Benim hatırladığım ilk şey kafamı sehpanın kenarına vurmam. Ne salakmışım lan.
Halikarnas balikcisi aganta burina burinata okudugum en güzel kitaptır diyebilirim.(bkz: yol hikayeleri)
Alınacak/hazırlanacak, artık ne derseniz diyin..
Benim için oldukça zor olandır.
Annem otostop çektiğimi duysa kalp krizi geçirebilir.
Annem otostop çektiğimi duysa kalp krizi geçirebilir.
ağva'dan doğuya doğru 5 km devam ettiğinizde karadeniz kıyısında , kalkerli kayaları suyun aşındırmasıyla oluşmuş güzel şekillere sahip koylar topluluğu.
kilimli restoranı sorsanız zaten size çoğu kişi yolu tarif edecektir.
restoranın önüne geldiğinizde yol sağa ve sola olmak üzere 2 ye ayrılıyor. (yolunuz restorana gitmesin çünkü 1.5lt su 5 lira)
sağ tarafta 2017 yılı itibariyle ; eğer çadırınızı sahile kurarsanız 20 lira , çadır alanına kurarsanız 30 lira isteyen bir işletme mevcut.
restoranın sağından devam edip sıkı bir patikayı takip ederseniz. 20-30 metrekarelik bir kaya parçasının üzerinde çadırınızı kurabilirsiniz. buranın avantajı manzarası çok iyi fakat çok dar bir alan . ne rahatsız etmek ne de edilmek istenenlerin konaklamak isteyebileceği bir yer değil,sabah burada keçilerle karşılaşmanız olası.
restorandan önceki çöp konteynerlerinin yanından sola doğru devam ederseniz arabanızı 20 metre aşağıya getirebilirsiniz.oradan sonra patikadan yaya olarak devam etmelisiniz.
patikayı bitirdikten sonra yine karşınıza sırasıyla 2 tane güzel manzaralı fakat ufak bir kaya parçaları çıkacak .
bu patikaları geçtikten sonra ,denizin aşındırmasıyla çok tatlı antik yollara benzeyen bir patika yol oluşmuş buradan dikkat edip aşağılara yuvarlanmadan sol tarafa devam edebilirsiniz.
antik roma yolu tadındaki köprüden geçtikten sonra geniş alan arayanlara güzel bir kosmos açılıyor. Bu açık alanda çadırı istediğiniz her yere kurabilirsiniz fakat bir kaç tavsiye vermek gerekirse ;
-köprü bitiminde hemen sol tarafa( alan (-) manzara (+) )
-köprünün bitiminde ki hafif yokuşu çıktıktan sonra 1.ve 2. tepelere ( alan (-) manzara (+) )
-3. ve 4. tepe arasında ki baya geniş olan aralığa ( alan (+) manzara (+) )
-ileride ki tepelere kurabilirsiniz yine. ( alan (-) manzara (+) )
buralarda hiç ağaç olmadığı için yaz aylarında saat 7 de güneşi baya baya yersiniz saat 6 dan sonra hava serinler ve 8 gibi güneş batar.bizim gibi güneş sevmeyenler ; köprüyü geçtikten sonra 200 metre devam edip sola giden patikayı takip ederek ağaçlıklı alanın doğu kısmına çadırlarını kurabilirler. bu gölge açısından sizi sadece 11 e kadar idare edecektir , hava serinleyene kadar ormana kaçabilir ve ya denize girebilirsiniz.denize girmek için köprüyü geçtikten sonra hemen sağdaki yerden aşağıya inip yüzebilirsiniz. eğer derseniz ki ben dik yokuş severim , 4. ve 5. tepe arasında da akvaryum kıvamında ki koya inebilirsiniz.
tavsiyeler;
alan açık olduğu için ; gölgelik getirmenizde fayda var.
deniz bu alanı iyi besliyor ve çiğ oluşuyor. bu yüzden odunları testere ile daha rahat kesebilirsiniz.
yüksek seste müzik açarak ve bağırarak çevredeki insanları rahatsız etmemenizde fayda var.
kilimli restoranı sorsanız zaten size çoğu kişi yolu tarif edecektir.
restoranın önüne geldiğinizde yol sağa ve sola olmak üzere 2 ye ayrılıyor. (yolunuz restorana gitmesin çünkü 1.5lt su 5 lira)
sağ tarafta 2017 yılı itibariyle ; eğer çadırınızı sahile kurarsanız 20 lira , çadır alanına kurarsanız 30 lira isteyen bir işletme mevcut.
restoranın sağından devam edip sıkı bir patikayı takip ederseniz. 20-30 metrekarelik bir kaya parçasının üzerinde çadırınızı kurabilirsiniz. buranın avantajı manzarası çok iyi fakat çok dar bir alan . ne rahatsız etmek ne de edilmek istenenlerin konaklamak isteyebileceği bir yer değil,sabah burada keçilerle karşılaşmanız olası.
restorandan önceki çöp konteynerlerinin yanından sola doğru devam ederseniz arabanızı 20 metre aşağıya getirebilirsiniz.oradan sonra patikadan yaya olarak devam etmelisiniz.
patikayı bitirdikten sonra yine karşınıza sırasıyla 2 tane güzel manzaralı fakat ufak bir kaya parçaları çıkacak .
bu patikaları geçtikten sonra ,denizin aşındırmasıyla çok tatlı antik yollara benzeyen bir patika yol oluşmuş buradan dikkat edip aşağılara yuvarlanmadan sol tarafa devam edebilirsiniz.
antik roma yolu tadındaki köprüden geçtikten sonra geniş alan arayanlara güzel bir kosmos açılıyor. Bu açık alanda çadırı istediğiniz her yere kurabilirsiniz fakat bir kaç tavsiye vermek gerekirse ;
-köprü bitiminde hemen sol tarafa( alan (-) manzara (+) )
-köprünün bitiminde ki hafif yokuşu çıktıktan sonra 1.ve 2. tepelere ( alan (-) manzara (+) )
-3. ve 4. tepe arasında ki baya geniş olan aralığa ( alan (+) manzara (+) )
-ileride ki tepelere kurabilirsiniz yine. ( alan (-) manzara (+) )
buralarda hiç ağaç olmadığı için yaz aylarında saat 7 de güneşi baya baya yersiniz saat 6 dan sonra hava serinler ve 8 gibi güneş batar.bizim gibi güneş sevmeyenler ; köprüyü geçtikten sonra 200 metre devam edip sola giden patikayı takip ederek ağaçlıklı alanın doğu kısmına çadırlarını kurabilirler. bu gölge açısından sizi sadece 11 e kadar idare edecektir , hava serinleyene kadar ormana kaçabilir ve ya denize girebilirsiniz.denize girmek için köprüyü geçtikten sonra hemen sağdaki yerden aşağıya inip yüzebilirsiniz. eğer derseniz ki ben dik yokuş severim , 4. ve 5. tepe arasında da akvaryum kıvamında ki koya inebilirsiniz.
tavsiyeler;
alan açık olduğu için ; gölgelik getirmenizde fayda var.
deniz bu alanı iyi besliyor ve çiğ oluşuyor. bu yüzden odunları testere ile daha rahat kesebilirsiniz.
yüksek seste müzik açarak ve bağırarak çevredeki insanları rahatsız etmemenizde fayda var.
Facebook'ta dünyanın en büyük ikinci ateist sayfasıdır.
kültürel sosyal medya sloganıyla yola çıkan application. ios ve android kullanan gezginlerin başucunda olmalı.
mor ve ötesi grubunun 2004 yılında çıkarmış olduğu "dünya yalan söylüyor" albümünde bulunan efsanevi şarkı
sözleri de şöyledir:
bir derdim var artık tutamam içimde
gitsem nereye kadar, kalsam neye yarar
hiç anlatamadım, hiç anlamadılar
herkes neden düşman, herkes neden düşman
unuttuk hepsini, nuhun nefesini
gelme yanıma sen başkasın ben başka
bir derdim var artık tutamam içimde
gitsem nereye kadar, kalsam neye yarar
hiç anlatamadım, hiç anlamadılar
bak bu son perde oyun yok bundan sonra
işık yok hiç bir şey yok, yok, yok, yok
bir derdim var artık tutamam içimde
bir derdim var artık tutamam içimde
sözleri de şöyledir:
bir derdim var artık tutamam içimde
gitsem nereye kadar, kalsam neye yarar
hiç anlatamadım, hiç anlamadılar
herkes neden düşman, herkes neden düşman
unuttuk hepsini, nuhun nefesini
gelme yanıma sen başkasın ben başka
bir derdim var artık tutamam içimde
gitsem nereye kadar, kalsam neye yarar
hiç anlatamadım, hiç anlamadılar
bak bu son perde oyun yok bundan sonra
işık yok hiç bir şey yok, yok, yok, yok
bir derdim var artık tutamam içimde
bir derdim var artık tutamam içimde
türkçe boulogne ormanı diyebiliriz. eiffel kulesine en yakın ve genelde turistlerin pek bilmediği kocaman ve inanılmaz yeşil bir parktır. içerisinde bir göl var ki o manzarada çimlere uzanıp dinlenmek paha biçilemez, parisin kalabalığından çıkıp bir anda kendinizi trekking parkuru vari orman ve yeşilin bir olduğu yerde bulmak inanın bana çok güzel. paris teki muette bölgesinde bulunur eiffelin batısında kalır. içerisinde farklı isimde bir çok orman ve park bulundurur. öyle güzel ve sakindir ki, orası şuan bizde olsa mangaldan adım atacak yer kalmazdı diyebileceğim bir yer.
böyle bir olay olabilir mi acaba diye araştırdım. gerçekten böyle şeyler bizim ülkemizde olabiliyormuş. şaşırmamak lazım.
haber
edit: adres hatası düzeltme
haber
edit: adres hatası düzeltme