iş mülakatı deneyimleri

Hayatımın ilk iş mülakat deneyimi için Vatan Computer ile görüşmeye gittim. Bi 10 dakika bekletildikten sonra bir odaya alındım. Elimde dect telefon önümde de bir bilgisayar ve skype bağlantısı. Mikrofonsuz bir bilgisayar konuşmayı dect üzerinden yapıyoruz her neyse, kendinizi tanıtın faslı konuşuldu güzel geçti sonra bir soru.
+Bilgisayarınız var ?
-Evet
+Özelliklerini sayar mısınız?
işte ben o özellikleri modellerini bilen ben İK'nın karşısına geçip,
- 2 GB ram 1 GB ekran kartı 500GB Hard disk eheh diye cevapladım.
O an işe giremeyeceğimi anlamıştım. Zaten sonrası biz sizi ararız ata sözü..

Hele daha dün bir mülakata girdim, konuş konuş en son ben sizden o enerjiyi alamadım dedi. Neymiş alerjim varmış o yüzden almıyormuş..
insanların çoğunlukla bocaladığı deneyimlerdir.
ilk iş mülakatı denemem bir start up şirkette oldu. nasıl resmiyim, nasıl gerginim anlatamam. etrafı komple cam, kocaman bir toplantı salonuna girdim, karşımda hayli ciddi iki adam oturuyor. klasik kendini tanıt, bizi tanıyor musun evresindeydik, tabii ben kendim hakkında salladıkça sallıyorum, beni tanıyan biri duysa yerlere yatar. neyse, bana kariyer hedeflerimi sordular ben de araya yaptığım projeleri falan sıkıştırarak anlatıyordum ki birden ikisi de gülmeye başladı. ama öyle böyle değil kahkaha atıyorlar. aha dedim kesin sıçtım, adamlar da dayanamadı. kıpkırmızı oldum kem küm ederek ehe noldu acaba dedim. karşımdaki gözlüklü abi, lan kızım bu ne ciddiyet aksjdhs al hadi al diyerek önüme bir paket jelibon (evet, jelibon) attı. meğer adamlar yarım saattir benimle eğlenmek için ciddi ciddi oturuyorlarmış. sonra bir yarım saat daha jelibon yiyip muhabbet etmiştik.
Ben öğrenciyken (Halen öğrenciyim) ilk iş deneyimim(20 yıldır işsizlikte işçiydim)olmaya aday yere girdiğimde çok ciddi bir tavırla ilk önce sekreter karşıladı (kendisinin Halen beyaz sarayla ilişkisi olduğunu düşünüyorum) dedi içeriye dedim pekala.
Belirtmek isterim okurken çalışmak daha zevkli oluyor ancak zorluğuysa sizi işin erbabı sanıp her haltı sormaları tanıdıklarınızın. Desenizde abi sadece ameleyim asla anlayamıyorsunuz neyse:
Abi yaz günü zaten ter basıyor bir dakika bekleyeceğiz avukat bey toplantıda dedi Halen kıl olduğum sekreter.Dedim bu ayaklara girdiyse sıçtık 15 Saniye sonra nasıl olduysa toplantı bitti girdim.mevzu basitti sorulanlar ise kendini tanıt:
Kimlik bilgilerini verdikten sonra ilgi alanlarına geçiş Evresinde oğlum kaç boşa terliyorsun sıçtın dediğim dakikalarda efendim kitap okumayı severim(o sene 3 kitap okumuştum 3 ü de Nietzsche idi) dediğim an arkamdaki koca kütüphane şeklinde kitaplığı fark etmem bir oldu dedim sıçtım.
Hangi yazarı okumayı seversin sorusunu duyunca daha büyük soçtığımı düşünmeye başladım ulan zaten okuduğum 3 kitap onların 3 ü de Nietzsche adam ateist sanacak diyip söylemek söylememek arasında giderken söyledim gitti.

Karşılık olarak arkandaki kitaplıktaki kitapların çoğunun Nietzsche olduğunu gösterince başladık konuşmaya 15 te girdiğim görüşmeden sanırım 17.20 civarı dükkanı beraber kapatarak çıktık işte o da böyle anımdı...en azından 20 yıldır tek işi aylaklık etmek olan için ilk deneyim önemlidir.
Nietzsche yi göz ardı etmeyin efendim kurtarabiliyor çoğu yerde sizi ,o günden bugüne çoğunu okumuşumdur.
birkaç yıl önce thy mülakatına gitmiştim. ingilizce mülakat sırasında sorulan soruya cevabım;

-so why do you want this job?
-well, i've always been really passionate about not starving to death.

edit: mülakatı geçmiştim fakat göz numaram 2'den yüksek olduğu için sağlık aşamasında bay bay dediler.
unutamadığım 2 tane mülakat anım var. 5-6 sene önce bir reklam şirketiyle görüşmeye gitmiştim. şirketin içinde çekim yapıldığı için bütün ekip odalara bölünmüştü ve büyük bir çoğunluğu da mülakat odasındaydı. alakalı - alakasız 15-20 insanın içinde mülakat yapmaya çalışıyorduk. birinin telefonu çalıyor, biri sonraki sahneye hazırlanıyor, birileri de görüşmeme katılıyordu. yani tam bir kaos anıydı. baya utandığımı ve bolca saçmaladığımı hatırlıyorum.

reklam şirketinden sonra üniversitede çalıştım. hayatımdaki en kısa mülakatımdır kendisi. bütün görüşmeler minimum 30 dakika sürüyordu ve biz dışarda bekleyenler meraktan çatlıyorduk. sıramın geldiğini söylediler, içeri girdim, özgeçmişim üzerinden birkaç soru soruldu ve mülakatı tamamladığımızı söylediler. bütün hepsi 8-9 dakikada gerçekleşmişti ve ben büyük bir şaşkınlıkla odadan çıktım. orada çalışanlar ve mülakat için bekleyenler de şaşkındı.

her iki işi de kaptım. reklam şirketinde 5-6 ay, üniversitede 2 sene çalıştım ve ikisinden de istifa ettim. tüm iş görüşmelerinde aşırı gerilirim ve yaşanan her şey negatifmiş gibi gelir; içeriye birinin girmesi, mülakatın bölünmesi, kısa sürmesi, uzun sürmesi vs vs.
bunların hiçbirinin mülakatımda etkili olmadığını kabullenene kadar birçok yerde çalışmam gerekti. bakalım sıradaki mülakatlar nasıl geçecek......