#tüm royale-with-cheese başlıkları

meyvelerden yapılan rakija ve ev yapımı vodkadan daha hafif ve aromatik bir yapısı olan macar içkisidir.

erasmus zamanında başladığım bu mereti bir türlü bırakamadım. ne bir akşamdan kalma ne de mide bulantısı gibi etkisi vardır.

macaristan’dan gelen gezginlere ısrarla sipariş ediyorum. bana göre dünyanın en lezzetli içkisidir.

çevre memleketlerin de kendilerine özgü palinkaları vardır. çek palinkası, romen palinkası gibi.

mottom :
everyone needs one more shot palinka
memleketimiz coğrafi ve iklim olarak müthiş güzelliklere sahip. ancak yurtta garip bir topluluk ortaya çıktı. yere tükürenler, çöpü, burnunu sildiği mendili sokağa atıverenler, bağıra çağıra konuşanlar ve yüz kızartan küfür eden insanlar gibi.

bu insanlar nasıl bu hale geldi ve aileler bu çocukları hangi koşullarda yetiştirdi de şimdi bunun acısını biz yaşıyoruz.

en basitinden bir eğlence mekanında sigara dumanına boğulmak(yasak olmasına rağmen), arabaların yaya geçidini hiç takmaması ve ışıklara dahi riayet etmeyen sürücüler, ağır işleyen bir bürokrasi, el etek öpmeden işlerin ilerlememesi bu memlekette yaşamamak istemenin temel nedenleridir bana göre.

burada doğmak kader ama gelecek insanın kendi elinde. romantik düşünmenin fayda getireceğini düşünmüyorum. bu milyonlarca insanı eğitmek çok zor ve gelecek nesillerden umudum da yok.

kombo olarak, insan ne ile yaşar?
yeni mezun bir tarihçi olarak ben de kıyısından bu bilim dünyasına dahil oldum.

tarih konulu izlediğim belgesellerin pek çoğunu izledikten sonra unutuyorum. ve kullanılan belgelere şüpheli yaklaşıyorum. zannımca tarih belgeseli izlemek üstünkörü bir bilgi sahibi olmaya yardımcı olur. ancak yakın tarihi işleyen ve orjinal görüntüleri kullananlar keyif vermiyor değil.

bunun haricinde iki yıl önce kırklareli üniversitesi’nde, tarihi film, tarihsel film gibi kavramları açıklayan, anlatan çok güzel bir konferansa katıldım. beyefendinin ismi teyfur erdoğdu ve konferansın ismi: beyaz perdeye yansıyan geçmiş: tarih sinema ilişkisi.

ilgisi olanlar araştırabilir.

(bkz: tarih)
(bkz: kırklareli üniversitesi)
adından anlaşılacağı üzere kırklareli’de olan ve benim tarih bölümünden mezun olduğum üniversitedir.

şehir merkezinden otobüsle yanılmıyorsam 20 dakika civarı bir yol ardından kayalı kampüsüne varılabilir.

üniversitenin en güzel yanı müthiş çalışkan ve bir o kadar da saygılı, kibar, tüm güzel meziyetlerle donatılmış bir erasmus ofisine sahip olmasıdır.

fakat bunların haricinde bir taşra üniversitesidir.

şehir ise mutlu insanların kenti olarak zikredilir.

(bkz: mutlu insanlar kenti)
amalfi sahilleri dönüşünde güzelim deniz manzaralı daracık yollar ve müthiş italyan trafiği sayesinde salerno-roma otobüsünü kaçırmış olmam ve tek çare trenle napoli’ye geçmek sebebiyle tanıştığım yeryüzündeki cehennem eğitim yerlerinden birisidir.

gündüz vakti nasıldır bilmem ama gece istasyonda tuvalet kapanıyor açık olsa dahi 1 euroydu ücret. yakında mcdonald’s var mantıklı ama orası da pislikten geçilmiyor.

istasyonun etrafı cidden tehlikeli, italyan bulmak dahi zor. polisin gelip insanları başka güvenli bir yere toplaması dahi bir hayli ironik güvenlik açısından.

neredeyse bir yıl olacak ama hala kıçımda o demir bankların soğuğunu ve sızısını hissediyorum.

(bkz: killing me softly)
macaristan’ın güneyinde sırbistan’a sınırı olan festivalleri ve çok canlı erasmus hayatıyla ünlü bir ildir.

kışları biraz soğuk(tsiza nehri donar). ama kar yağışı çok olmaz. bununla beraber senede iki kez gerçekleşen şarap festivali dillere destandır. özellikle bahar mevsiminde yapılanı. bunun yanı sıra palinka festivali, bira festivali gibi etkinlikler çoktur.

erasmus yapacak öğrencilere ısrarla tavsiye ediyorum. hayatımın en güzel zamanı orada geçti desem yalan olmaz.

(bkz: bor fesztival)
(bkz: palinka fesztival)