bozcaada

/ 5
geçen bayramdaki kalabalıktan dolayı ada çökecek gibiydi
arabayla ve sezonda gitmenin çile olduğu güzel ada. bahar aylarında özellikle hafta içi gitme fırsatı yakalanırsa çok keyifli. bu bahar motosiklet ile gitme hayalleri kurup, iple çekiyoruz.
kahvaltı, tüm gün deniz, akşam keçi'de akşam yemeği ve sapa'da saatlerce kokteyl içmek
yaklaşık 1.5 sene önce ailemin geyikli'den ev almasıyla 1.5 sene içinde en az 10 kere gittiğim yer. gerçekten çok seviyorum fakat yemek konusunda alternatif yerler açılırsa çok daha güzel olabilir. Plaj olarak Akvaryum koyu çok güzel fakat işletme olmadığı için kendi sandalye şemsiye ve diğer ihtiyaçlarınızı yanınızda getirmelisiniz. Ayrıca bayram tatili vs gibi zamanlarda aşırı kalabalık oluyor, insanlarla dipdibe olmak istemiyorsanız daha sakin zamanları tercih edebilirsiniz. Habbele Beach te çok güzel. Bir işletme mevcut fakat işletmeyi kullanmak zorunda değilsiniz havlunuzu serip ücretsiz kısımdan da denize girebilirsiniz. Meydanda ki Çınaraltı çay bahçesinde dondurma yemeden dönmeyin.
gitmeyi düşünen var ise, konaklama, yeme içme önerisi için destek oluruz sözlük.
geçtiğimiz hafta ilk kez deneyimlediğim yer. dört günde adanın birçok yerini, lezzetlerini, gündüzünü, gecesini tatmış olduk. arabasız gitmeyin tavsiyesi almıştık ama gittik ve çok da zorlanmadık. denize girilecek yer olarak en çok bilinen ayazma ve akvaryum koyları var, ayazma şezlong ve şemsiye hizmeti veren tek yerdi sanırım ve servis aracılığıyla kısa bir sürede ulaşılabiliyor 15 tl ücreti vardı, akvaryum koyuna ise bot ile gidiliyor, botta kiralık sandalyeler vesaire de vardı gördüğüm kadarıyla. biz bir gün atv kiraladık (sabah 09.00 akşam 21.00 şeklinde oluyor) ve adanın her yerini gezdik, daha sakin koyları tercih ettik, suyu gerçekten soğuk ötesi soğuk bu arada, adanın tek kusuru olabilir. bunun dışında atv kullanmak için de olsa yollar biraz tecrübe gerektiriyor ve ehliyet istiyorlar zaten kiralarken, gün batımına gidilirse dönüşte çok geçe kalınmaması taraftarıyım, araçlar hızlı oluyor atv maalesef belli bir hızın üzerine çıkamıyor. bunlar dışında meyhaneleri, mezeleri, balık yemekleri meşhur. biz iki kişi bi 50’lik rakı 4-5 meze 2 ara sıcağa 1300 küsür lira hesap ödedik biraz yüksek fiyatlı olabiliyor. bir de muhteşem bir tatlısı var bizim gittiğimiz meyhane hikotakis ve bir yer daha varmış yalnızca iki yer yapıyor bu tatlıyı, kızartılmış helva(?) olabilirdi adı tam hatırlayamadım, muhakkak deneyin derim. yukarlarda da yazıldığı gibi reçelleri oldukça güzel ve merkezde bir sıra boyunca reçel satan esnaflar var, hepsi güler yüzlü ve yardımseverler. son olarak biz kaleyi gezmekten ve tarihini okumaktan çok keyif aldık, adaya o denli yüksekten bakmak ve yazılanlarla bütünleştirmek keyifliydi. ben gitmeden önce buraları bi kurcalamıştım, benden sonra gidecek olanlara yardımcı olur umarım.
4 gün kalıp istanbul'a döndüğüm minik ve güzel ada. Tam mevsiminde gittiğimden merkezi biraz kalabalıktı fakat denize girmek için insanların daha az tercih ettiği koylara gittiğimizden gün içerisinde kalabalığa maruz kalmadım. Tek pişmanlığım bilmeden eşimin ısrarına uyup günbatımı denilen yere gitmek oldu. 10 dakika güneşin batışını izledikten sonra 45 dakika oradan çıkmak için aracın içinde oturduk. İnanılmaz bir kalabalık vardı maalesef. Dondurmacı bir abi ile yaptığım sohbette adada yaşayan (sağlıklı ve ayakta) Rum kökenli sadece iki kişi kaldığını söyledi. Üzücü çünkü yıllar önce iç içe yaşayıp komşuluk yaptıkları insanlar kısa bir süre sonra tamamen yok olacak oradan.
güneşin batışını izlemek için harika bir yer.
şaraplarınınsa fazlaca abartıldığını düşünmekteyim. 2 sene önce gittiğimde çeşit çeşit reçellerinden almıştım. sırf o çeşit çeşit reçeller için bile yeniden gidilebilir.

ada içerisinde toplu ulaşım vasat düzeyde. biz çok kısıtlı zamana sahip olduğumuz için iner inmez gün batımı turlarından birine katılmıştık. bir saat içinde adadaki bir iki yeri gezdirip (şarap evleri, beylik koyu vs) gün batımı ile baş başa bıraktılar bizi. güneş batar batmaz da apar topar kaldırıp hadi gidiyoruz dediler. neye uğradığımızı şaşırdık.

gün batımının en güzel izlendiği adanın batısındaki tepelere ulaşım biraz zor. adadakiler araçlarına otostopçu almayı sevmiyor. yürünmesine yürünür ama çok kısa bir yol değil. o kısma giden dolmuş sormuştuk ancak 2 sene öncesinde dolmuş yoktu.

burada yaşadığım en ilginç olaysa çadır atalım diye gittiğimiz koyda daha çadırlarımızı yeni sermeye başlamışken jandarmanın gelip bizi kovmaya çalışmasıydı. sonradan öğrendik ki ordaki kamping işletmesi sürekli çadır atılan koyları gözetliyor ve birileri geldiği zaman jandarmaya haber vererek kişileri zorla attırıyormuş. aslında kıyı kullanımı anayasal düzeyde hak ancak bu gözünü para bürümüş kampingciler hakkınızı kullanmanızı engellemek için ellerinden geleni yapmışlar. jandarmaya sormuştum, ne diye şikayet ediyorlar diye. çevreyi kirletiyorlar diye şikayet ediyorlar demişti. jandarma bizi zora sokmayın, emir kuluyuz sonra biz kötü oluyoruz diyince el mahkum topladık çadırları. peki dedik biz napcaz bu saatten sonra? onlar dediler jandarmanın karşısında otopark var oraya kurun çadırlarınızı. otopark! neyse en son el mahkum bir traktörün yanına çadır kurup akşam gezmesine çıkmıştık. üstünden bu kadar zaman geçmesine rağmen söz konusu kampinge sinirim gelmedi. burdan yeniden iletmiş olayım.
/ 5