#tüm songlkaradeniz başlıkları

marshall mcluhan'ın ortaya attığı iletişim kuramıdır. bu kurama göre iletişimin ve bilgi akışının teknolojik olarak varacağı noktanın yayılımıyla dünyayı küresel bir köye çevireceğidir. yani şöyle ki dünyanın öbür ucundaki bilgiye ve habere dahi sanki yakınındaymış gibi kolayca ulaşılabileceğidir. medya ve iletişim araçlarının şu an geldiği noktayı düşünürsek bu kavramın taşıdığı realiteyi daha net görebiliriz. günümüzde radyo, televizyon ve cep telefonlarının girmediği ev neredeyse sayılıdır.
genel olarak aynı şekilde ve tarzda 30 günden daha uzun bir süre boyunca belirli aralıklarla 3 ve daha fazla kişiyi öldüren kişiye denir. birçoğunun cinayetini kendisiyle örtüştüren bir tür imza niteliği taşıyan ritüelleri vardır. misal bazı katiller yanlarına kurbanından bir parça alırken bazılarıysa öldürme şekliyle kim olduğunu belli eder. buna bir örnek olarak karındeşen jack ya da zodiac katili örnek gösterilebilir. seri katil tanımlaması ilk olarak ted bundy için kullanılmıştır.
4 Mayıs 1928 ingiltere doğumlu yazar. sadist katiller, işkencenin tarihi gibi kitapları kaleme almıştır.
brian innes'in kaleme aldığı kitabın adı. adından da anlaşılacağı üzere kitabın konusu sadist katillerin hayatları ve işledikleri cinayetlerle ilgilidir.
kitabın arka yüzünde şu tanım yer almaktadır: "bugüne kadar yapılan araştırmalar göstermiştir ki, seri ya da sadist katiller takıntılı insanlardır. takıntılarının sebebi küçükken maruz kaldıkları cinsel istismarlar, aile içi şiddet, ilgisizlik gösterilebilir."
tam adı theodore robert bundy olan amerikalı seri katil. 24 kasım 1946 yılında gayrimeşru olarak dünyaya geldi. annesiyle sorunlu bir ilişkiye sahip olan bundy 1974-1978 yılları arasında abd'nin çeşitli yerlerinde otuzdan fazla genç kadını öldürmüştür. yakışıklı bir yüze sahip ve hukuk eğitimi almış olan ted bundy bebek yüzlü seri katil olarak bilinmektedir. mahkemede kendi avukatlığını yapmıştır. 24 ocak 1989'da elektrikli sandalyede idam edilmiştir.
“biz seri katiller sizlerin oğulları, eşleriyiz. biz her yerdeyiz.” en ünlü sözlerinden biridir.

not: ted bundy'i ilk kez lisedeyken okuduğum brian innes'in kaleme aldığı sadist katiller kitabından öğrendim.
birine takıntılı derecede aşık olmaktır. obsesif kompülsif bozukluğa sahip kişilerin aşık olduklarında ortaya çıkan bir durumdur. tabi illaki sadece okb'ye sahip insanlarda yaşanıyor diye kesin bir kanı belirtemeyiz fakat bir etken olduğu açık. bizzat kendimin de takıntılı aşka meyli olduğun inkar edemeyeceğim durumdur.
sonucunun rant olacağı kesin yangınlardır. her sene güzelim bodrum'umda bir yerler rant yangınına kurban gider. bu yangınlar hiç şaşmaz. illa her sene olur. 3-4 sene evvelki güvercinlik yangınından sonra arazi, orman bakanlığının tersine olan iddialarına rağmen devlete yakınlığı olan isimlerden birinin yönetim kurulu başkalığındaki titanic otele peşkeş çekildi. bu rantçılık yüzünden bodrum'da ve egenin birçok bölgesinde orman yangınları çıkarırdı. ne tesadüftür ki çoğu yangın sonrasında oraya gelecek yapılanmanın tam boyutlarıyla birbir örtüşüyordu yangının boyutu. tıpkı titanic otelde olduğu gibi.
özel ve güzel olmasını istediğim için 22 yaşına kadar beklediğim olaydır. olacaksa hayatıma girecek olan tek erkekle olsun ya da hiç olmasın kafasıyla bekleyip durmuştum. hatta geçen sene aşık olduğum kişiyle bile öpüşmedim. sonu ne mi oldu? hüsran! çoğunlukla tükürük alışverişi gözüyle baktığım öpüşme eylemi ciddi manada bir tükürük alışverişine döndü. "sen misin ilk öpücüğü bekleten" diyerekten evren tokadını bastı suratıma geçtiğimiz haziran ayında. tek pişmanlığım serseri mayınımla öpüşmemiş olmaktır. zamanda geriye gidip 16 ağustos 2018'e dönemez miyiz ya? en azından aşık olduğum adamla öpüşmüş olurdum, karşılıksız bir aşk olsa da onla öpüşmeye değerdi. fakat geçen sene yaşamaktan korkan bir kızdım. şimdiyse hayata geç kalmış bir kızım. kendimi korkaklığımdan dolayı tebrik ediyorum. (bkz: kamp ateşinde aşık olmak)
muğla'nın bodrum ilçesine bağlı bir mahallesidir. kamp atmak için sakin ve güzel koyları vardır.
türkçeye çevrildiği adıyla yaşam şifresi. duncan jones'in yönetmenliğini üstlendiği 2011 yapımı gerilim, bilim kurgu film. genel olarak filmde bir trenin içinde ne olduğundan habersiz şekilde uyanan yüzbaşı colter stevens'ın sürekli olarak 8 dakikalık bir patlamayı yaşadığı ve bu süre zarfında bombacıyı bulmak zorunda olduğu bir görev anlatılmaktadır. enfes bir yapımdır.