bozcaada

/ 5
bütttünnnn güzellikleri haricinde “çiçek pastanesi”nede kurabiye yemeden, kahvaltıda çeşit çeşit reçel denemeden dönülmemesi gereken fevkaladenin fevkinde adamız. çok özledim, umarım en yakın zamanda tekrar giderim
(bkz: biküçükeylülmeselesi) sayesinde güzel anılar biriktirmek istenilen, gitmek için yolları gözlenen ada. Tabi hala saf güzelliğiyle yakalanabilirse...
Feribottan inenin diniyor hasreti
Selamlıyor Venedik-Osmanlıdan yadigar kalesini
Çınarın altında veriliyor kahve molası
Genci,ihtiyarı,çalışanı,emeklisi
Yarleşip tertemiz bir pansiyona
Sevgiliyle olmanın tam zamanı burada
Yani Bozcaada’da…

(bkz: azz pınar)
metrelerce feribot kuyruğu olan ada, çanakkale merkez'den gitmek isterseniz en az 3 saat yemeniz gerekir. eskiye nispeten konaklama fiyatları ayyuka çıktı son zamanlarda, mevsimini doğru ayarlamak lazım gitmek için.

en yakın vakitte bağ bozumu şenliklerine gitmek istiyorum, amin.
Limanında gezinen küçük tatlı balıklar, çay bahçeleri, pastahaneleri, tertemiz denizi ve küçük tatlı yapılarıyla aklımdan çıkmayan ada.

Yaz ayları ya da resmi tatillerde gitmek yerine bağ bozumu festivalinin yapıldığı zaman gitmek daha güzel oluyor.
Şarapları , reçelleri , üzüm bağları , caz festivalleri, yerli halkı ile aşık olunası birde cardinal üzüm ve reçelini yemeniz ısrarla tavsiye olunur !
güneşin batışını izlemek için harika bir yer.
şaraplarınınsa fazlaca abartıldığını düşünmekteyim. 2 sene önce gittiğimde çeşit çeşit reçellerinden almıştım. sırf o çeşit çeşit reçeller için bile yeniden gidilebilir.

ada içerisinde toplu ulaşım vasat düzeyde. biz çok kısıtlı zamana sahip olduğumuz için iner inmez gün batımı turlarından birine katılmıştık. bir saat içinde adadaki bir iki yeri gezdirip (şarap evleri, beylik koyu vs) gün batımı ile baş başa bıraktılar bizi. güneş batar batmaz da apar topar kaldırıp hadi gidiyoruz dediler. neye uğradığımızı şaşırdık.

gün batımının en güzel izlendiği adanın batısındaki tepelere ulaşım biraz zor. adadakiler araçlarına otostopçu almayı sevmiyor. yürünmesine yürünür ama çok kısa bir yol değil. o kısma giden dolmuş sormuştuk ancak 2 sene öncesinde dolmuş yoktu.

burada yaşadığım en ilginç olaysa çadır atalım diye gittiğimiz koyda daha çadırlarımızı yeni sermeye başlamışken jandarmanın gelip bizi kovmaya çalışmasıydı. sonradan öğrendik ki ordaki kamping işletmesi sürekli çadır atılan koyları gözetliyor ve birileri geldiği zaman jandarmaya haber vererek kişileri zorla attırıyormuş. aslında kıyı kullanımı anayasal düzeyde hak ancak bu gözünü para bürümüş kampingciler hakkınızı kullanmanızı engellemek için ellerinden geleni yapmışlar. jandarmaya sormuştum, ne diye şikayet ediyorlar diye. çevreyi kirletiyorlar diye şikayet ediyorlar demişti. jandarma bizi zora sokmayın, emir kuluyuz sonra biz kötü oluyoruz diyince el mahkum topladık çadırları. peki dedik biz napcaz bu saatten sonra? onlar dediler jandarmanın karşısında otopark var oraya kurun çadırlarınızı. otopark! neyse en son el mahkum bir traktörün yanına çadır kurup akşam gezmesine çıkmıştık. üstünden bu kadar zaman geçmesine rağmen söz konusu kampinge sinirim gelmedi. burdan yeniden iletmiş olayım.
4 gün kalıp istanbul'a döndüğüm minik ve güzel ada. Tam mevsiminde gittiğimden merkezi biraz kalabalıktı fakat denize girmek için insanların daha az tercih ettiği koylara gittiğimizden gün içerisinde kalabalığa maruz kalmadım. Tek pişmanlığım bilmeden eşimin ısrarına uyup günbatımı denilen yere gitmek oldu. 10 dakika güneşin batışını izledikten sonra 45 dakika oradan çıkmak için aracın içinde oturduk. İnanılmaz bir kalabalık vardı maalesef. Dondurmacı bir abi ile yaptığım sohbette adada yaşayan (sağlıklı ve ayakta) Rum kökenli sadece iki kişi kaldığını söyledi. Üzücü çünkü yıllar önce iç içe yaşayıp komşuluk yaptıkları insanlar kısa bir süre sonra tamamen yok olacak oradan.
/ 5