steinbeck'in, büyük bunalım zamanında george ve lennie isimli iki arkadaşın başına gelen trajik olayları anlatan kitabı. çocuk kalbimin hikayeyi kaldırabilecek ağırlığa erişmesini bekleyerek ne kadar doğru bir hareket yapmışım.fareler ve insanlar - minyonum-diye-mi-ShYsH
kabul edilse de edilmese de; davranış bozukluğu olan ve ilgi açlığı çeken kişilerdir. şirin bulanı da vardır, ağızlarına tuvalet terliğiyle vurma arzusuyla yanıp tutuşan da.
yağmur başlamış, zaten yayasın zor korunuyorsun şemsiyenle, hiç bir şeyden haberin yok kaldırımda hızlı hızlı yürüyorsun tam o esnada bir arabanın yanından hızlıca geçmesiyle yoldaki bütün suyla sana duş aldırması olayıdır, hayır ben anlamıyorum anlayan var ise bana da söylesin yağmur başladığında bu sürücüler neden panik olup birden hızlı sürmeye başlıyorlar , hadi biz yaya olarak ıslanıyoruz bir an önce eve gidelim diyoruz size ne oluyor ıslanma ihtimaliniz de yok, çok ilginç gerçekten
genelde içerken sosyalleşenlerdenim. turist olarak gittiğim yerde insanlarla tanışıp arkadaşlık kurduğum oluyor. tabi ilgi alanıma karşı cins (bkz: kadınlar) girince genelde bu sohbet arkadaşlığa onlarla birlikte dönüşüyor. ihracat yapan bir firmada olduğum için de çoğu zaman iş dolayısıyla farklı kültürden insanlarla arkadaşlıklar kuruyorum.
sosyal medyayı da kullananlar var tabi ama yurtdışında tanışmalar türkiyedeki gibi önyargı ve soğuklukla karşılanmadığı için yüzyüze tanışmalar daha iyi ve kolay geliyor bana. sadece içerek değil içmeden de sosyalleşip tanışmak isterim, bunu da deneyeceğim :)
sadece karşı cinsle değil kendi cinsimle de tanışmak ve arkadaş olmak isterim tabi eş-cinsel ön-yargısıyla yaklaşılması muhtemel olur diye de kaygılanmıyor değilim.
yapmaktan da dinlemekten de keyif aldığım bir husustur bu. sizler yurtdışından insanlarla nasıl tanışıyorsunuz?
(bu dahil bütün genellemeler yanlıştır)

benim başıma gelen hala olaylarından sonra varlığından emin olduğum hadisedir. cazgır kimi zaman yetersiz bile kalıyor. doğru tanım bütün halalar mı cadaloz ya olmalı!

siz de yarın öbür gün bir "hala" ile karşılaşırsanız aklınızın köşesinde bu entry bulunsun derim.
bağlaç ve eklerin kullanımını da geçtim herkez ve yanlız yazmayın artık diye isyan ettiren durum akabinde gerçekleşendir.
mutlu olmalarıdır. dinleme alışkanlıklarının olmaması, fanatizm gibi özellikler de görülebilir.
başlığın daha uzunca hali "daha genç gözükmek ve kırışıklıklarını ortadan kaldırmak için botoks yaptıran insanların ağzının burnunun dayak yemiş şekle dönmesi" olacaktır. (bkz: karakter sınırı sebebiyle yazamadıklarımız)

insanların doğuştan gelen özellikleri ile dalga geçmem ve geçenin çarpılacağına inanırım (çarpılmazlarsa da ben çarparım!). bununla beraber daha güzel ve daha genç (ve belki de daha ebesinin nikahı) gözükmek için botoks yaptırıp görüntüsünü değiştirme girişiminde bulunan insanlarla dalga geçerim.

mesela bu arkadaşların yanakları da yılan zehrinin etkisi ile şiştiği için sanki ağızlarına top sokmuş gibi yuvarlayarak konuşurlar ve ben de kendi içimden bunu tiye alırım. (hatta baya maytap geçer, eğlenirim)

hatta bazıları bildiğin dayak yemişe döner, buradaki dayaktan kastım yüzün gözün morarması değil alınan darbelerin etkisi ile yüzün şişmesidir. hatta bu zehrin zaman içerisinde azaldığını ve birkaç etap zehrin enjeksiyounun da yenilendiği bilgisi tarafımda mevzuttur. (dayak yemeye doyamamak gibi bir şey olmalı bu)

velhasıl günümüz insanının başkasının gözündeki yansımasına aşık olmasını sağlamak için yaptığı botoks ve türevi yüz şişiren ve gerdiren cerrahi müdahalelere karşıyım. fırsatını bulduğumda alaya alırım ve yüzüne karşı da hiç çekinmeden şakkadanak diye eleştirimi söylerim.
bugünlerde konuştuğum herkes kripto ekonomi uzmanı oldu nedense. işin içinde olmayan biri olarak benim dahi yaşanan düşüşten haberim oldu. kullanan, kÂr edeniniz vardır eminim ancak genele bakarak konuşuyorum; her şey gibi bunda da kulaktan dolma laflarla, bilgilerle zengin olunamayacağı aşikar. bakkal hüseyin abi bile ''ripple davası bi sonuçlansın zenginiz.'' tadında bir konuşma yaptı bugün. köstekli saatinle vedalaş eski kafalı kardeşim diyebilirsiniz belki ama halihazırda milyoner değilseniz veya şansınız çoook yaver gitmezse büyük paralar kazanmak loto tutturmak kadar uzakta görünüyor gözüme.
Ya insana doymuş, yada o toplara hiç girmemiş insanlardır. Kafaları rahattır.