trump'ın 48 saat içimde suriye için karar alacağız sözünden sonra rusyadan cevap gelmişti. "eğer füze atarsanız vururuz" diye.
bugün trump twitterdan yazı paylaştı "Hazır ol Rusya, çünkü onlar geliyor olacak, güzel, yeni ve 'akıllı'! Gazla öldüren ve bundan keyif alan bir hayvanla partner olmamalısınız" diye.
az önce ben bu yazıyı yazarken bilgi geldi. abd yeni bir yazı paylaşmış "rusya'yla ilişkilerimiz soğuk savaş döneminden bile kötü ama buna gerek yok. rusya'nın ekonomisini düzeltmesi için bize ihtiyacı var, bunu yapmak çok kolay. tüm ülkelerin işbirliği yapması gerekli. silahlanma yarışını durduralım mı?" diye.

bilgi geldikçe editleyeceğim. akşam da kendi yorumumu yazarım
dünyanın en kuvvetli ordularından biri. kuruluşu sembolik olarak m.ö 209'dur. modern zamanda kuruluşu ise 3 mayıs 1920'dir. dosta güven düşmana korku salmaktadır.
orta Finlandiya'da yer alan Finlere göre orta boyutlu bize göre minicik 140 bin civarı nüfuslu bir öğrenci şehri. jyväskylä diye yazılır "yüveskülae" şeklinde okunur. eğitim fakültesi ile ünlüdür. 45 dakika gibi bir sürede yavaşça yürüyerek tırmanacağınız tepe; laajavuori'den şehrin manzarasını izlemeden dönmeyin derim. zaten gölleri ve bu tepe haricinde pek bir esprisi de yoktur.
az evvel gerçekleşmiş olan patlamadır. patlamayla ilgili, şam'ın barzeh ilçesinde bulunan ve bölgedeki muhaliflere ait olduğu belirtilen tünellerde meydana geldiğinin düşünülmesi dışında henüz bilgi düşmemiştir malum ortamlara.
aydın millipark. yasakmış bilmiyordum. gece domuzlar gelip çadırımın yanında yatmıştı. sabah görevli gelip yasak olduğunu söyledi. haber vermicem ama parkın açılış saatine kadar saklan demişti. atlı jandarma dolaşıyormuş görürse cezası varmış. iyi yırmıştım vallahi
dolar füze hızıyla yükselirken, bizim çözüm bulmasını umduğumuz kişilerdir. hala 'benim 5 dolarım bile yok, bana ne' diyen bilinçsiz bir kesim varsa kısaca şöyle diyeyim. Doların yükselmesi zaten zengini vurmaz, en çok gariban halkı vurur. Çünkü bu ülkenin ihraç ettiği her mal (giyimden tutun, tarım ürünlerine, yiyeceğe, elektroniğe, petrole aklına ne gelirse) pahalanır. pahalandığı için halka zam olarak yansır, yerel para değerini kaybeder enflasyon artar.. Peki parası olan zengin siyasiler için durum aslında 'sorun' mudur? Mesela, hayal ürünü bir örnek verelim, mesela bir siyasi tanıdığımız olsun. Adına A diyelim. A'nın oğlu var, eniştesi var işte akrabaları var. Kendisi direkt iş yapmıyor ama akrabaları sayesinde işleri iyi. bir gün yurtdışındaki bir ülkeden 15 milyon dolar bu siyasinin akrabalarına yollanıyor. Yollandığında dolar daha 3,5 tl. Türk lirasıyla; 52 milyon tl'cik ediyor. 3-5 ay geçiyor... dolar fırlıyor, adam bugün merak ediyor ve banka hesabına girip bakıyor,o da ne? ooo 52 milyon tl'ciği durduk yere olmuş mu 62 milyon tlcik. 4-5 ayda 10 milyon tl hangi iş kazandırır? bu durum siyasi için sorun mudur? Neyse biz de halk olarak 3-5 dolar yakar kendimize düşen show'u yaparız.
6. yüzyılda tarih sahnesinde görülen kavimdir. ironiktir türklerin en çok savaştığı ve en çok etkileşime girdiği kavimdir aynı zamanda.
1902 yapımı georges méliès'in yönetmenliğini yaptığı öykülü sinema filmi. tarihin ilk bilim kurgu filmi, belki de ilk filmi.
insanın değişik bir heyecan içine girdiği andır. bir ferahlama hissi gelir önce. sonra ise bütün vücudu bir enerji sarar. gezinin belki de en güzel anlarından birisidir.

bu seneki yola çıkış hikayemi paylaşmak istiyorum sizinle. üniversitenin son seneleri, bölümün en korkunç dersleri kalmış. ödev, sınav, proje derken kafayı yemek üzereyiz. sabahlara kadar okulda ders çalışıyoruz, notlar düşük geliyor falan halimiz felaket.
o zamanlar çok da yakın olmadığım bir arkadaşım var yanımda, o da benim gibi usanmış. bana o dönemi birkaç kelime ile özetle deseniz gözyaşı, sinir, stres derim. bir gün yine ders çalışıyoruz birlikte, ama her şey nasıl üstümüze geliyor, nasıl bıkmışız anlatamam. bir dersten kalsak okul uzuyor, ödev yetişmese dersten kalıyoruz falan falan. hani o buradan gitmem lazım hissi gelir ya bazen, her şeyden uzaklaşmak ister insan. işte tam o haldeyiz. bir anlık gazla dünya haritasını açtık, baya bir baktıktan sonra italyaya tek yön bilet aldık. sonra da bir interrail bileti. işte biz böyle bir anlık gazla yola çıkmaya karar verdik. iyi ki de çıktık. normalde hep bu sene kesin yapıyoruz denilen planlardan birisi gerçek oldu. o kadar bıkkınlığın içinde o yola çıkmaya karar verdiğimiz anın yarattığı ferahlık, huzur başka hiçbir şeyde yok. şimdi yazarken bile o mutluluğu hissedebiliyorum. hem harika anılarım oldu, hem de o çok da yakın olmadığım arkadaşım kardeşimden öte yakınım oldu.
en güzel andır yola çıkılmaya karar verilen an.


edit: yazım hatası