Cahit Arf, Türk matematikçi ve bilim insanı. TÜBİTAK Bilim Kolu eski başkanı. 1948'de İnönü Ödülü'nü, 1974'de TÜBİTAK Bilim Ödülü'nü kazanmıştır.
Tabuları yıkan bir kadının yaşam öyküsü. Döneminin komünist rejiminde seks ve aşka dair bir kitap çıkarma mücadelesi veren seksolog. Kadının da cinsellikte orgazm olabilmesinin yolu olduğu ve zevk almanın sadece erkeklere ait bir şey olmadığını anlatmaya çalışmaktadır. Fazlasıyla kaliteli bir film çıkmış ortaya. Cinselliğe dair düşüncelerimi etkilediğini söylemeliyim.
Philip David Charles Collins, veya genel olarak bilinen adıyla Phil Collins, 30 Ocak 1951 tarihli Chiswick, Londra, İngiltere doğumlu pop/rock müzisyeni, aktör ve baterist. Collins aynı zamanda ünlü rock grubu Genesis'in vokalisti ve bateristi olarak da tanınmaktadır.
yurt dışı şehir isimli kıyafet giyimi ülkemizde yaygın. benim tercihim ülkemin şehirleri.
(parantez) bir gezginin sahip olmasının kendisine yakışacağını düşündüğüm giysidir. bir klasik olarak kabul edilebilir.
şahsım adına hayatımın önemli bir bölümünün geçtiği şehir isimli kıyafet giymenin bir çeşit onur olduğunu iddia edebilirim. örneğin ankara'da 5 sene kaldım ve ankara baskılı kıyafetin oradaki acı/tatlı günlerimi hatırlatması/anımsatması güzel bir his.
(parantez) bir gezginin sahip olmasının kendisine yakışacağını düşündüğüm giysidir. bir klasik olarak kabul edilebilir.
şahsım adına hayatımın önemli bir bölümünün geçtiği şehir isimli kıyafet giymenin bir çeşit onur olduğunu iddia edebilirim. örneğin ankara'da 5 sene kaldım ve ankara baskılı kıyafetin oradaki acı/tatlı günlerimi hatırlatması/anımsatması güzel bir his.
İri uzun yapraklı Dieffenbachia da kolay bakımlı ev arkadaşlarımızdan. Güneş ışığını seven ve ışık gören yapraklarını ona doğru uzatan bitkimizi haftada bir çevirmeyi ihmal etmemeliyiz.
Uzun yeşil yapraklı, beyaz çiçekli bir zambak türü olan Spathiphyllyum, bakımı kolay fakat biraz da hassas bir bitkidir. Bahar aylarında çiçek açan, yüksek sıcaklığı da soğuğu da pek sevmeyen bir bitkidir.
Yasal olmayan bahis sitesidir.
ilk duyduğumda şaşırdığım bir bilgi olarak; hepimizin tanıdığı o tütün devi firmanın kurucusu olan philip morris'in manisa doğumlu bir yahudi olduğunu öğrendim.
1855'te manisa osmanlı imparatorluğu'nda, yoksul bir yahudi ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. 9 yaşında difteri hastalığına yakalandı. sinasi isminde bir müslüman hekim tarafından tedavi edildi ve sağlığına kavuştu. ardından annesi ve babası doktora şükranlarını belirtmek adına sinasi ismini vermişler çocuğa.
garafollo adında tütün ticareti yapan zengin bir yunan onu sevdi ve yanına çırak olarak aldı. şinasi otuz yaşına gelene kadar garafollo'nun yanında kaldı ve bu süreçte tütün ticareti konusunda kendisini geliştirme fırsatı buldu. daha sonra da garafollo'nun kendisine verdiği 25 bin dolar borç parayla amerika birleşik devletleri'ne gitti.
----moris sinasi milletlerarası cocuk hastanesi----
1928 yılında hayatını kaybeden moris sinasi servetinin 1 milyon dolarını doğup büyüdüğü manisa'da bir çocuk hastanesinin kurulması için bağışladı. bu miktarın 800 bin doları abd borsasına yatırıldı, geri kalan 200 bin dolarla da hastane inşa edildi ve tıbbi ihtiyaçları karşılandı. 15 ağustos 1933 tarihinde ise düzenlenen bir törenle hastane açılışı yapıldı. kendisinin yakılan bedenine ait külleri ise hastane duvarındaki "moris sinasi’nin doğduğu şehre hediyesidir" ibaresinin bulunduğu anı plakasının arkasına gömüldü. günümüzde abd borsasındaki gelirin bir kısmı her yıl düzenli olarak hastaneye bağışlanmaktadır. hastane, manisa merkez ffendi devlet hastanesi bünyesinde "morris sinasi cocuk kliniği ve hizmet binası" adı altında halen daha hizmet vermektedir.
1855'te manisa osmanlı imparatorluğu'nda, yoksul bir yahudi ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. 9 yaşında difteri hastalığına yakalandı. sinasi isminde bir müslüman hekim tarafından tedavi edildi ve sağlığına kavuştu. ardından annesi ve babası doktora şükranlarını belirtmek adına sinasi ismini vermişler çocuğa.
garafollo adında tütün ticareti yapan zengin bir yunan onu sevdi ve yanına çırak olarak aldı. şinasi otuz yaşına gelene kadar garafollo'nun yanında kaldı ve bu süreçte tütün ticareti konusunda kendisini geliştirme fırsatı buldu. daha sonra da garafollo'nun kendisine verdiği 25 bin dolar borç parayla amerika birleşik devletleri'ne gitti.
----moris sinasi milletlerarası cocuk hastanesi----
1928 yılında hayatını kaybeden moris sinasi servetinin 1 milyon dolarını doğup büyüdüğü manisa'da bir çocuk hastanesinin kurulması için bağışladı. bu miktarın 800 bin doları abd borsasına yatırıldı, geri kalan 200 bin dolarla da hastane inşa edildi ve tıbbi ihtiyaçları karşılandı. 15 ağustos 1933 tarihinde ise düzenlenen bir törenle hastane açılışı yapıldı. kendisinin yakılan bedenine ait külleri ise hastane duvarındaki "moris sinasi’nin doğduğu şehre hediyesidir" ibaresinin bulunduğu anı plakasının arkasına gömüldü. günümüzde abd borsasındaki gelirin bir kısmı her yıl düzenli olarak hastaneye bağışlanmaktadır. hastane, manisa merkez ffendi devlet hastanesi bünyesinde "morris sinasi cocuk kliniği ve hizmet binası" adı altında halen daha hizmet vermektedir.
katıldığım organ bağışı seminerinde doçent doktor tatrafından bizzatihi yalanlanan, dünyanın hiçbir yerinde kriminal vaka olarak kaydı bulunmayan üfürük böbrek çalınması hadisedir.
bu dedikodu o denli kuvvetli ki norveç'e bile gitseniz duyabiliyorsunuz. (norveç sallanmamıştır, orada bulunan kişi tarafından onaylanmıştır.)
öncelikle imkansızlıkları sıralayalım:
- o kadar buzu nereden temin ediyorsun?
- otelde ameliyathane koşulları mı yaratılmış? ne bu netflix dizisi mi daha kötüsü mucize doktor mu?
- bu adam o kadar buzun arasında hipotermi geçirmiyor mu?
- daha basiti bu buzlar erimiyor mu?
- bu olayı hiç duyan gören yok?
- küvet ne alaka, adama abdest aldırıp mı ameliyat ettiniz?
- bildiğim kadarı ameliyat öncesi bilmem kaç saat aç kalınması su bile içilmemesi gerekiyor, adam önceki gece alkol almıştı ve sarhoş edilmişti hani?
- adamın eline kağıdı ve telefonu tutturdun da adam ikisini de uyurken düşürmedi?
- adam kağıdı düşürmedi onu geçtim kağıt ıslanmadı da üzerinde "911'i ara" yazısı ıslanıp silinmedi yani?
- hayır böbreği aldın diğer hasta hazırda bekliyordu gittin böbreği ona bağladın? musluk mu takıyorsun kardeşim bu vanayı aç kapa yapar gibi ameliyat yapıyorsun?
vs vs
siz siz olun, gerçekliği ispat edilmemiş, kıçıkırık ve asparagas olduğu arşa tırmanmış hikayeciklere inanmayın.
bu dedikodu o denli kuvvetli ki norveç'e bile gitseniz duyabiliyorsunuz. (norveç sallanmamıştır, orada bulunan kişi tarafından onaylanmıştır.)
öncelikle imkansızlıkları sıralayalım:
- o kadar buzu nereden temin ediyorsun?
- otelde ameliyathane koşulları mı yaratılmış? ne bu netflix dizisi mi daha kötüsü mucize doktor mu?
- bu adam o kadar buzun arasında hipotermi geçirmiyor mu?
- daha basiti bu buzlar erimiyor mu?
- bu olayı hiç duyan gören yok?
- küvet ne alaka, adama abdest aldırıp mı ameliyat ettiniz?
- bildiğim kadarı ameliyat öncesi bilmem kaç saat aç kalınması su bile içilmemesi gerekiyor, adam önceki gece alkol almıştı ve sarhoş edilmişti hani?
- adamın eline kağıdı ve telefonu tutturdun da adam ikisini de uyurken düşürmedi?
- adam kağıdı düşürmedi onu geçtim kağıt ıslanmadı da üzerinde "911'i ara" yazısı ıslanıp silinmedi yani?
- hayır böbreği aldın diğer hasta hazırda bekliyordu gittin böbreği ona bağladın? musluk mu takıyorsun kardeşim bu vanayı aç kapa yapar gibi ameliyat yapıyorsun?
vs vs
siz siz olun, gerçekliği ispat edilmemiş, kıçıkırık ve asparagas olduğu arşa tırmanmış hikayeciklere inanmayın.
Türk edebiyatının yeni isimlerinden birisidir. bangır bangır ferdi çalıyor evde ile başladığı yazarlık serüvenine olduğu kadar güzeldik ile devam etmiş ve ardından birçok güzel kitaba imza atmıştır.