sıdıka

çocukluğum, nostalji.

bu dizi yayınlandığı yıllar hayatımın en mutlu dönemleri miydi bilmiyorum ama tuhaf bir mutluluk yayıyor resmen. kışa denk gelen ramazanlar, babanın işten eve gelmesi vs.

evde otururken, başka bir iş yapıyor olsanız bile, açın sıdıka'yı, izlemeseniz de olur, yayılan o müthiş enerjiyi kesinlikle hissedeceksiniz. tanımlayamıyorum.

aynı şeyin tam tersini, yine aynı dönemlerde çekilmiş (bkz: çılgın bediş) isimli garabette hissedebilirsiniz.
“Kız Sıdıka, intahar edersen baban seni öldürür.” sözüyle aklıma kazınmış, dizisi de çekilmiş olan bir Atilla Atalay kitabı.
90'ların en samimi dizilerinden birisidir. Özellikle abisi samim resmen bir koca neslin aynası olmuştur. Ayrıca oyuncu kadrosunun da şuan bakılınca ne kadar kaliteli olduğu aşikardır. Dizide yaşar kurt bile yer almıştır.
Şimdiki samiyetsiz kim kimi dürttüğü belli olmayan tamamen insanları zenginliğe ve ahlaksızlığa iten dizilerin esir aldığı tvlerinin, sıcakcık yuvalarımız soktuğumuz çok samimi ve gerçek bizi anlatan bir dizidir.
füsun demirel'in "sus kız öyle deme abiye" repliği sanırım hiç aklımdan çıkmayacak. farklı ve çok keyifli bir diziydi.