topluca yemek yediğimiz bir restaurantta kapıda bizi yolculayan işletmeciyle el sıkıştım. sonra ''elinize sağlık'' diyeceğime ''afiyet olsun'' dedim adama. adam da bir an bocalayıp ''teşekkürler'' dedi. gülüştük, komik bir andı.
Sözlüğümüzün güzide yazarlarındandır. kişilik ve zihin yapısı olarak çok derin biri olduğunu düşünüyorum. Ayrıca yazdığı entryleri okumaktan büyük keyif alıyorum. Ve kendisinin halen daha bir nick altının olmaması üzücü çünkü bunu fazlasıyla hak eden bir yazardır kendisi.
Kendi yaptığı yemeyi yemekten ekstra zevk alan biri olduğum için tadını çıkararak yaptığım eylemdir. Zorla hayatta yaptıramazlar ama kendi isteğimle mutfağa girip yemek yapıyorsam eğer o yemeği beğenmeyen insan pek çıkmıyor. Şu parmakta ben olması becerikliliği midir bilmiyorum ama elimin lezzeti gerçekten yemeğe geçiyor. Fakat neredeyse bin çeşit versiyonlu salata yapabilme yönümü daha çok beğeniyorum. Salatayı yemekten saymayan insanları salataya aşık edip gönderiyorum. Of neyse gideyim de kendi ellerimle yaptığım nohutlu pilavımı yiyeyim. Çok kendini öven bir entry oldu bu ve gıcık oldum kendime.*
son zamanlarda youtube'daki tarih içerikli programlarıyla tanınır hale gelmiş, etkileyici bir akademik altyapıya sahip olan, bilkent lisans ve georgetown doktorası olan, aşırı hızlı konuşan tarihçi, akademisyen.
Dıj güjlerin operasyonuyla kapatıldığını düşündüğüm fakat asıl olarak orantısız mizah sonucu facebook topluluk standartları ihlali sebebiyle devre dışı bırakılan koca çınar goygoyrail yeniden açıldı. Grupta artık herkes new ve maalesef efsane postlar old but gold'lar maziye gömüldü. Geriye sadece yeni postlarda can çekişecek dillere pelesenk jargonlar kaldı. Aq zuckerbergi burası özgür bi platform gel burda da sustur toton yiyorsa. nyse nyse doluşun tekrardan daha güçlü geri dönelim
datça hayıtbükü'nü bilenler bir yeşillendirse

edit: mart-nisan-mayıs aylarında tek kadın gezgin için uygun mudur? malum ülkenin durumu........
(bkz: the chain) Macarca széchenyi lánchíd
Budapeşte’nin en ikonik mimari yapılarından biri olan The Chain Bridge yani Zincir Köprüsü, Buda’yı Peşte'ye bağlayan ilk kalıcı geçit. Dokuz yıllık bir çalışmanın ardından 1849 yılından beri bizlerle. Taştan ve dökme demirden inşa edilmiş köprüye adını veren zincirler, 48 metre uzunluğunda. Köprünün her iki tarafındaki yaya geçitleri bulunuyor. Bu köprüyü yürüyerek geçebilir muhteşem Budapeşte manzarasının tadını çıkarabilirsiniz. Köprünün iki yanında heybetli aslanlar bulunuyor. Bu ağzı açık aslanların dilleri var fakat aşağıdan baktığımızda onları görmemiz mümkün değil. Bu hata için köprünün mühendisi olan, Adam Clark’ın intihar ettiği söyleniyor...