#tüm levi-de-north entry'leri

o kadar uçak yolculuğu yapmama rağmen yalnızca bir anım gelir aklıma hep. ben normalde de uçağın sarsılmasından korkmam, insanlar inanılmaz gerilirken ben çok olağan karşılarım, havanın kasisidir neticede. ingiltere'den dönüş yolunda uçak gittikçe artarak sarsılmaya başladı. artık bir yerde havaya zıplamamak için ciddi ciddi koltuklara kendimizi yapıştırmaya çalıştık tutunarak, bu esnada pilot bir duyuru yaptı, alp dağları üzerinden geçtiğimiz için uçak soğuğu mu kaldıramamış artık ne olmuşsa, durumu kontrol altına almaya çalıştıklarını söyledi. ama bu sırada uçak neredeyse bir yerlere çarpıyormuşçasına ani sarsılmalar yaşıyor. duyurunun üstüne yolcular iyice telaşlanıp bağırmaya başladı. bense yine çok olağan karşıladım... normalde de aşırı heyecanlı bir tipim orda nasıl o kadar soğukkanlı durdum hala anlam veremem. herhalde düşsek bile yapacak bir şey olmadığını kabullenmiştim

sanatsal ve kültürel makaleler yayınlayan web sitesi (bkz: leblebitozu.com)

yalnızca gezerken taktığım bilekliktir. yolda gruptan insanlarla tanışmaya vesile olduğu için çok seviyorum, ancak hepsinden ille de alıp biriktirmeye gerek olduğunu düşünmüyorum. etkinliklere katıldıkça bileklik sayısı da artıyor zaten, anısız biriktirmeyi gerektirecek kadar büyük bir olay değil

uzun süre yalnız takılırsın, sevgili ararsın, bir kişi bile olmaz hayatında. sonunda bir ilişkiye başladıktan sonra dönmeyen eski sevgili mi kalmaz, kıymetini anlayan flört mü...
(bkz: şimdiye kadar neredeydiniz)

gitmeyi en çok istediğim şehirlerin başında gelir, kuzey ışıklarının etkisi de büyük elbette. konumu ve coğrafyası gereği çok çekici geliyor. ufak bir araştırmadan sonra söyleyebilirim ki, eğer avrupa'da yaşamıyorsanız ve yola direk türkiye'den çıkıyorsanız daha ucuz olsun diye avrupa'ya geçip ordan aktarma yapmaya çalışmak manasız, zira istanbul'dan da gidildiğinde neredeyse aynı fiyata geliyor. avrupa uçuşları için olan kampanyalar haricinde tabii

sense 8 dizisinde çevirmene "amin" diye tepki verdiren, izlanda'da bir yanardağ ismidir kendisi. ne kadar uğraşsam da okuyamam adını

avrupa'da son derece ucuz ve kaliteli ürünler satan marketler zinciri. tek problemi çoğu yerde oldukça şehir dışında, ulaşması da bir hayli zor.

gökçek'in güzelim ormanı yok ettikten sonra oyuncak olduğunu düşündüğü tuhaf metalleri sergilediği yerdir.

varsa bir löwenbrau'nuzu alırım

amerikan tanrıları - neil gaiman