mcdonalds'ın starbucks'a ayar verdiği reklamlar

maliyet tablosu ve özentilik üzerinden mcdonalds'ın starbucks'a çaktığı harika reklamlar. americanocu baristaya bayıldım.

şimdi reklamlar
ayar falan olmayan reklamdır. 1 liraya o zift gibi filtre kahveyi içeceğime 1 lirayı eritip içerim daha iyi.
leş gibi makina kahveleri ile fazla iddialı olan reklamdır. ha mc'in zaten neyi düzgün o da ayrı konudur.
Çok afedersiniz at boku içerim o kahveyi içmem.

türkiye’de amerika’daki gibi bir kahve kültürü olmadığı için çoğu kimse kahveden anlamıyor, bu sebepten ucuz olanı tercih ediyor.

Çok basit bir örnek vereceğim, çok yakın bir arkadaşımla burger king ve starbucks’ın yan yana olduğu bir yerde hangisine girelim diye tartışıyoruz diyor ki; “oğlum burger king’de kahve 3,5₺, starbucks’ta 7₺ ikiside bildiğin acı kahve neden iki katı para vereyim.”

Anlayacağınız kahve bizim ülkemizde acı su. Ki kahvesiyle övünen bir ülkeyiz.
son zamanlarda komik reklamlar popüler oldu sanırım. komik instagramcı havası yok mu şu sloganda "6 tl farkla üzerine çiçek çizebilirdik... siz istemediniz, biz yapmadık!"
eğlenceli ama keşke her şey bu kadar kolay olsa dediğim reklam. markalaşmak, ürüne artı değer katmak daha karlı kazanç elde etmek için de yol açıyor tabii ki. bir yatırım yapıyorsunuz ve bunun da karşılığını daha iyi bir kar marjıyla kapatıyorsunuz. şöyle düşünün: sirke, sadece yediğiniz elmanın kabuğuyla yapabileceğiniz çok basit bir fermente ürün. yeni yeni gelişen fermente ürün tüketimi artışıyla bunu şık sunumla yapan yerler çıktı. 4-5 şişe alıp 100 tl üstünde para veriyorsunuz. ne yani şöyle mi bakalım konuya? "ohoooo basit sirkeyi süslü bir şişeye koydu 100 tl'ye kakalamaya çalışıyor!" arkadaki emek ne olacak? üretimi seriye çevirme maliyeti, markalaşma maliyeti, tanıtım maliyeti, çalışan maliyeti, vergi yükü, kaybetme riski... adam demiş ki ben kahveciyim arkadaş, sana dünyanın dört bir yanından kahve getiriyorum, süslüyorum, doğru ısıda demliyorum, sadece kahve değil sosyal bir ortam da sunuyorum, maliyeti de bu. makineden kahve alıp bunu pis tahta masa-sandalyelerde sunmaya benzemiyor yani o iş. (kahve sevmem, fast food da sevmem)