Bunalıp olduğu yerde bırakıp gezmeye tek başıma devam edeceğim arkadaş tipidir. Gezmeyi sevmiyorsa geride kalıp sessizce ölebilir. Ardıma dönüp bakmam bile.
Her şeyi planlarsınız. Didik didik harita açılır öne parasal mevzular filan ayarlamaya sonra tarih ve rota hesabı yapıldıktan sonra çıkılan yolculuk. Hiçbir şey bunun kadar değerli değil. O kadar plan yaptık ama şuana kadar 2 kez gerçekleştirdim ama 2 si de birbirinden kıymetli ve o duyguyla o heyecanla yapılan en boktan iş bile insana o kadar zevk veriyor ki bunları yaşamak çok şey katıyor. Teşekkürler hayat.
benim için lise arkadaşlığı açık ara daha önde, belki yatılı okumamın da bunda etkisi vardır ama lisede populasyonun daha az olmasından dolayı daha samimi arkadaşlıklar kuruluyor, üniversitede bir gördüğünü bir daha ara ki bulasın
bir kere sevgiliniz, arkadaşınız bu ya da şu valizi kullanıyorsa arkanıza bakmadan uzaklaşın kendisinden. hatta bir gezginin kalitesiz olduğunu gösteren detaylar adlı başlığa sığdırılabilecek bir hadise.

hapse giren, askere ya da memlekete giden bu valizlerle gidiyor. kızılay mı dağıtıyor anlamadım. bu direkt kalite göstergesidir bence. askere giden kalitesizdir demiyorum. anadolu evladı garibanlıktan bunu kullanıyordur da bir arkadaşınız tatile giderken yanına bu valizi alıyorsa direkt sıkıntı
genelde içerken sosyalleşenlerdenim. turist olarak gittiğim yerde insanlarla tanışıp arkadaşlık kurduğum oluyor. tabi ilgi alanıma karşı cins (bkz: kadınlar) girince genelde bu sohbet arkadaşlığa onlarla birlikte dönüşüyor. ihracat yapan bir firmada olduğum için de çoğu zaman iş dolayısıyla farklı kültürden insanlarla arkadaşlıklar kuruyorum.
sosyal medyayı da kullananlar var tabi ama yurtdışında tanışmalar türkiyedeki gibi önyargı ve soğuklukla karşılanmadığı için yüzyüze tanışmalar daha iyi ve kolay geliyor bana. sadece içerek değil içmeden de sosyalleşip tanışmak isterim, bunu da deneyeceğim :)
sadece karşı cinsle değil kendi cinsimle de tanışmak ve arkadaş olmak isterim tabi eş-cinsel ön-yargısıyla yaklaşılması muhtemel olur diye de kaygılanmıyor değilim.
yapmaktan da dinlemekten de keyif aldığım bir husustur bu. sizler yurtdışından insanlarla nasıl tanışıyorsunuz?
sözlük içi likya yoluna özel trekking arkadaşı bulma veri tabanıdır.

bu yolu yürümek isteyenler yasak sonrası planlarım için girdime cevap verebilir yada bana mesaj atabilir.herkese bol yürüyüşlü günler.
Uzun yıllar boyunca " abi bana değil bir arkadaşa lazım " repliğinin en çok kullanıldığı bir yerde çalışıyordum. Nerede çalıştığımla ilgili yazarsam belki sözlük kurallarına takılırım düşüncesi ile yazmıyorum. disleksi olduğum için kuralları okumaya inanılmaz üşeniyorum. yazdığım yazıları bile sonradan okumakta inanılmaz zorlanıyorum. neyse konuya giriyorum.

yine dükkanda bazı güçlendirici zamazingolar, rotar artırıcı spreyler ve plastik mecmua sattığım bir günde adamın birisi girip.
" abi hayırlı işler. şu çocuk olmasın diye bir şey varmış da ondan istiyorum " dedi
devamlı sattığımız için hemen kalkıp poşete attım kondomu.
" abi bunu kullanınca çocuk olmuyor değil mi " dedi
" yok kardeşim bir sıkıntı çıkmaz merak etme her zaman sattığımız kaliteli bir ürün " diyerek rahatlattım adamı.
" allah senden razı olsun"
o zamanlar dükkanın sabit telefonundan harici bir cep telefonu var. sipariş filan alırım diye yanımda taşıyorum.
gecenin saat 2 'sinde telefon acı acı çalmaya başladı. neyse telefonu açar açmaz " abi beni yaktın. hastanedeyim. ne verdin sen bana öyle " diye ağlamaklı acılı bir ses.
kim olduğunu ne olduğunu kavramaya çalışmakla şaşkınlığım sabaha kadar kavga ettiği için bir türlü uyku girmedi gözüme. ertesi gün bu feryat figan arkadaş dükkana geldi.
" abi beni yakıntın ya, dün verdiğin şeyi kullandım. sonra uyuduk. karın ağrısından uyuyamadım kıvrandım durdum. gece hastahaneye gidip karnımı yıkatırmak zorunda kaldım " dedi
adamın gripin gibi kondomu içtiğini tam da " karnımı yıkatma " dediği anda anladım.
orada geçirdiğim süre içresinde toplumun ne olduğunu, ne kadar eğitimsiz olduğunu kavramış bulunuyorum.
eğer sosyoloji ile ilgilenen arkadaş varsa tez konuları için müthiş bir kaynak nokta olduğunu söyleyebilirim.

şuan devam ettiğim kitabımda, o gece bu olayın kanıtı olan çocuğun hayatını kaleme almaya başladım. çocuk doğmadan mahalle kahvesinde dalga geçilen babanın oğlu tırtıklı ali'nin hikayesini yazmaya başladım.
belki ilerde o hikayeyi de buraya atarım.

önce eyitim.
karşıdaki kişinin durumunun kötülüğünden mi?, ihtiyacı olduğundan mı?, yoksa sizi yönetmesini veya zaaflarınızı iyi bildiğinden mi? bu soruları belki onlarca kez sorduğum dönemler oldu. Eğer böyle bir arkadaşınız varsa veya arkadaşlarınız yapabileceğiniz tek şey vardır. Hayatınızdan çıkarmak!!! Evet belki kestirip atmak, mücadele etmemek gibi görünüyor ama inanın bana sizden her zaman beklentisi olan bir kişi zaten arkadaşınız olmamalı. Ben yapmaya çalışıyorum %90'ını temizledim. Geriye kalan %10'u da çok kısa zamanda çıkaracağım. Sonrasında buraya tekrar yazarım.
Arkadaş ile olan ilişki ortama bağlıdır. Dost ise öyle değildir. Zamandan, ortamdan, durumdan bağımısız apayrı bir bağ vardır.
merhaba dostlar. cura sazımla beraber ege turuna çıkacağım. sokak müziği yaparak ve otostop ile ilerleyeceğim. lüks düşkünü olmayan, müziği seven, gezmeyi seven, çok uzun mesafeler yürüyebilecek bir yol arkadaşı arıyorum. enstruman çalması mühim değil ama çalarsa beraber müzik yaparak ilerleriz, harika olur.

t: ege turu için yol arkadaşı arayan bir gezgin başlığıdır.