmek lazım!” Ama hadi gel biz öyle bir şey yapalım deyin… Bakın size kendi hayatında neden bazı şeylerin vazgeçilmez olduğu, bir taşı yerinden oynatsa ne binalar yıkılacağına dair kaç tane bahane sıralar…

YENGEÇ: Valla Yengeç’i bıraksalar, o hiiiiç birşey yapmaz :))))) Bütün hayali ömrünü tatil olarak geçirmek ve kafasına göre tatlı tatlı takılmaktır… Yani hayal bilem kurmaz, yorucu gelir… ”Spontan davrancam!” der :))) Ama ona ”seni bıraktık hadi git kafana göre takıl” deseler, hayatındaki hassas dengelerin bozulması fikri onu çok rahatsız eder. Yengeç’in yaşamı biraz dağınık ve kurduğu düzen biraz gevşek görünse de, vazgeçemeyeceği bazı zevkleri, rahatlık unsurları ve özellikle de geride bırakmaya katlanamayacağı bazı insanlar vardır. Zaten yalnız başına takılmanın ne tadı olabilir!

ASLAN: Nerede hayali aksiyon orada Aslan! Ay o kafası hiç durmaz :))) Habire bir şeyler yapmanın tatlı düşlerini kurar. O anda gözüne afilli bir meslek ilişir… Hemen kendini o işin başına koyar. Bir film seyreder… Hemen hayalinde onun başrolünü, hem de oyuncudan daha iyi oynar. Ne var ki; herşeyin en güzelini o yapar, herşeyin en iyisini o bilir gibi görünse de sanıldığı kadar cüretkar değildir. Yeterli olamamak korkusu çok yüksektir. O yüzden Aslan kendini her şeyi yaparken hayal eder ama daima en iyi bildiği işi yapar ve boşa düşmemek için daima elinin altında bulacağına inandığı kaynakları kullanır.

BAŞAK: Yaw neyin hayalini kuracak… Elbette çok zengin olmanın ve lüks içinde yaşamanın hayalini kurar :))) Boğazda yalılar, ipekten halılar… Ama dünyanın zenginliğini ayaklarının altına serdin diyelim… Başağın yapacağı nedir? Elbette yatırım! özellikle de emlak yatırımı. Ve işini geliştirmeye yönelik teknolojik sistemler ya da araştırma faaliyetleri… Gel gör ki bizim Başak yine her şeyin fiyatına bakıp, hepsi için kılına kadar pazarlıkta :))) Paracıklarına kıyıp da harcadığı tek şey, sağlık kürleri, bir de dünya battığında uzaya gidecek ilk araç için rezerve edilmiş bir mekik bileti… :)))

TERAZİ: Sıkılamayacağı kadar hareket halinde ve ilginin asla üzerinden eksilmeyeceği kadar popüler olduğu bir hayatın hayalini kurar… Her gün başka bir tat, her gün yeni bir sayfa… Farklı yüzler… Ay işte öyle neşeli, nasıl akıp gittiği anlaşılmayan bir hayat :))) Ama haydi yürü deyin… o kadar koşturmacaya o kadar hay huya gelir mi bizim ki … bir yere kadar! Bir yerden sonra Terazi bunalımda :))) Hem zaten o planlayamadığı bir hayata da fazla katlanabilecek, olmayacak insanlarla içli dışlı yaşayabilecek biri değildir, olmamıştır, olmayacaktır :))))

AKREP: Huzur ve mutluluk hayalleri kurar… Ay işte böööle boy boy çocukları, soy soy torunları olsuuun… Yenilsin içilsin, sofralar açılsın felan :) Ama bırakmazlar! Kim mi bırakmaz? Bi kere yani onun özel hayatında hep böyle accayip karmaşık bişeyler bişeyler olur… Ne biliyim ya birini bulur hayırsız çıkar… Ya bulduğu iyidir kendisi sıkılır… Zaten Akrep sıradanlığa, ne biliim böyle mız mız muhabbetlere gelemez… Ayrıca Akrep’in aklına birşey takıldı mı, Akrep onu yapmalıdır. Bağlasalar durmaz… Yaw şu dünyada Akrep gibi mutluluğu arayan insanlara huzur yok be :))))

YAY: Bütün hayalleri hayatla sınırsız bir AŞK yaşamaktır :))) Sıkılmak, bıkmak, tükenmek diye bir şey olmasın. Enerji, coşku, mutluluk hep tavanda olsun… Bitişler, tükenişler değil, başlangıçlar ve zirveler olsun. Ve elbette herkes onu sevsin, bütün gönüllerin tahtında YAY otursun. Ama sonuçta her şeye sahip olmak için, her şeye hakim olmak ve sahip olduklarına ait de olmak gerekir… Yay mutluluğunda hiç bir şey eksik kalmasın diye onu şunu ve hatta bunu da yapar… Sonra bir bakar ki, ona ait olanlar, onu sıkan şeylere dönüşmeye başlamış… Aşk bitmiş… Hayat onun enerjisini tüketen bir şeye dönüşmüş. Ve Yay haykırır; ”LANET OLSUN İÇİMDEKİ İNSAN SEVGİSİNE :)))”

OĞLAK: Biraz sıkıcı görünebilir ama Oğlak’ın hayali MÜKEMMEL olmaktır :)))) Kendi mükemmelliğine inanmak için de dünyayı kusursuz hale getirmeye çalışır. Bıraksalar o herkesi ve her şeyi düzeltir :))) Ama anda oluşan denge bir sonraki anda bozulur ve Oğlak ”kusursuz” olamayan her şey için kendi içinde huzursuz olmaya devam eder. Bir de işte, bir şeyler düzelip toparlanmaya başladı mı, Oğlak yine mutlu olmaz :))) Hemen gözüne başka bişey çarpar… ilgisini oraya çevirip, başını derde sokar… Yani bakmayın siz ağırbaşlı ve oturaklı muhabbetler yaptıklarına… Aslında dünyanın en maceracı en bela arayan ruhları Oğlaklardır :)))

KOVA: En büyük hayali dünyayı tüm insanlığın barış içinde kardeşçe yaşadığı ŞAANE bir yere dönüştürmektir! Kovayı bıraksalar, o cenneti dünyaya getirir :) Ama işte bu kadar ileri görüşlü olunca, insanlarla birlikte iş yapmak çok zordur. Hep tek tabanca mücadele etmek gerekir! Sonra zaten kimsenin ipiyle kuyuya inilmez ki… O yüzden Kova her şeyi kendisi bilmek, kendisi kontrol etmek zorundadır! Aksi gibi de o uğraşır yapar… Ama kimse memnun olmaz! Ya ne demek onlara sormuş da mı, öyle yapmış canım Alla Allaaaa en iyisini yapmış işte… Naapsın Kovacık… ”Ya yok bu insanların alayı bozguncu! Bunlara iyilik yaramaz… ” der oturur :)))

BALIK: Onun en büyük hayali gizemli ve karizmatik olmaktır :))) Dünyanın tepesinde oturup, bütün gün her şeyi gözlemek, hayatın gözeneklerine sızmak ve bilinmeyeni bilip, söylenmeyeni çözmek ister… Bir de üstünüze afiyet kurguları vardır bunların :))) Kendileri kurar kendileri inanır ve tedirgin olurlar… Sezgi ve çözümemelerini bir de amaç odaklı kullanabilseler, aslında dünyayı Balıklar yönetirler! Ama nerdeee Balık’ta o şevk :))) Ayıptır söylemesi, bu Balıkcımlar biraz rahatlarına düşkündür. Ver bi güzel yemek önüne, koy bi kadeh rakı yanına… Bir de şarkı patlat derinden inceden… Dünya derdi yalan olur :)))

burçların hayallerinin sınırı neresidir
Pompalamasyon ve Yeşilimi ver gibi çağının dışında parçalar yaparak bir döneme vuran mc.
çanakkale’ye bağlı kirazlı köyü’nde siyanürlü altın aramaya izin verilmesinin üzerine ortaya çıkan durum çok acı şekildedir. verilen rakamlara göre kesilen ağaç sayısı söylenenin dört katı olup 195 bin ağaç katledilmiştir.
aynı zamanda siyanürlü arama yapılacak olmasından kaynaklı olarak da tüm doğa katledilme tehlikesiyle karşı karşıya kalmış durumda.
umarız yetkililer bu durumu en kısa zamanda durdurup bu büyük yanlıştan dönmeye karar verirler.
kaz dağları’ndaki katliam - aydingndz-fxPTH