önce sevmek.
çünkü sevmeyi bilmeyen insanın sevilmesinin pek yolu yoktur diye düşünüyorum ben.
phoenix, simurg, bennu, freebird isimleriyle de anılan türk mitolojisinde ise başlıktaki ismiyle bilinen efsanevi kuş. kaf dağının zirvesinde yaşadığı rivayet edilen kuş, ölüm zamanı geldiğinde alevler içerisinde ölür ve daha sonra küllerinden tekrar doğar. bu durumdan ötürü bazı kültürlerde reenkarnasyonun sembolü olarak nitelendirilir.
esasen korkulmaması gereken ama aynı ölçüde korkulması gerekendir. delilik, toplumun çarpıklığını net bir şekilde görebilen insanın yaşama katlanamama ve kendini topluma göre delilik olan hal ile yansıtabilmesi durumudur.

bu korku insana zihni durdurma ya da susturma isteği verir. korkuyu kabullenmek ve onunla harmanlanmak lazım. Bu korkuyu özellikle şu aralar duyumsamaktayım. bazı günler bunu daha yoğun hissediyorum ve özellikle son zamanlarda bir halat ruhumu sıkıca sarıyormuş gibi hissediyorum. Boğuluyorum ve sesimi duyan yok. Gerçekten kimim ben? Ne hissettiğimi önemseyen biri var mı gerçekten? Bir kurtarıcı istemiyorum, benimle birlikte boğulacak birine ihtiyacım var. Sadece yanında ben varım diye boğulmaktan ya da delirmekten korkmayacak birine... ya da boşver, kimseyi istemiyorum. Yapayalnız boğulmak ve ciğerimin tuzlu suyla dolduğunu hissetmek.

Delilik neden ölümü çağırıştırıyor bana onu da bilmiyorum ya neyse siktir et.

(bkz: deliliğe övgü)
Mitolojiler diyalektikler üzerine kuruludur. Karşıtlıkların çatışmaları düzeni belirleyen bir şey olmuş. Türk mitolijisi çok bilinmeyen bir alan. Yeterli kadar çalışma yok. Filmler, diziler, resimler, edebiyat, müzik gibi birçok alana kaynaklık sağlayacak kadar güçlü bir damarımız var. Bu damarlardan biri de türk mitolijisinde geçen canavarlar. Yurt dışından ihraç etmemize kesinlikle gerek yok.

Edebiyatta son yıllarda işlenmeye başladı. mehmet berk yaltırık, ömer faruk yazıcı,barış müstecaplıoğlu öne çıkan isimler oluyor. Elbette yeterli değil ama yol açmaları bakımından önemli.

Türk tarihi, türk mitolojisi, türk sosyal hayatı, sözlü edebiyat çok geniş bir alan açıyor. Bu alanlardan biri de türk canavarları meselesi. Çok ilginç yaratıklar var. Mesela oğuz kağan destanında geçen yarı köpek yarı insan it-baraklar, düşmanını gıdıklayarak öldüren arçuri, ıssız yerlerde ortaya çıkıp insanları kaçıran cadı alyabani, yeni ölen insanların etleriyle beslenen ardov,kadın giysileri giyip evlerde gizlice dolaşan biçura, kanatsız ejderhalar bükrek ve sangal, evren kelimesine adını veren dev sürüngen, kızagan, karakoncolos, ubırlar vs vs.

Türk canavarları çok geniş bir alan. Bunlar kullanarak çok güzel işler yapılabilir.
2018 yılında göreve gelen belediye başkanı Femke Halsema bu tarihten sonra amsterdam'da çok garip yasaklara imza atmıştır. Nedir bu yasaklar? İlk olarak bir çoğumuzun fotoğraf çektirmek için kırk takla attığı iamsterdam yazısı museumplein'den kaldırıldı. Dünya'daki birçok şehre örnek olan bu şeyin kaldırılmasını kabul hazmettik şimdi doğruya doğru. peki daha sonra ne oldu? bu belediye başkanı şehre turistlerin gelmesinden ve kendi tabiri ile "illegal" şeylerin ulaşılabilir olmasından rahatsız olduğunu her fırsatta yineledi. yakın zamanda şehrin en çok ziyaret edilen noktalarından olan coffee shopların turistlere yasaklanacağı haberi geldi. Lâkin belediye başkanının amacının bunu tamamen kaldırmak yönünde bilgiler var. coffee shoplardan sonra bir diğer yasaklamaya uğrayan şey ise red light district. . 2024 yılına kadar bu bölge şehrin çok dışında olan bir yere taşınacak. En azından çalışmalar o yönde. red light district'teki çalışanlar ise bunun sadece bir oyalama olduğunu ve 2024 yılında yeni bir yerin açılmayacağını söylüyorlar. Gelelim bir diğer ilginç yasağa. bildiğiniz üzere sonra yıllarda konaklama hizmetleri oldukça arttı. bunlardan birisi de airbnb. belediye başkanı 2 mahallede komple bu hizmeti yasaklamış ve her semtte belirli sayıda airbnb sahibi olabileceğini şart koymuş. bu sistemde ev sahibi olmak isteyen hostlar başvuru ücreti olarak 600 euro ödeyecek ve host olarak kullanabilecekler eğer bölgede yeterli sayıda host yoksa. bölgede yeteri kadar host varsa para verseniz bile host olamıyorsunuz. insan bazen anlamakta güçlük çekiyor, amsterdam gibi turistik bir şehir neden el birliğiyle yok edilir ve kimse buna ses çıkartmaz? garip değil mi?
(bkz: sigara)

yani iilk kim bir bitkiyi kurutayım, sonra ince bir şeye sarıp yakayım ve çıkan dumanı da içime çekeyim diye düşündü ve nasıl yaptı?
mutlu olmalarıdır. dinleme alışkanlıklarının olmaması, fanatizm gibi özellikler de görülebilir.
reha muhtar'lar, mehmet ali erbil'ler, ibrahim tatlıses'ler derken malzemesi bol türk televizyon tarihinin en unutulmayan anlarıdır. benim için listenin bir numarasında hakan taşıyan'ın şebnem kısaparmak'ın kanal 7'deki programına sarhoş çıkması var. *

(bkz: hadi kafamıza göre bir şey yapalım)

o kilitler açılsın lütfen
(bkz: çorap)
(bkz: kundura)
(bkz: takım elbise)
gün ilerledikçe çileye döner bu üçlüyü giymiş olmak. çıkardığın andaki mutluluk ise paha biçilemez.