#tüm turuncuyolcu entry'leri
Popüler kültüre yenik düşmüş, abartılı sokaklardan biridir. Anadoluda herhangi bir yerdeki gözleme + çay ikilisini bu sokağa tercih edebilirim.
“ Olsa da gitsek. “ dedirten olmadan samimi gelebilen bir mekandır.
Bildiklerini paylaşmak, gördüklerini unutulmaz kılmak. Örneğin gezip gördüğün bir yeri bugün sözlüğe yazıp, 3-5 yıl sonra görüp vay be! diyebilmek gibi sebeplerdir.
Ayrıca bu durumun gelecekte gezip gördüğün yerleri ziyaret edeceklere önemli ön bilgiler sağlayacak olması da bir artı sebep olabilir.
Ayrıca bu durumun gelecekte gezip gördüğün yerleri ziyaret edeceklere önemli ön bilgiler sağlayacak olması da bir artı sebep olabilir.
Milano, old town’a çokta uzak olmayan, günümüzde hala çalışmaları süren 90 dönümlük alana konumlanmış modern bir konut, ticaret ve alışveriş merkezi olarak tanımlayabiliriz.

Parkta gibi başlayan yürüyüş, modern konutları da size gösterdikten sonra gökdelenlerin ortasında, alışveriş merkezi de bulunan bir meydana ulaştırıyor. Milano’da yapacak birşey kalmadıysa ve vakit geçirmek için güzel bir yer arıyorsanız city life’ı ziyaret edebilir, yemyeşil parkın tadını çıkarabilir, biraz yürüdükten sonra hemen venchi ile karşılaşabilir birer dondurma yiyebilirsiniz.

Generali Group ve Allianz logolu gökdelenler de citylife içerisinde bulunurken günümüzde 3. Gökdelen inşaatı hala devam ediyor.

Parkta gibi başlayan yürüyüş, modern konutları da size gösterdikten sonra gökdelenlerin ortasında, alışveriş merkezi de bulunan bir meydana ulaştırıyor. Milano’da yapacak birşey kalmadıysa ve vakit geçirmek için güzel bir yer arıyorsanız city life’ı ziyaret edebilir, yemyeşil parkın tadını çıkarabilir, biraz yürüdükten sonra hemen venchi ile karşılaşabilir birer dondurma yiyebilirsiniz.

Generali Group ve Allianz logolu gökdelenler de citylife içerisinde bulunurken günümüzde 3. Gökdelen inşaatı hala devam ediyor.

italya‘nın milano kentinde bulunan, sanatsal mezar ve anıtların bolluğu ile dikkat çeken bölgenin en büyük mezarlıklarından biridir.
1866 yılında açılmıştır ve 250.000 metre karelik alanda yer almaktadır.

Milano geziniz sırasında tavsiye edilen şehrin özel alanlarından biridir. Monumental cemetery veya italyanca Cimitero Monumentale olarak bilinir. Dikkat çeken devasa anıt mezarları olduğu gibi, ziyaretiniz sırasında ölü bedenlerin duvarların arkasına koyulup bir mermerle kapatıldığı sayısız mezarı da görüyorsunuz. 1800’lerden günümüze bir çok tarihi de gözlemleyerek mezarlığın ne kadar eski ve köklü olduğunu da anlayabilirsiniz. Milano geziniz sırasında ziyaret etmeniz gereken, farklı olduğunu düşündüğüm yerlerden.


Bu mezarlar, mezarlığın girişinde bulunan dev yapının hemen altında konumlandırılmış durumda, sayısını tahmin edemediğim kadar çoklar. Yine bu mezarlarda da 1800’lerden günümüze bir çok mezar taşı görmek mümkün.

Ayrıca mezarlığın arka kısmında bulunan devasa arazide, aileler için özel yapılmış anıtları, üzerlerinde isminin yazılı olduğu ve içerisine yalnızca aile üyelerinin defnedildiği anıt mezarlar da dikkat çekici.
1866 yılında açılmıştır ve 250.000 metre karelik alanda yer almaktadır.

Milano geziniz sırasında tavsiye edilen şehrin özel alanlarından biridir. Monumental cemetery veya italyanca Cimitero Monumentale olarak bilinir. Dikkat çeken devasa anıt mezarları olduğu gibi, ziyaretiniz sırasında ölü bedenlerin duvarların arkasına koyulup bir mermerle kapatıldığı sayısız mezarı da görüyorsunuz. 1800’lerden günümüze bir çok tarihi de gözlemleyerek mezarlığın ne kadar eski ve köklü olduğunu da anlayabilirsiniz. Milano geziniz sırasında ziyaret etmeniz gereken, farklı olduğunu düşündüğüm yerlerden.


Bu mezarlar, mezarlığın girişinde bulunan dev yapının hemen altında konumlandırılmış durumda, sayısını tahmin edemediğim kadar çoklar. Yine bu mezarlarda da 1800’lerden günümüze bir çok mezar taşı görmek mümkün.

Ayrıca mezarlığın arka kısmında bulunan devasa arazide, aileler için özel yapılmış anıtları, üzerlerinde isminin yazılı olduğu ve içerisine yalnızca aile üyelerinin defnedildiği anıt mezarlar da dikkat çekici.

1878 yılında italyan Silvano Venchi tarafından torino’da kurulmuş bir çikolata markasıdır.
Çeşitli çikolata üretimleri için orta / güney amerika va afrika’dan kakao sağladığı biliniyor. 2006 yılı itibariyle yalnızca italya’da kalmayıp, dünyanın birçok noktasında şubeler açarak dondurma satışına da başlamışlar.
İtalya, ingiltere, romanya, türkiye, japonya, çin, hong kong, suudi arabistan, brezilya, malta, almanya gibi bir çok ülkede de şubeleri bulunuyor.

Diğer ülkeler hakkında belki birşeyler söylemek yalan olur ancak italya’daysanız ve karşısınıza bir venchi mağazası çıkarsa, uğramadan geçmeyin. Muhteşem dondurmalarını mutlaka denemelisiniz.
Çeşitli çikolata üretimleri için orta / güney amerika va afrika’dan kakao sağladığı biliniyor. 2006 yılı itibariyle yalnızca italya’da kalmayıp, dünyanın birçok noktasında şubeler açarak dondurma satışına da başlamışlar.
İtalya, ingiltere, romanya, türkiye, japonya, çin, hong kong, suudi arabistan, brezilya, malta, almanya gibi bir çok ülkede de şubeleri bulunuyor.

Diğer ülkeler hakkında belki birşeyler söylemek yalan olur ancak italya’daysanız ve karşısınıza bir venchi mağazası çıkarsa, uğramadan geçmeyin. Muhteşem dondurmalarını mutlaka denemelisiniz.

Kısaca tanımlamak gerekirse starbucks markasının dünyadan çekirdeklerini topladığı daha nadir ve egzotik bulunan kahvelerin satıldığı yerlerin genel adıdır. Premium bir coffee shop olduğunu da söyleyebiliriz. milano, tokyo, seattle, new york başlıca starbucks reserve’i bulabileceğiniz şehirler.

Milano’daki starbucks reserve’i ziyaret ettiğinizde devasa makinaların kahve çekirdeklerini hazırladığını ve tavana uzanan ardından bara ulaşan borularla kahve çekirdeklerinin bara taşındığı ve müşteriyle buluşturulduğu görüyorsunuz. Denemeye değer mi? Tartışılabilir ancak bir milano ziyaretinde, görmenizi tavsiye edebileceğim bir yer. Şanslıysanız ve çok kalabalık değilse tabiki bir kahve de gitmişken için.

Milano’daki starbucks reserve’i ziyaret ettiğinizde devasa makinaların kahve çekirdeklerini hazırladığını ve tavana uzanan ardından bara ulaşan borularla kahve çekirdeklerinin bara taşındığı ve müşteriyle buluşturulduğu görüyorsunuz. Denemeye değer mi? Tartışılabilir ancak bir milano ziyaretinde, görmenizi tavsiye edebileceğim bir yer. Şanslıysanız ve çok kalabalık değilse tabiki bir kahve de gitmişken için.

Bulunduğu bölge sebebiyle san siro stadyumu olarak ün kazanmış olsada Giuseppe Meazza Stadium olarak resmi kayıtlarda yer almaktadır. 1926 yılında açılmıştır. Milano’dadır.
Bölge takımları AC milan ve inter takımlarının ortak kullandığı bir stadyumdur. Öyleki stadyum içerisinde bulunan mağazalarda iki takımın ürünleri de sergilenmekte ve satılmaktadır.
Stadyum 80.000 kişi kapasiteli olup italya’nın en büyük futbol stadyumudur. Avrupa’da da en büyük stadyumlardan yalnızca bir tanesidir. Milano Şehir merkezinden stadyuma ulaşmak oldukça basit, merkezden m5 kodlu metro ile yalnızca 6-7 durak gitmeniz gerekiyor. Durağın ismi “ san siro stadio “

Stadyum’da 17 euro karşılığında müze ve stad içi rehberli tur düzenleniyor. Ancak çokta gerekli olduğunu söyleyemem. Çünkü sadece gösterilen alanları ziyaret edebiliyorsunuz. Onun yerine ücretsiz şekilde girebileceğiniz san siro store’a girip orada hem takımların ürünlerine göz atabilir, hem de stadyuma açılan pencerelerden stadyumu inceleyebilirsiniz.
Bölge takımları AC milan ve inter takımlarının ortak kullandığı bir stadyumdur. Öyleki stadyum içerisinde bulunan mağazalarda iki takımın ürünleri de sergilenmekte ve satılmaktadır.
Stadyum 80.000 kişi kapasiteli olup italya’nın en büyük futbol stadyumudur. Avrupa’da da en büyük stadyumlardan yalnızca bir tanesidir. Milano Şehir merkezinden stadyuma ulaşmak oldukça basit, merkezden m5 kodlu metro ile yalnızca 6-7 durak gitmeniz gerekiyor. Durağın ismi “ san siro stadio “

Stadyum’da 17 euro karşılığında müze ve stad içi rehberli tur düzenleniyor. Ancak çokta gerekli olduğunu söyleyemem. Çünkü sadece gösterilen alanları ziyaret edebiliyorsunuz. Onun yerine ücretsiz şekilde girebileceğiniz san siro store’a girip orada hem takımların ürünlerine göz atabilir, hem de stadyuma açılan pencerelerden stadyumu inceleyebilirsiniz.
2013’te dünya mirası ilan edilmiş, 3.326 m yüksekliği ile avrupa kıtasının en yüksek yanardağıdır.
Etna’ya ulaşım oldukça kolay gözüksede bitmek bilmeyen virajlardan oluşan up uzun yolların sizi beklediğini söyleyebilirim. Tabi ki bir çok farklı noktadan ulaşım mümkün ancak yollar genelde düzgün olsada virajlar insanı yorabiliyor. Her koşulda kendinizi manzaraya odaklayıp, tüm detayları unutabilirsiniz.
Etna’ya yaklaştığınızda hediyelik eşya noktaları, restaurantlar, otoparklar ile çevrelenmiş devasa bir tesis sizi karşılıyor. Biraz ilerlediğinizde sağınızda zirve yolculuğunuzun başladığı teleferik noktasını görüyorsunuz.

Bu istasyondan biletlerinizi alıp ilk teleferiğe atlayıp hemen yola koyulabilirsiniz. Zirveye çıkış biraz pahalı, 65 Euro arkadaşlar. Değer mi derseniz, teleferik hizmeti, otobüslerle teleferikten sonra zirveye taşınmak, rehberlerin anlatım yapması vs. bu gibi detaylar dolayısıyla ideal olduğunu söyleyebilirim.
Teleferik ile yolculuk ortalama 15 dakika kadar sürüyor. Çevreyi izlemeye koyulursanız da bu sürenin nasıl geçtiğini anlamazsınız.

İlk durağımız olarak yukarıdaki istasyona ulaştığımızda bir tesisin içerisinden geçiyoruz. Bu sırada eğer üzerinizde tshirt şort vs yazlık kıyafetkeriniz varsa, mutlaka orada kiralanan montlardan bir tane üzerinize alın. Çünkü zirve gerçekten esiyor! Bu tesisin arka kapısından çıktığımızda dev otobüsleri görüyoruz. Bu otobüsler orta istasyondan, ziyaretçileri zirveye taşıyorlar.


Araçla ulaşımın mümkün olduğu son noktaya geldiğinizde otobüslerden iniyorsunuz ve rehberler sizleri karşılıyor. Geldiğiniz otobüsteki insanlarla bir grup halinde rehberle birlikte turunuza başlıyorsunuz. Rehber ingilizce ve italyanca çevre ve dağ hakkında yararlı bilgiler veriyor. Burada tekrar hatırlatmakta fayda var, zirve gerçekten soğuk ve esintili. Kıyafet konusunda dikkatli olunmalı.

Geziniz esnasında rehberiniz mutlaka bilgi verecektir ancak yapmanızı şiddetle tavsiye edeceğim en önemli şey toprağı biraz eşeleyip, zeminden gelen o sıcaklığı hissetmeniz. Etna o anda size, ‘daha ölmedim!’ mesajını fazlasıyla veriyor.
Zirvedeyken şanslıysanız bulutların arasında kalabilir, bulutların eşsiz geçişini de gözlemleyebilirsiniz.
Önemli birkaç uyarı; zirveden son dönüş 16:00’da! Yukarısı için ikinci teleferik istasyonundan mutlaka kaban kiralayın (4euro). Zirveye giden otobüslerde en arkaya oturmanız biraz sarsılmanıza sebep olabilir.
Etna’ya ulaşım oldukça kolay gözüksede bitmek bilmeyen virajlardan oluşan up uzun yolların sizi beklediğini söyleyebilirim. Tabi ki bir çok farklı noktadan ulaşım mümkün ancak yollar genelde düzgün olsada virajlar insanı yorabiliyor. Her koşulda kendinizi manzaraya odaklayıp, tüm detayları unutabilirsiniz.
Etna’ya yaklaştığınızda hediyelik eşya noktaları, restaurantlar, otoparklar ile çevrelenmiş devasa bir tesis sizi karşılıyor. Biraz ilerlediğinizde sağınızda zirve yolculuğunuzun başladığı teleferik noktasını görüyorsunuz.

Bu istasyondan biletlerinizi alıp ilk teleferiğe atlayıp hemen yola koyulabilirsiniz. Zirveye çıkış biraz pahalı, 65 Euro arkadaşlar. Değer mi derseniz, teleferik hizmeti, otobüslerle teleferikten sonra zirveye taşınmak, rehberlerin anlatım yapması vs. bu gibi detaylar dolayısıyla ideal olduğunu söyleyebilirim.
Teleferik ile yolculuk ortalama 15 dakika kadar sürüyor. Çevreyi izlemeye koyulursanız da bu sürenin nasıl geçtiğini anlamazsınız.

İlk durağımız olarak yukarıdaki istasyona ulaştığımızda bir tesisin içerisinden geçiyoruz. Bu sırada eğer üzerinizde tshirt şort vs yazlık kıyafetkeriniz varsa, mutlaka orada kiralanan montlardan bir tane üzerinize alın. Çünkü zirve gerçekten esiyor! Bu tesisin arka kapısından çıktığımızda dev otobüsleri görüyoruz. Bu otobüsler orta istasyondan, ziyaretçileri zirveye taşıyorlar.


Araçla ulaşımın mümkün olduğu son noktaya geldiğinizde otobüslerden iniyorsunuz ve rehberler sizleri karşılıyor. Geldiğiniz otobüsteki insanlarla bir grup halinde rehberle birlikte turunuza başlıyorsunuz. Rehber ingilizce ve italyanca çevre ve dağ hakkında yararlı bilgiler veriyor. Burada tekrar hatırlatmakta fayda var, zirve gerçekten soğuk ve esintili. Kıyafet konusunda dikkatli olunmalı.

Geziniz esnasında rehberiniz mutlaka bilgi verecektir ancak yapmanızı şiddetle tavsiye edeceğim en önemli şey toprağı biraz eşeleyip, zeminden gelen o sıcaklığı hissetmeniz. Etna o anda size, ‘daha ölmedim!’ mesajını fazlasıyla veriyor.
Zirvedeyken şanslıysanız bulutların arasında kalabilir, bulutların eşsiz geçişini de gözlemleyebilirsiniz.
Önemli birkaç uyarı; zirveden son dönüş 16:00’da! Yukarısı için ikinci teleferik istasyonundan mutlaka kaban kiralayın (4euro). Zirveye giden otobüslerde en arkaya oturmanız biraz sarsılmanıza sebep olabilir.