İnterrail türkiye facebook grubunda yaşanan en duygu dolu, en nefesleri tuttuğumuz postları, anıları burada paylaşmak istedim.

Konsoloslukta tutulan 2 arkadaş için binlerce kişi sürekli konsolosluğu arayıp, twitterdan gündem yaratıp onların ülkeye alınmalarını sağlamıştı. Yolda kalan bir grup arkadaş için tee kaç km öteden insanlar yola çıkıp onları bulmaya çalışmışlardı. Yurt dışında bir arkadaş kapısının zorlandığını söylemişti de herkes seferber olup yanında olmaya çalışmıştı. Daha neler neler var da diğer arkadaşlara da kalsın bir şeyler. Aklıma geldikçe editlerim.
Sizleri seviyorum çocuklar.
(bkz: engin günaydın)’ın (bkz: yeraltı) filmindeki tiradı efsaneler arasındadır. Konuşması şöyledir:

Sevgili Generalim Cevdet Bey! Pardon, Cevat Bey ve kadirşinas yalakaları!

Şunu iyi bilin ki; gösteriş budalası insanlardan, gösterişli laflardan, gösterişin kendisinden hiç hoşlanmam! Bu, bir… Kibirden, kendini beğenmişlikten, “Bütün bu dağları ben yarattım” havalarından, süslü kişiliklerden nefret ederim! Bu, iki… Yalakalardan, yalakalıktan, yalakaca edilmiş laflardan ve davranışlardan da nefret ederim! Bu, üç…

Dördüncüsü… Gerçeği, içtenliği ve samimiyeti çok severim. Ve Dostoyevski’nin dediği gibi; gerçeğin, her şeyin üstünde, zavallı egoların bile üstünde tutulmasını isterim. Arkadaşlığın, karşılıklı, açık sözlü ve yalansız olanı için canımı veririm! Evet buna bayılırım Sayın Generalim! Arkadaşlık, hassaslık ve incelik isteyen bir iştir; öyle kabalığa, özensizliğe, alaycılığa gelmez!

Daha ne söyleyecektim… Neyse, niye uzatıyorum ki? Yine de şerefinize Sayın Generalim! Güle güle gidin İstanbul’a. O kahpe Bizans’ı bizim için fethedin! Oradan da sürün atınızı batıya, Viyana’ya. Nobel’di, Oscar’dı ne bulursanız getirin Ankara’ya!

Şerefinize Sayın Generalim! Şerefinize!

Mükemmel sahneyi İzlemeniz için Tıklayın
oyunu oynayanlar bilirler oyuna özel bazı futbolcular var özelliklerine bakmadan çılgın performans gösteren.sene 2017 hala şu oyunu oynuyorum sıkılmadan.ben bi takım kuracak şekilde yazayım da 4-4-2 şeklinde.

gk - kasper schmeichel
dr - dani alves(yada glen johnson)
dl - wayne bride(yada de la cuesta)
dc - gabriel milito(yada michael dawson)
dc - nicolas burdisso
mr - toledo robson(yada aaron lennon)
ml - alex de souza(yada timon van leeuwen)
amc - diego
dmc - matteo brighi(yada manuele blasi)
fc - kakalov
fc - todorov(yada robinho)
öncelikle koh rong nerede diye merak edenlerle başlayalım. Kamboçya'nın batısında ufak bir ada. Bundan 15 sene evvel Bora isminde bir Türk kamboçyalı bir kıza aşık oluyor. Ne yapalım ne edelim derken aşkı için Türkiye'den kamboçya'ya taşınıyor. E tabiki aşk da bir yere kadar, karın dıyurmuyor. Ne iş yaparım nerden para kazanırım derdine düşünce aklına şu fikir geliyor. 'ufak bir bot kiralayayım, bu botla da kamboçya anakaraya gelen turistleri yakınlardaki bakir adalara götürüp gezdireyim''. Ama sorun şu ki, kendisi de aslında bir turist. Gezdirdiği turistlerle beraber kamboçya adalarını keşfediyor. Keşfettiği adalarda turizime kapalı, sadece 50-100 kişilik yerel halkın yaşadığı el değmemiş cennet gibi adalar. Turistlerin ilgisini görünce, kendisi de beğenince, bu el değmemiş adalara taşınıyor. adada ilk önce küçük bir kafe, sonra zamanla bir restorant, sonrasında bir hostel, en sonunda bir otel açıyor. Bot sayısını arttırıyor ve kendi adasına turistleri taşıyarak, kendi işletmelerinde ağırlıyor. Uzun lafın kısası adam sıfırdan bir turizm adası yaratıyor. Bugün Koh Rong adası Kamboçya'nın en çok turist çeken yerlerinden birisi. Hatta Kamboçya hükümeti, sen bu işi iyi becerdin diyerek adanın elektrik, su dağıtım işlerini de bizim bora'ya devrediyor. Küçük bir krallık kuruyor. Ben gittiğimde adada değildi, görüşme şansını kaçırdım. ama adadaki diğer türkler tarafından anlatılan efsane hikaye böyle dilden dile dolaşıyor. (100 e yakın Türk yaşıyor orada, çoğu Bora'nın işletmelerinde çalışıyor )
Benim şahit olduğum en efsane post goygoyrail’de arkadaşımızın hesabını çalan şahsın başka bir arkadaşımızı bimeks indirim kodu vaadiyle dolandırması. Orda geçen diyaloglar. Uzun süre makara malzemesi vermişti. Hala aklıma geldikçe gülerim.
İnterrail Türkiye gruplarında yer alan ve insanların duygularıyla oynayarak kendi menfaatleri doğrultusunda çıkar sağlayan kişilerdir.

En büyük vurgunu yanılmıyorsam, 2016 yılında kendini borsacı olarak tanıtan ve tüm ekibin sempatisini kazanan aziz adlı kişi yapmıştır.
bu olay bana çok ilginç gelmiştir hep, ülke içinde havalı ve prestijli mesleği vardır ama yurtdışında sıradan biri haline gelir . (bkz: avukat)