#tüm strayed-bird entry'leri

edirne de aracına bindiğimiz amca, konuşmayı sevmeyen insanlardandı. çok soru sordum, yanıtı yok. yol boyu sessiz sessiz giderken, 'amca biz inelim burda dedim' tabi yine cevap yok. durmadı da. amca inelim burda heh şurda dedim. amca da ne ses ne durmak var. amcaaaa dedim. birden durup '' ya sen burda inip ne yapacaksın allah aşkına'' dedi. burda inmem gerek dedim. '' ya ben götürüyorum işte dedi. feribota bincem dedim. '' ya tamam in bin feribotuna, yer bulursan tabi, haydi in in in.''
beni azarlasan da iyiydin be amcam. sözünü dinledim. bindim feribota. sevgiler,saygılar
otostopla beni aracına alan kişi bi şeyler anlatırken 'cama yaslanıp kulaklığımla müzik dinlemek ne güzel giderdi bu yola' diye aklımdan geçiyo bazen.
'sevgilim var' ,'gittiğim yerde sevgilimle buluşacağım' derim. bi keresinde arabasına bindiğim abi ' seni sevgiline sağ salim teslim edeyim' demişti ve vardığımızda 'ee nerde? bu nasıl sevgili' demişti.
(cidden böyle sevgili mi olur. hayırsız.)
(insan söylediği yalana da inanabilir)
bence ki, ilk olarak -aklını özgür bırak.- korkarım korkmam,tuvaletim gelir, üşürüm, şu t-shirtüde alayım, ay şunu da demeyin.
korku öyle tehlikelidir ki. beyne girdi mi çıkışı bulamaz. unutma evini sırtında taşıyorsun sen. insan evinde rahattır. kur evini, oku kitabını, dinle ateş böceklerini, özgürlüğünü düşün ve uyu. şehirden, kalabalığından ve parasından çok yoruldun zaten.
''kız başınıza yürek mi yediniz''
''çadırda yatmak rahatsız etmiyo mu yaa''
''hayvan olayını napıyosunuzzz''
hep özgürlüğün peşinde ve daha fazlasını isterdim. interailde, gezenlerin paylaşımlarını gözlerimdeki yaşlarla birlikte okurduk. sonra o yaşlı gözler bir arkadaşımında gruptan olduğunu gördü. hemen ona 'bana yol hikayelerini anlatır mısın' dedim. anlattı anlattı ve anlattı... seninle bir günlük gezi yapalım dedi. ama şans işte iki gün sonra "sülüklü göl (2016)" etkinliğini gördük. naptım ne ettim çıktım yola cebimde hayallerimle. kaç tıra bindik, kaç hikaye dinledik, kaç parmak kaldırdık hepsi mıh gibi aklımda. üstelik yiyeceğimiz bile yoktu. (orda alırız dedik ama market yoktu) neyse kısa keseyim. eve geldiğimde gece yatarken kendime söylediğim şuydu 'ölürsem gözüm açık gitmem ama ölmezsem de bu gözler artık hep yeni yollar görecek'
favorim olarak hep barbunya bulunur çantamda ve hep barbunyanın yanına yakışacak bi şeyler bulurum. turşu olur armut olur acı biber olur. ne varsa o yakışır yanına. barbunya bitince de içinde kalan yağ ile yumurta yapılırr
bundan böyle hep yek hep tek başımaa
dere tepe dümdüz kendi yolumaa
yalnız kaldım sanma koca dünya yanımdaa
özlem tekin-hep yek